Kara Havacılık Komutanlığı iddianamesinde, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın darbeciler tarafından alınacağını MİT’e ihbar ettiği ileri sürülen binbaşının yer almadığı belirtildi. Savcının, binbaşı O.K.'yı dinlemek istediği aktarılırken, MİT'in yanıt vermediği ileri sürüldü. Kara Havacılık Komutanlığı'nda meydana gelen eylemlere ilişkin 155 sanık hakkında hazırlanan iddianame Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Duruşmalar 31 Temmuzda Sincan'da görülmüye başlanacak.
Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ'ın haberi şöyle:
15 Temmuz günü öğlen saatlerinde Kara Havacılık Komutanlığı’nda görevliyken MİT’e giderek “Hakan Fidan’ın kaçırılacağı” istihbaratını veren binbaşı O.K, dokunulamaz oldu. OHAL kapsamında KHK ile ihraç edilen, daha sonra tekrar göreve iade edilen ve daha sonra MİT’e geçen O.K, darbe girişimi ile ilgili davaların hiçbirinde ifade vermedi. Kara Havacılık Komutanlığı’na ilişkin soruşturmayı yürüten savcı Alpaslan Karabay, tanık olarak dinlemek istediği O.K’nin ifadesini almak için MİT’ten izin istedi, ancak hiçbir yanıt alamadı. Binbaşının ifadesi alınamadığı için ihbarın MİT’e ne şekilde yapıldığı, içeriğinde neler olduğu, neden daha önceden önlem alınmadığı gibi sorular yanıtsız kaldı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Alpaslan Karabay, FETÖ tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişimine katılan ve darbeye direnen halkı hedef alan silahlı helikopterlerin kalkış yaptığı Kara Havacılık Komutanlığı’na ilişkin soruşturmasını geçen hafta tamamlayarak, iddianameyi mahkemeye gönderdi. İddianamede, arasında dönemin Kara Havacılık Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun’un yer aldığı 155 şüpheli yer aldı.
Ayrıca darbe girişimi sırasında şehit olan 28 vatandaşın 30 yakını ile yaralanan 276 kişi, “müşteki” olarak iddianameye girdi. İddianamede, MİT’in Yenimahalle ilçesindeki yerleşkesine helikopterle düzenlenen saldırıda yaralanan 3 MİT personeli de “müşteki” olarak yer aldı. 3 MİT’çinin isimleri deşifre olmaması amacıyla iddianameye “T-02735”, “M-11125” ve “M- 11238” kodlarıyla yazıldı. 2 bin 489 sayfalık iddianamede Kara Havacılık Komutanlığı’ndaki olaya dahil olan herkes vardı, ancak bir tek MİT’e giden Binbaşı O.K’nin adı “taraf” olarak yer almadı. Oysa Binbaşı O.K, 15 Temmuz darbe girişiminin ve Kara Havacılık Okulu’nda yaşananların en önemli tanığıydı. Ancak iddianamede, binbaşının ne tanık, ne müşteki, ne de şüpheli olarak ifadesine başvurulmadığı anlaşıldı. Tanık ve şüphelilerin ifadelerinde O.K ile ilgili bölümlerin de özellikle yer almaması dikkat çekti.
Pilot binbaşının MİT’e ne şekilde ihbarda bulunduğu ise ancak Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ile dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in tanık olarak alınan ifadelerinden anlaşıldı. MİT’ten gelen bilgi üzerinden konuşan Çolak’ın ifadesine göre 14 Temmuz 2016 Perşembe günü Kara Havacılık Komutanlığı’ndaki bir pilot binbaşı (Deniz Aldemir), Ankara dışında izinli olan diğer bir pilot binbaşıyı (İhbarcı O.K) telefonla arayarak CH- 47 CHİNHOOK helikopterlerinin kabul töreni hazırlıkları nedeniyle gösteri uçuşu yapılacağından, 15 Temmuz 2016 Cuma günü Kara Havacılık Komutanlığı’nda bulunması gerektiğini belirtti. Bunun üzerine Ankara’ya dönen binbaşı O.K, ertesi gün yani cuma günü gelip Binbaşı Deniz Aldemir’i gördü. Aldemir, Binbaşı O.K’ye “bugün akşam l9.00’dan itibaren 2 adet skorsky l adet Cougar helikopteri ile izinsiz olarak uçuş yapılacak. Uçuş geç saatlere kadar devam edecek. Bu arada MİT Müsteşarı Hakan Fidan alınacak” dedi. Bunun üzerine O.K, yorgunluk ve duş alma bahanesiyle birlikten ayrıldı, Yenimahalle’deki MİT karargâhına gidip ilgililere bilgi verdi. MİT ihbarı ve iki binbaşının ismini Genelkurmay 2. Başkanı’na iletti. Söz konusu ihbarcı, MİT’e bilgi verirken kendisinin de cemaatçi olduğunu itiraf etti.
