21 bin 350 üyenin katıldığı olağan genel kurul sonucu Fenerbahçe’de 20 yıllık Aziz Yıldırım dönemi sona erdi. 111 yıllık kulübün 37’nci başkanı Ali Koç oldu. Saadet Partisi Genel Başkanı ve partisinin Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, 24 Haziran'da gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimelrine göndermede bulunarak, "Fenerbahçe camiasını tebrik ederim. Kimse, bu değişiklikte bir dip dalganın geldiğini kestiremedi. Kanaatimce seçimlerde de aynısı olacak" dedi.
Ekonomiye ilişkin oalrak da eleştirilerde bulunan Karamollaoğlu, "Türkiye bulunduğu konum itibariyle dış borca mahkum hale gelirse başkaları bazı şeyleri yaptırmaya çalışır" dedi. Karamolla oğlu devamında, "Biz adım adım Kıbrıs'tan vazgeçiyoruz. Biz askerimizi çekiyoruz, bu kabul edilir bir şey değil ki" ifadesini kullandı.
Karamollaoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Metal yorgunluğu mühendislikte kullanılan bir tabirdir. Çubuk vardır, bükerseniz bırakınca orjinal haline gelir. Metal yorgunluğu olunca olduğu yerde kalır. Hakikaten bir metal yorgunluğu var. Bugünkü Türkiye'nin problemlerinin çözümü mümkün değil.
“Fenerbahçe camiasını tebrik ediyorum. Kimse, bu değişiklikte bir dip dalganın geldiğini kestiremedi. Kanaatimce seçimlerde de aynısı olacak
"Ekonomi bir çıkmazda. Dış ticaret sürekli olarak açık veriyor. Ücretler bir türlü açlık sınırının üzerine çıkamıyor. Okullar yapılıyor, binalar, köprüler. Tamam ama bunlar üretime dönük değil. Bugüne kadar uygulanan yanlış politika nedeniyle bir 1.5 milyon hayvan ithal ettik. Tarım özellikle buğday ekimi yeteri kadar yapılamayınca mecburuz buğday ithal etmeye. Ben bu ekonomiye nasıl iyi diyebiliriz? Türkiye bir çıkmazın içerisine girdi. 16 yıldır iktidarda bulunan bir parti, yeni geliyormuş gibi tavrın içersine girmesi ben bugüne kadar bunları çözemedim anlamına gelir. Köprülerle, binalarla bir ülke kalkınmaz. Dışarıdan gelenler bizi varlıklı sanır ama bize borç verenler bizim ne şartlarda bu borcu aldığımızı bilirler. Neden bu politikaları değiştirmiyorlar?
"IMF' ye borcumuz kalmadı. Ama borcumuz sadece IMF'ye değil ki. İç borca bakıyorsunuz, almış başına gidiyor. 1 trilyonu geçti. Bunun karşılığında 71.7 milyar lira faiz yazdılar. Hem borç miktarı artacak, borcu ödemek için yeniden borç almak zorundalar. Vatandaşa ekonomiyi anlatırken sadece iyi olanları anlatıyor, diğerlerini anlatmıyor. Türkiye bulunduğu konum itibariyle dış borca mahkum hale gelirse başkaları bazı şeyleri yaptırmaya çalışır. Biz adım adım Kıbrıs'tan vazgeçiyoruz. Biz askerimizi çekiyoruz, bu kabul edilir bir şey değil ki. IMF öyle bir kuruluş ki; siz borca mahkum olursunuz size borç verir. Yeşil ışık yakarsa başka bankalar da size kredi verebilir, size ekonomik maliye politikalarınızı da dikte edebilir. Mesele sadece IMF'nin borcundan kurtulmak değil. Biz onun çizdiği yoldan yürüyoruz. Onun için memura yeteri zam yapamıyoruz.
1 buçuk milyona yakın insan 400-500 lira ile geçinmeye çalışıyor. Dış ticaret açığımız sürekli büyüyor. 15 yıldır bir kere bile artı vermeyen bir dış ticaretimiz var. Bir yıl bile denk bütçe yapamamışız. Biz onlardan (ABD) aldığımız havaya basılan dolar ile borcumuzu ödemek zorundayız. Onlar borcunu ödemiyor. Silah satıyor, Amerika yeri gelince borcunu böyle ödüyor .
Bir şey çıktı bundan dolayı memnumum. Benim ses bandım çıktı. Gençlerin dağılması için yaptığım konuşma. Bu benim kışkırtma içerisinde olmadığımı açıkça ortaya koyuyor. Katliam dediğiniz bir insan, bir insanı kasten öldürür bu katillik olur. Bunu kimse hafife almaz. Ölenlerin aileleri ile ilgili bunları hafife alıyoruz bu kesinlikle mümkün değil. Hakikaten bu çok acı bir hadise, korkunç bir hadise. Hiçbir belediye başkanı kendi döneminde suçu olsun olmasın böyle bir hadisenin meydana gelmesini arzu etmez. Tutuklandım, hapse girdim. Sivas hadiselerinin beni üzdüğü kadar hiçbir hadise beni üzmemiştir. O hadise korkunç bir hadise. Bunun korkunç olduğunu söylememek mümkün değil. Bunu yapanlar arasında kasıtlı olanlar yok mudur mutlaka vardır. Bugüne kadar çok talebimiz oldu. Bunlar araştırılmalı. Altında yatan bir plan var mı bunlar çıkarılmalı. Bana görev verilirse, ahdediyorum ki Madımak 'ın arkasında ne varsa çıkarmaya hazırım.
Herkes kendi tercih ettiği partiye oy verecek. Biz Türkiye'de farklı düşüncede olan partilerin yeri geldiğinde bir araya gelmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bir tanesi CHP 1950'den beri tek başına iktidar olamadı. 'Bize oy verecek arkadaşlar sabit kalsın en büyük parti biz oluruz, CHP'ye gidecek oy bize gelir' neden bunu düşünmüyorlar? Siyasette bir dalga geliyor, bunun bize doğru geleceğine inanıyorum. Nereye gitsem tahmin edemeyeceğim kadar ilgi var. Çok farklı kanaatlere sahip insanlar. İlk defa söylemlerimize dikkat ediyorlar, dinlememişler hiç. İnsanlar arayış içerisinde, problemlerine çözüm arıyorlar" diye konuştu. "Biz programlarımızı değiştirmedik" diyen Karamollaoğlu, yaptıkları ittifaka ilişkin, " İlkeler konusunda ittifakımız var. Kuvvetler ayrılığı konusunda ittifakımız var. Siz benim dediğim dedik bir kişi konuşacak geriye kalalar evet efendim diyecek böyle adalet mümkün değil. Adalet ancak bir hakim en tepedeki inasn bile hakkı savunabiliyorsa orada adalet vardır. Türkiye'de şuanda adalet tecelli etmiyor. Bu konuda bizim fikirlerimiz net. Kuvvetler ayrılığını sağlayalım ileride koalisyon ortamı doğar bu başbaşka bir konu.
AK Parti hükümeti zamanında kabul etmemiz gerekir ki bazı adımlar atıldı. Oradaki vatandaşta Türkçe öğrenememiş insanlar var. Altan Bey'in söyledikleri bazı yanlış anlaşılmaları sebep olmuş olabilir.Kimse tek vatana, tek bayrağa karşı mı? Değil.