Eski Fazilet (FP) Partisi Milletvekili ve psikiyatri profesörü Mehmet Bekaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararı vermemesinin AKP'nin büyüsünü bozduğunu, gerilim üzerinden siyaset yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bunun üzerine Doğan grubunu kendisine hedef seçtiğini söyledi. Bekaroğlu, Referans gazetesinden Nuray Başaran'a verdiği mülakatta, hem siyasetçi hem de psikiyatr şapkasıyla özetle şu değerlendirmeleri yaptı: Erdoğan’ınki hak edilmemiş bir karizma Hak edilmiş karizma, bir kişinin kendi yeteneklerinden, kaynaklarından kaynaklanan bir karizmadır. Hak edilmemiş karizma derken, Tayyip Erdoğan öteden beri devam eden bir kavganın yani toplumsal bir bölünmenin, tartışmanın bir tarafı oldu. Kendisinin bunu başlatacak bir ideolojik donanımı ve entelektüel altyapısı falan yoktu. Erdoğan'ın karizması kavgalardan doğan, gerginlikten kaynaklanan bir şeydi. Bağırıyorsunuz karşı tarafa. Ve taraflarınıza ne kadar gür sesle bağırırsanız; ne kadar dik durursanız, ne kadar masaya vurursanız karizmanız öyle artıyor. Bakınız 28 Şubat dönemlerinde, çok yoğun bir şekilde Tayyip Bey ve onun gibi sert üslubu olan insanların kasetleri ortaya çıkarıldı. Tayyip Bey'in kasedi çıktıkça, karizması artıyordu. Çünkü insanlar Tayyip Bey'in orada ne söylediğine bakmıyordu. Bağırıyor olmasına bakıyordu. Tayyip Bey'de kendi mağduriyetini, mazlumluğunu, ezilmişliğini, haksızlığa uğramışlığını görüyordu. AKP merkez sağda normal bir parti oldu Tayyip Bey, o şekilde gerginlikle bulmuştu kendisini. Dolayısıyla kapatma davası sonucunda, laikliğe aykırı eylemlerin odağı diye bir karar verilmesi vatandaş için önemli değil. Kapatılmayarak o gerginliğin vermiş olduğu büyüyü, o sihri, o özel şeyi kaybetti Erdoğan. AKP sıradan bir parti oldu. Bunun farkında Erdoğan. AKP artık bana göre normal partidir, büyüsü, sihri bozuldu. O nedenle, daha evvel merkez partileri neler üzerinden aşındılarsa, AKP de aynı şeyden dolayı aşınacak, güç kaybedecek diye düşünüyorum. Artık AKP çok çelişkili, ikircikli bir şeye sahip Yani zalim, baskı yapan, ezen, dayatan bir sistem var, bir merkez var, o merkeze karşı mücadele eden Tayyip Erdoğan var. Kapatılmamasıyla, siyasette o karizma açısından büyü bozuldu. Şimdi sıradan bir siyasetçi oldu. Artık AKP çok çelişkili, ikircikli bir şeye sahip. Tayyip Erdoğan akıllı bir adam. Gerginliğin kendi işine yaradığını biliyordu. Şimdi Türkiye'de merkez sağda siyaset yapan normal bir partiye döndü. Bütün merkez partilerin başına ne geldiyse, uzun süre iktidarda kalan merkez partilerin başına ne gelmişse, sizin başınıza da gelecek. Gerilim yaratmak için Doğan grubunu seçti Bunun farkına vardığı için Tayyip Erdoğan, özellikle kendi tabanının uzak duracağı Aydın Doğan'ı kendisine, ana büyük bir hedef koyarak ya da rakip koyarak kavga etmeye başladı. Yani bizzat Genelkurmay'la, askerle, yargıyla kavga yapmaktansa, aynı gerginliği o gerginliğin vermiş olduğu büyüyü, kendisine daha az zarar verebilecek, en azından kapatma yetkisi olmayan Doğan Medya Grubu üzerinden yapıyor. Tayyip Erdoğan için çok da akıllıca bir iş. AKP tabanı yolsuzlukları görmüyor Şu anda "AKP yolsuzlukların içindedir, diğer partilerden bir partidir" imajının ortaya çıkması AKP'nin kendi tabanı ve oy verenler açısından bir problem oluşturmuyor. AKP'nin tabanı yolsuzlukları sevmiyor ama henüz yolsuzluk olduğuna kimse inanmıyor. Deniz Feneri, bu ihaleler, bütün bunlar yolsuzluk olarak görülmüyor. Yıllardan beri mahrum edilen, bizim insanlarımıza iktidardan yararlanarak imkânların sunulması olarak kabul ediliyor. Henüz bu iş, AKP'nin yolsuzluk yaptığı, yolsuzluk üzerinden aşındığı bu noktaya gelmiş değil. Padişah gibi yönetiyor Ama Tayyip Erdoğan bir padişah gibi yönetiyor. Partisini de öyle yönetiyor. Türkiye'yi de öyle yönetiyor. Tek adamdır. İkinci bir adam yoktur AKP'de. Halk, padişah kendisininse rahatsız olmuyor. AKP kim ne derse desin, kapatma davasında verilen karar ve bütün bu olup bitenler, dünyadaki kriz AKP'nin önü çok aydınlık, filan gözükmüyor. Dolayısıyla bir an evvel seçim yapmak AKP'nin işine gelir.