"Karaktersizler, palyaçolar, zenginleşen asalaklar; bu iktidar artık sizin haramınızdır"

"Karaktersizler, palyaçolar, zenginleşen asalaklar; bu iktidar artık sizin haramınızdır"

Cumhuriyet yazarı Erdal Atabek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın siyaseti kutsallaştırdığını söyleyerek "Karaktersizler.  Palyaçolar, rüzgârgülleri, zenginleşen asalaklar; bu iktidar artık sizin haramınızdır. Bu iktidar size haram kılınmıştır. Ya tövbe edip ayrılacaksınız, Ya da haramilerin sonuna katlanacaksınız" dedi. 

Erdal Atabek'in "Kutsal..." başlığıyla yayımlanan (2 Ekim 2017) yazısı aynen şöyle:

 

İnsan tarihin her döneminde bir “kutsal” aradı.  İnsanlığın totem dönemi bu arayışı açıklar.  Güvenilmez bir dünyada sığınacağı bir koruyucu insanın vazgeçilmezi oldu.  KUTSAL.  Üç özelliği hep içinde barındırdı.  Birincisi, reddedilemez varlığı. İkincisi, sığınılan, koruyucu bir güç olması.  Üçüncüsü, her yaşananda o gücün bildiği bir nedenin olması.  İşte, tapılan bir “totem”den tektanrılı dinlerin Tanrısına kadar kutsal gücün kabul edilen özellikleri bunlar olmuştur.  Bu güce inananlar, inanmayanları “kâfir” saymışlar, onları dışlamışlar, kimi zaman öldürmüşlerdir.  Kutsal temelli eğitim, tarih boyunca yaşanmıştır.  Örnek. “Cizvit tarikatının eğitimi”dir.

***

Cizvit tarikatı, Katolik mezhebinin radikal bir kolu olarak 1543 yılında kuruldu.  İspanyol Ignatius Loyola (1491-1556), Paris’te tamamladığı ilahiyat eğitimi sonrasında bu tarikatı kurdu ve “Jesuitler- Cizvitler” olarak tanınan bu oluşum okullar açarak eğitime başladı. Dünyanın her köşesinde “misyon evleri” kurarak “misyon okulları” açtı.  Eğitimlerinin temel ilkeleri “dindar kişiler” yetiştirmek, dünyayı dindar yapmaktı.  İlk temel kuralları “itaat” olmuştu. İtaat ve öğretilen her şeyi sorgusuz sualsiz kabul etmek.  İkinci ilke, “adanmış çalışkanlık” idi. Bu anlamda çok çalışkan öğrenciler yetiştiriyorlardı.  Üçüncü ilke de, “dayanışma ve kardeşlik” oluyordu. Tarikat mensupları kardeşti.  Brezilya’dan Japonya’ya kadar yayılan bir ağ kurdular.  Kimi zaman desteklendiler, kimi zaman yasaklandılar.  Din temelli eğitim işte budur.  Din temelli eğitim, özgür insan aklının eleştirilerini reddeder.  Bu nedenle de bilimsel tartışmaları kabul edemez.  Çağının gerisinde kalmasının temel nedeni de budur.  Burada, yapısal bir engel vardır ve aşılamaz.  Türkiye’de tarikatlara bırakılan eğitimin tehlikesi de buradadır. Bu tehlikenin tek çaresi ise “laik eğitim”dir.  Özgür aklın gelişimi ve özgür insan iradesinin kararlılığı.  Bunlar olmadan bir ülkede doğru hiçbir şey olamaz.

***

Gelelim “Kutsal siyaset”e.  AKP siyaseti kutsallaştırıyor.  Başkanlarını “kutsal bir yere” koyuyor, dokunulmazlık kazandırıyor.  Erdoğan, artık kutsaldır.  AKP iktidarı da kutsallaştırılıyor.  Tarikatlardan sesler yükseliyor.  Bu iktidara desteğin dinin emri olduğuna ilişkin gizli, açık mesajlar yayılıyor.  Bilinmelidir ki,  “kutsal iktidar” ile demokrasi bir arada olamaz.  Kutsal iktidar, mutlak iktidardır.  Demokrasilerde ise hiçbir iktidar mutlak değildir.  Demokrasi, halkın özgür iradesiyle seçim yapabildiği rejimdir.  Özgür irade yoksa demokrasi de yoktur.  Özgür akıl yoksa halk da yoktur.  İnsan kalabalığı bir toplum demek değildir.  Toplum, özgür akılla hareket eden özgür iradelerin örgütlü oluşudur.  Kutsal siyaset, mutlak iktidarla sonlanır ve değiştirilemez.  Osmanlı, padişahı azleder ama yerine gene yeni padişahı getirirdi.  Kutsal siyaset bu nedenle de demokrasi ile bağdaşamaz.  Ya kutsal ticaret?

***

Kutsal ticaret de bu işin bir parçasıdır.  “Helal ticaret” adıyla ticaretin kutsal tekeli kurulur.  Helal gıda, helal et, helal süt olarak pazarlananlar büyük bir sektör oluşturur.  Gariptir ki, “helal olma” buralarda biter.  “Haram Mercedes” gene “kutsal liderler”i taşımaya devam eder.  “Haram Gâvur Jeti” gene bu “kutsal şahsiyetleri” uçurur.  Belki de okuyup üfleyerek haramı helal kılma yolları vardır, biz bilemeyiz.  Gıdanın helalini arayan dinci cemaat paranın haramına neden göz yumar?  İşte bu belli değildir.  Haram paraları Amerika Rıza Sarraf ve şürekası üzerinden sorgularken bizimkiler artık haramın helale karıştığı iktidarlarını sürdürüyorlar.  Ama dikkat.  Artık bu iktidar onlara helal edilmiyor.  İşten atıp açlığa mahkûm ettikleri yüz binler.  Hapse atıp aldırmadıkları binlerce insan.  Ahını aldıkları akademisyenler.  Susturmaya çalıştıkları gazeteciler.  Satın aldıkları cibiliyetsizler.  Rüşvetle kiraladıkları dönekler.  Karaktersizler.  Palyaçolar.  Rüzgârgülleri.  Zenginleşen asalaklar.  Unvan kazanan yalakalar.  Bu iktidar artık sizin haramınızdır.  Bu iktidar size haram kılınmıştır.  Ya tövbe edip ayrılacaksınız, Ya da haramilerin sonuna katlanacaksınız.  Eden bulur...