Kara Havacılık iddianamesinde, binbaşının MİT’e ihbarı “öğlen saatlerinde” yaptığı anlatıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ise Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’i ancak 16:16’da telefonla arayarak bilgilendirdi. Bir MİT Müsteşar Yardımcısı, 17.32’de Genelkurmay karargâhına gelerek Yaşar Güler’i bilgilendirdi. 18.30’da Hulusi Akar, bütün hava araçlarının indirilmesi emrini verdi. Akar’ın bu emrinin, Silahlı Kuvvetler Harekât Merkezi tarafından Hava Kuvvetleri Harekât Merkezi’ne iletilmesi ise 19.05’te gerçekleşti. Yani 35 dakikalık bir gecikme yaşandı. Akar’ın talimatı üzerine Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Genelkurmay’dan ayrılarak saat 18.36’da Kara Havacılık Komutanlığı’na giriş yaptı. Burada havada uçak olup olmadığını soran Çolak, o günkü uçuş planlarını kontrol etti, uçuk yasağı emrini tekrar etti. Şüpheli Kara Pilot Deniz Aldemir’in savcılık sorgusunda O.K’den hiç bahsedilmedi. Ancak Aldemir’in, gözaltındayken 23 Temmuz 2016 tarihinde el yazısıyla yazdığı 7 sayfalık dilekçe de iddianameye girdi. Dilekçede FETÖ üyesi olduğunu itiraf eden Aldemir, O.K’nin komutanların bütün ısrarlarına rağmen bahaneler üreterek uçmak istemediğini anlattı.
Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan bir KHK ile TSK’den atıldı. Ancak ekim ayında çıkarılan bir başka KHK ile tekrar orduya geri alınan binbaşı, alınan bilgiye göre “koruma” ve “ödüllendirme” amaçlı olarak MİT personeli oldu. Kara Havacılık Komutanlığı iddianamesini hazırlayan savcı Alpaslan Karabay, soruşturma süresinde binbaşının ifadesini almak istedi. Binbaşı artık MİT personeli olduğu için Yenimahalle’den izin alınması gerekiyordu. Yargı kulislerine sızan bilgilere göre savcılık, henüz resmi yazı hazırlamadan önce araya Adalet Bakanlığı’nı soktu ve MİT’in nabzı yoklandı. Ancak soruşturma tamamlanana kadar ne Adalet Bakanlığı’ndan ne de MİT’ten olumlu veya olumsuz bir yanıt gelmedi. Savcı, bunun üzerine binbaşının tanık olarak ifadesini alamadan iddianameyi mahkemeye gönderdi.
Kara Pilot Binbaşı O.K’nin ifadesinin alınmaması 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili kritik soruların yanıtsız kalmasına neden oldu. Kara Havacılık iddianamesinde, binbaşının MİT’e ihbarı “öğlen saatlerinde” yaptığı anlatıldı. Yaşar Güler ise tanık olarak verdiği ifadede, MİT Müsteşar Yardımcısı’nın geliş saatini kendisine “öğlene doğru” olarak söylediğini aktardı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, TSK’de “öğlen saatlerinde yaşanan bir hareketlilik”ten bahsetti. Eğer ihbarcı tanık olarak dinlenseydi, şu sorular yanıtını bulabilecekti:
-Binbaşı O.K, darbe girişiminden önceden de haberdar mıydı? n Binbaşı, neden sadece MİT’e gitti, emniyet veya savcılığa gelmedi?
-MİT Müsteşarı Hakan Fidan, öğlen saatlerinde aldığı ihbarı Genelkurmay’a neden 16.15’te bildirdi?
-İhbarcı binbaşı, MİT’e sadece “Hakan Fidan’ın alınacağından” mı bahsetti, yoksa darbe girişimine ilişkin beyanlarda da bulundu mu?
-MİT, ihbarı Genelkurmay’a iletme dışında olayı çözmek ve önlem almak için ne tür adımlar attı?
-Binbaşı, ihbardan sonra MİT’te kalmaya devam mı etti, yoksa birliğine geri mi döndü?
-İddianamelerde FETÖ üyesi denilen binbaşı, şu an MİT’te kritik bir görevde mi çalışıyor?
-Hakan Fidan, öğlen saatlerinde aldığı bilgiyi aynı anda neden Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a bildirmedi?
Bu sorular aynı zamanda MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tanık olarak ifadesi alınamadığı için de yanıtını bulamadı.
Alman Bild gazetesi, iki Türk generalin önceki gece Almanya’dan sığınma talebinde bulunduklarını öne sürdü. Gazete, Frankfurt Havalimanı’nda siyasi sığınma talebinde bulunan üst düzey iki generalin 15 Temmuz darbe girişimine karıştığı yönünde iddialar olduğunu yazdı. Bild gazetesi konuya ilişkin haberinde, iki generalin sığınma taleplerinin ön incelemesinin tamamlanmasının ardından, Hessen eyaletinde yer alan Giessen kentindeki kampa götürüleceklerini duyurdu. Almanya’nın kısa süre önce darbe girişiminin ardından ülkeye sığınma başvurusunda bulunan Türk subaylarından bir kısmına sığınma hakkı temin etmesi, Türkiye tarafından sert tepkiyle karşılanmıştı. Türkiye, İncirlik Hava Üssü’nde bulunan yaklaşık 260 Alman askerini ziyaret etmek isteyen Alman vekillerin talebine olumsuz karşılık vermişti.