Karaman: Erdoğan'la Çankaya'nın sevabı ve savabı daha da artacak

Karaman: Erdoğan'la Çankaya'nın sevabı ve savabı daha da artacak

Yeni Şafak gazetesinin ilahiyatçı yazarı Hayrettin Karaman, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Köşk'e çıkması halinde, "2002'den bu yana ülkemizde gerçekleşen güzellikler Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığında da devam edecek, gittikçe tecrübesi ve ustalığı artan iktidar ile Çankaya hatası daha az, sevabı ve savabı (doğruluğu) daha çok bir dönemi yaşayacak ve yaşatacaklardır" dedi.

"Mevcut adayların üçü de bağımsız değil" diyen Karaman "Bir veya daha fazla partinin adaylarıdır. Üçüncüsüne fazla şans tanımadığım için diğer ikisine baktığımda Sayın Erdoğan'ın 'iktidar partisinin', Sayın İhsanoğlu'nun ise yıkıcı muhalefetin adayları olduğunu görüyorum" ifadelerini kullandı. 

Karaman'ın Yeni Şafak'ta "Niçin Erdoğan" başlığıyla yayımlanan (7 Ağustos 2014) yazısı şöyle:

Tarafsız ilim ve hikmet adamları ile insaflı siyasetçilerin kabul ve ifade ettikleri gerçek şudur: Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki iktidar Türkiye'nin maddesine ve manasına çok önemli ve müspet katkılarda bulunmuş, ekonomiden imara, demokrasiden huzur ve barışa, din ve düşünce hürriyetine kadar birçok konuda reform, hatta devrim sayılacak değişim ve ıslahata imza atmıştır. Kul kusursuz olamaz, bu iktidarın da eksikleri, kusurları olabilir, ama yıkıcı değil, yapıcı muhalefet, iyi niyetli ve yerinde tenkitlere bu kadronun tecrübesi de eklenince kusurun asgariye inmesi hayal değildir.

Eğer bu günden tahmin edemediğimiz önemli bir iç veya dış değişim/olay olmazsa önümüzdeki yıllarda yapılacak yerel ve genel seçimleri de bu kadronun kazanacağı anlaşılmaktadır.

Geçtiğimiz dönemde yıkıcı muhalefete ve ülke düşmanlarının yoğun faaliyetlerine rağmen Çankaya ile iktidar arasındaki ahenk, ülkede huzur ve istikrarın varlık ve devamını sağladı.

Kuvvetler ayrılığı ilkesinden maksat çok başlı, birbirini engelleyen, sonuçta ülkede işlerin sarpa sarmasına sebep olan bir düzen/yönetim kurmak değildir; kuvvetlerden herhangi birinin hukukun dışına çıkmasını ve gücünü kötüye kullanmasını engellemektir. Geçmiş zamanlarda yargı ve Çankaya ile yürütme ve yasama arasındaki çatışmalardan ülke zarar gördü. Bu iktidar döneminde de erkler arasında bazen çatışmalar oldu, fakat güçlü iktidar ile Çankaya arasındaki uyum işlerin daha kötüye gitmesine mani oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçimine ve adaylara, yukarıda özetlediğim durum çerçevesinde baktığımda şunu görüyorum:

Mevcut adayların üçü de bağımsız değil, bir veya daha fazla partinin adaylarıdır. Üçüncüsüne fazla şans tanımadığım için diğer ikisine baktığımda Sayın Erdoğan'ın 'iktidar partisinin', Sayın İhsanoğlu'nun ise yıkıcı muhalefetin adayları olduğunu görüyorum. Yıkıcı muhalefetin adayı cumhurbaşkanı olsa, aday gösterenlerin onu kendi haline bırakmayacakları, güdüme alacakları güneş kadar aşikârdır. Böyle olunca da 'al sana yeniden bir Sezer-Ecevit kavgası!'. Huzursuzluk, istikrarsızlık, ülke yararına olan faaliyetlerde duraklama, ekonominin ya çökmesi veya derin yara alması… say sayabildiğin kadar.

Peki bir iktidar ve onun adayı olan bir cumhurbaşkanı olunca ülkede diğer erkler üzerinde bir baskı, demokrasiden uzaklaşma, halkın bir kesiminin ayrımcılığa tabi tutulması, hakların çiğnenmesi gibi sakıncalar olmaz mı?

Olmaz!

Nereden biliyorsun?

Gözümle görüp elimle tuttuğum geçmiş tecrübeden biliyorum.

Bu ülkeyi yıllardan beri Ak Parti idare etmiyor mu?

Sayın Gül Ak Parti'nin kurucularından değil miydi?

Simsiyah gözlüklerini çıkaramadıkları için her şeyi kara gören ve gösterenlerin asılsız ve ölçüsüz iddiaları bir yana bırakılırsa 2002'den bu yana ülkemizde gerçekleşen güzellikler, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığında da devam edecek, gittikçe tecrübesi ve ustalığı artan iktidar ile Çankaya hatası daha az, sevabı ve savabı daha çok bir dönemi yaşayacak ve yaşatacaklardır (inşallah).