Büyük bir uluslararası araştırma kanserin onlarca genetik izi tanımladı.
Bu "izler" kanserin olası varlığına işaret ediyor.
Çalışma, kanser hastalarından alınan DNA örneklerinin görünümleri ile sağlıklı kişilerden alınan örneklerin karşıştırılmasıyla yapıldı.
Bilim insanları, prostat, rahim ya da meme kanseri olan 100 bin kanser hastasının DNA'larını inceledi. İncelenen "hastalıklı" DNA görünümleri ile hasta olmayan başka bir gruptan alınan DNA görünümleri ile karşılaştırıldı.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, İngiltere merkezli Kanser Araştırmaları merkezinden Profesör Ros Eeles, bu sayede tedavi yöntemlerinin köklü bir değişime uğrayabileceğini söylüyor.
Eeles, "Hastaya göre tedavi dönemine gireceğimizi söylemek hayalcilik olmaz. Bu kişilerin taşığı riske göre izleme ve tedavi programları uygulanabilecek." diyor.
Yapılan bir analiz göre, aile geçmişlerine bakılarak yüzde 20 oranında risk taşıdığı düşünülen kişilerin DNA görünümleri "gerçekten" kanser olup olmayacaklarını yüzde 60 isabetlilikle belirliyor. Çalışma ile bağlantısı olmayan kimi uzmanlar varılan sonuçların cesaret verici olduğunu ancak verilerin hastaların bakımına nasıl kılavuzluk edeceğini görmek istediklerini söylüyor.
Prostat ve meme kanseri riskini belirlemenin daha olasılıklı olduğu söyleniyor. Meme kanseri kadınların en çok zarar gördüğü kanser cinsi olarak öne çıkıyor; her yıl bir milyon kişi bu kanser cinsine yakalanıyor. Erkeklerde ise en yaygın görülen kanser cinsi akciğer kanseri, sonra prostat kanseri geliyor; her yıl 900 bin erkek akciğer kanserine yakalanıyor.
Çalışmaya Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve diğer ülkelerden 130 kadar kuruluş katıldı. Araştırmanın maliyetini İngiltere merkezli Kanser Araştırmaları üstlendi.