Karaman'dan imam-hatip fetvası: En zeki çocuklarını göndermeyenler Allah önünde sorumlu olur

Karaman'dan imam-hatip fetvası: En zeki çocuklarını göndermeyenler Allah önünde sorumlu olur

Yeni Şafak’ta yazan ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a yakın isimler arasında bulunan ilahiyat profesörü Hayrettin Karaman, "Halkımız en zeki ve kabiliyetli çocuklarını İmam Hatiplere de göndermeli, diğer okullara gönderdikleri çocuklarının ise adı geçen isteğe bağlı/seçmeli dersleri almalarını sağlamalıdırlar. Bunları yapmazlarsa tarih, din ve Yüce Mevla önünde sorumlu olurlar" dedi.

"Ak Parti iktidarı, bu milletin büyük minnet ve teşekkürlerini hak edecek önemli inkılaplara imza attı" diyen Karaman, "Şimdi sıra Müslüman halkımızda ve İmam Hatip Okullarının mensuplarında" ifadesini kullandı.

Hayrettin Karaman'ın Yeni Şafak gazetesinde "İmam Hatip'lerin sorumluluğu" başlığıyla yayımlanan (24 Temmuz 2014) yazısı şöyle:

1951 yılında İmam Hatip Okulları açıldığında Müslüman halkımız bu okullara büyük ümitler bağladı. Yıllarca bu ülkede din âdeta yasaklanmıştı, Laikliği dinsizleştirme olarak uygulayan devlet İslamlaşmayı sağlayan bütün kaynakları kurutmaya yönelmişti. Okullarda dinden, Allah'tan, Peygamber'den müsbet olarak asla söz edilmezdi. Okul dışında dini öğrenmek, öğretmek ve yaşamak isteyenlerin önünde polis, jandarma, gözaltı ve işkence engelleri vardı. Bunları bilmeyenler, 1951 yılında devletin İmam Hatip Okulları adıyla okullar açmasının mana, mahiyet ve önemini de bilemezler.

Toplumun farklı kesimlerinin bu okullardan farklı beklentileri ve ümitleri vardı, ama büyük kitlenin derdi dinini korumak, öğrenmek, öğretmek ve yaşamaktan ibaret idi.

Bu okullar altmış dört yıldır bu ülkede düşe kalka varlığını korudu, öğrencileri ve mezunları, üzerlerine düşen ve düşmeyen pek çok faaliyetin içinde bulundular. Allah'a binlerce şükür ki, bu okulların mensupları ve mezunları sahih İslam yolundan ayrılmadılar, imkanların elverdiği ölçüde eğitim ve öğretim aldılar, yine imkanları kadar hizmet etmeye çalıştılar.

Bu ülkenin okulları İmam Hatiplerden, öğrencileri de imam hatiplilerden ibaret değildi; bütün okullar bu milletin okulları, bütün öğrenciler de bu milletin çocukları idi. İmam Hatiplerde nispeten daha yoğun din eğitim ve öğretimi yapılıyordu, ama diğer okullarda okuyan çocuklarımız da Müslüman(ların çocukları) olduğuna göre onların da dinlerini öğrenmeleri ve din eğitimi almaları zarureti vardı. Laiklik (din hürriyeti) ilkesi gereği kimse belli bir din eğitimi ve öğretimi almaya zorlanamazdı, ama isteyenlere bu imkanın verilmesi de aynı ilkenin gereği idi.

Askeri yönetimler ile CHP zihniyetinin bir şekilde güç ve iktidar sahibi olduğu zamanlarda hem İmam Hatip Okullarına darbeler vuruldu, hem de diğer okullarda gerektiği şekil ve ölçüde din eğitimine imkan verilmedi. Bu dönemlerde Müslüman halkımız bir yandan özel imkanlarla çocuklarına din eğitimi verdiler, bir yandan da muhafazakâr olarak kabul ettikleri özel okullara yöneldiler.

Ak Parti iktidarı, bu milletin büyük minnet ve teşekkürlerini hak edecek önemli inkılaplara imza attı; bunların içinde İmam Hatip Okullarının önünü açmak (onlara uygulanan haksızlıkları ortadan kaldırmak), sayılarını arttırmak, diğer okullara da isteğe bağlı 'din dersi, siyer dersi ve Kur'an dersi' koymak çok önemlidir.

İktidar üzerine düşeni yaptı, şimdi sıra Müslüman halkımızda ve İmam Hatip Okullarının mensuplarında.

Halkımız en zeki ve kabiliyetli çocuklarını İmam Hatiplere de göndermeli, diğer okullara gönderdikleri çocuklarının ise adı geçen isteğe bağlı/seçmeli dersleri almalarını sağlamalıdırlar. Bunları yapmazlarsa tarih, din ve Yüce Mevla önünde sorumlu olurlar.

Peki İmam Hatiplerin mensupları ne yapmalıdırlar ki sorumluluklarını yerine getirmiş olsunlar?

Cevabı gelecek yazıda.