Kansere karşı verdiği örnek mücadele ile milyonlarca kişiye umut olan Neslican Tay’ın ölümü, kanser hastalarının yaşadığı sorunları bir kez daha gündeme taşıdı. Sağlık Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ödeme listesinde yer almayan bazı kanser ilaçlarını temin etmekte zorlanan vatandaş isyan ediyor.
Kanser hastası kardeşinin ateşi yükselince acile götüren ve 900 liralık masrafı ödeyemediği için hiçbir müdahalede bulunulmadığını anlatan Derya Çıtakbaş, kanser hastalığının acil bir hastalık kabul edilmediğini belirterek, "Bu olayı yaşadığımızda kanser hastaları olarak sağlığımızı kaybederken haklarımızı da kaybettiğimizi, kanserle savaşırken sağlık sistemine karşı da mücadele vermek zorunda olduğumuzu fark ettik” dedi.
Kanser hastası yakınları, kanser tedavisinde kullanılan ancak SGK’nin geri ödeme kapsamında olmayan ilaçların, devlet güvencesine alınması için seslerinin duyurulmasını istedi. Sosyal medya üzerinden başlatılan kampanyaya çok sayıda vatandaş destek verdi. Türk Lirası’nın Euro karşısında değer kaybetmesi nedeniyle fiyatları katlanarak artan ilaçların temininde zorlanan vatandaşlar, iktidarın sağlık politikası nedeniyle kanser hastalarının ölüme terk edildiğini savundu. Birgün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre, kanser ilaçlarının geri ödeme kapsamına alınması konusunda bir standart olmadığını söyleyen TTB Genel Başkanı Sinan Adıyaman, kanser hastalarının ilaçlarına devletin sosyal güvencesi altında ulaşabilmesinin önemine dikkat çekti. Adıyaman, devletin kanser tedavisinde kullanılan ilaçların tamamını geri ödeme kapsamına alması gerektiğini vurguladı.
CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan da devletin kanserle mücadeleyi daha ciddiye alarak politika haline getirmesi gerektiğini belirtti. Ceylan, kanserden ölümlerin son yıllarda arttığına dikkat çekerek kansere sebep olan durumlar hakkında araştırmalar yapılmasının önemine işaret etti. Kanser tedavisinde erken teşhisin önemini anlatan Ceylan, “Sağlık Bakanlığı bu noktada gerekli çabayı göstermeli” diye konuştu.
İstanbul’daki özel bir hastaneye 39 derece ateşle giden ancak 900 TL’lik masrafı karşılayamadığı için herhangi bir işlem yapılmayan kanser hastası Deniz Çıtakbaş’ın ablası Derya Çıtakbaş BirGün’e konuştu. Türkiye’deki sağlık sisteminin içler acısı halini tüm çıplaklığıyla ortaya seren olayın mağduru Çıtakbaş, “Bu olayı yaşadığımızda kanser hastaları olarak sağlığımızı kaybederken haklarımızı da kaybettiğimizi, kanserle savaşırken sağlık sistemine karşı da mücadele vermek zorunda olduğumuzu fark ettik” dedi. Çıtakbaş, ücret ödeyemediği için kardeşinin yarı baygın halde hastane kapısına konmasının kendilerini çok yaraladığını anlatarak şu ifadeleri kullandı: “Kanser acil bir hastalık olarak kabul edilmedi. Bu komik kararı doğru bulmuş olacak ki İl Sağlık Müdürlüğü kendilerine yaptığımız şikâyette hastanede kusur bulmadı. Sağlık Bakanlığı da TBMM’de hakkımızda verilen soru önergesine cevap vermedi. Şu an savcılık aşamasındaki gelişmeleri bekliyoruz. Kanser hastalarını ölmeye mahkûm eden, yalnızlaştıran, çaresizleştiren o kadar çok uygulama ve anlayış var ki onlar için üzülmek elbette yetmiyor.”