Karar gazetesi, Beşiktaş'ta çifte saldırıda 36 polis ve 8 sivili katleden canlı bombalardan birinin kimliğinin belirlendiğini iddia etti. Karar gazetesinden Hilal Öztürk, istihbarat kaynaklarına dayandırdığı patlamayla ilgili haberinde "Beleştepe’de araç içinde kendini patlatan terörist 1996 doğumlu, örgüte Lice kırsalında katıldı, Kobani’de bomba eğitimi aldı" ifadesini kullandı.
Karar'da yer alan haber şöyle:
Terör örgütü PKK’nın Beşiktaş saldırısında şehit sayısı 44’e yükselirken teröristlerden birinin kimliği netleşti. KARAR’ın istihbarat kaynaklarından aldığı bilgiye göre, Beleştepe olarak bilinen noktada Çevik Kuvvet otobüsüne bombalı araçla saldıran PKK’lı, Merasim Sokak ve Güvenpark saldırılarındaki gibi Kobani’den geldi.
Teröristin kimliği patlayan araçta bulunan ceset parçalarından tespit edildi. Buna göre, canlı bomba 1996 doğumlu. Lice kırsalından terör örgütüne katıldı ve buradan Suriye’ye geçerek Kobani’de canlı bomba eğitimi aldı. Hain saldırıda kullanılan Chevrolet marka aracın da el değiştirmiş bir otomobil olduğu ortaya çıktı. Emniyetin yaptığı ilk incelemelerde, aracın ilk sahibinin de terör örgütü PKK’dan kaydı olduğu belirlendi.
Diğer yandan güvenlik kameralarına ait görüntüler incelenerek teröristlerin nasıl bir güzergah izlediği tespit edilmeye çalışılıyor. İlk kez hem bombalı araç hem canlı bomba kullanılan saldırıda, teröristlerin birbirlerinden bağımsız, farklı güzergahlar izleyerek Beşiktaş’a geldiği belirtiliyor. Canlı bomba olduğu değerlendirilen araçtaki terörist ile bomba malzemesini temin edenlerin farklı kişiler olduğu üzerinde duruluyor. Aracın kırsaldan bomba düzeneği ile mi getirildiği, bombanın İstanbul’da mı otomobile yerleştirildiği araştırılıyor.
Teröristler önceki saldırılarda çalıntı veya kiralık araç kullanmıştı. Ancak bu kez bir PKK’lının aracı seçildi. Bugüne kadar bombalı saldırıda kullanılacak otomobiller için dolandırıcı çetelerini kullanan teröristler, emniyet ve istihbaratın aldığı önlemler nedeniyle örgütün kaynaklarını kullandı. Saldırının dışarıya sızmasını engelleyen ve polisin takibinden kurtulmayı başaran teröristler, hain planlarını gerçekleştirebildi.
Öte yandan saldırıyla ilgi MİT’ten Ankara ve İstanbul için canlı bomba saldırıları olabileceği konusunda bir ihbar ya da istihbarat olmadığı öğrenildi. Bugüne kadar önlenen onlarca canlı bomba saldırısı nedeniyle güvenlik güçleri teyakkuz halindeydi. Maçka Parkı’nda yürüyen canlı bomba da bu nedenle polislerin dikkatini çekti. Canlı bomba zamanında durdurulmasaydı katliamın boyutlarının daha büyük olacağı belirtiliyor.
Terör örgütü PKK son yıllarda Suriye’deki kolu PYD/YPG üzerinden gücünü artırdı. IŞİD’e karşı savaştığı gerekçesiyle başta ABD ve Rusya olmak üzere birçok ülkeden hem ekonomik hem askeri destek alan PKK, Suriye’deki birikimini Türkiye’deki kanlı saldırılarında kullandı. PKK’nın terörist devşirme yöntemleri de bu süreçte farklılık gösterdi. Önce Çözüm Süreci ve sonrasında hendek terörüyle bölge halkının desteğini kaybeden PKK, kanlı saldırılara yöneldi. 2016’da bombalı saldırılarla yüzlerce kişiyi katletti. Örgüt sözde ‘Rojova devrimi’ adı altında IŞİD’le savaşma hayaliyle Suriye’ye götürdüğü gençleri de canlı bombalara dönüştürdü.
Ankara’daki Merasim Sokak ve Güvenpark saldırılarını gerçekleştiren Abdülbaki Sömer, Vahit Ayçil ve Seher Çağla Demir de ‘Rojova Devrimi’ propagandasıyla PYD’ye katılanlar arasındaydı. Merasim Sokak’ta 29 vatandaşı şehit eden Sömer’in Salih Neccar sahte kimliğiyle YPG kontrolündeki bölgeden Türkiye’ye giriş yaptığı belirlenmişti. Güvenpark’ta otobüs bekleyen vatandaşları katleden Seher Çağla Demir de sol görüşlü bir üniversite öğrencisiyken 2013 yılında gittiği Kobani’den canlı bomba olarak geri döndü. Saldırıyı organize eden Vahit Ayçil’in ise Kuzey Irak’a inşaatlarda çalışmaya gittiği, burada PKK’ya katıldığı ortaya çıkmıştı. Terörist Ayçil’in saldırı sonrasında Suriye’ye kaçtığı ve halen orada olduğu belirlendi. Ayçil ve Demir’in Suriye’de YPG kamplarında eğitim aldığı, bomba malzemeleriyle Türkiye’ye geldiği delillerle ortaya çıkarıldı.
KARAR, bu kampları ve sol/sosyalist, Kürt gençleri canlı bombaya dönüştüren süreci araştırdı. İşte YPG kamplarıyla ilgili bilinmeyenler: Yabancı savaşçı kavramı Suriye savaşıyla ortaya çıktı. Dünyanın her yerinden farklı idelolojik görüşlere sahip insanlar Suriye’de savaşçı olmak için akın akın bu ülkeye geçti. Dünyanın konuştuğu ise sadece IŞİD’e katılanlardı. Oysa PKK’nın Suriye kolu YPG, özellikle sol/sosyalist ve seküler görüşü benimseyenler veya Kürt uyruklu insanları ‘savaşçı’ olarak bünyesine katıyordu.
Katılımın en üst seviyeye çıkışı 2 Aralık 2014’te IŞİD’in PYD kontrolündeki Kobani’yi kuşatmasıyla oldu. Bu süreçte ABD, Fransız, Danimarka, Hollanda, Avusturya, İngiliz hatta Afrika ülkelerinden çok sayıda eski asker ‘yabancı savaşçı’ olarak YPG saflarına katıldı. Türkiye’den bazı sol radikal örgütler Suriye’nin Kürt bölgelerine ‘savaşçı’ götürmeye başladı. Kuzey Irak’tan gelenler ise Kandil’deki PKK’lılardı. YPG’nin ‘yabancı savaşçıları’ Abdullah Öcalan posteri önünde çektirdikleri fotoğrafları internette yayınlamakta sakınca görmediler. İşte o askerler PKK’nın Suriye kolu PYD güçlerine silah, bomba ve savaş eğitimi verdi. Patlamamış mayınlar, el yapımı bombalar, yollara, hendeklere, evlere ve elbette arabalara düzeneklenen bombalar konusunda eğitildiler. Güvenlik kaynakları bu eğitimlerden geçenler arasında Ankara katliamlarını yapan teröristlerin de olduğu tespitini yapıyor.