Karar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, Türkiye’nin Suriye politikasının giderek yeni yeni başka problemler üreterek içinden çıkılmaz noktaya doğru ilerlediğini belirtti. Kiras, "Bu tablodan son tahlilde bizi memnun edecek bir sonuç çıkmasını sağlamanın iyice zorlaştığı da doğru. Ama bu durumda yapılması gereken iş adeta 'ya herrü ya merrü' diyerek öfkemizin, heyecanlarımızın peşine takılıp ülkemizin geleceğini riske atmak olmamalı." görüşünü savundu.
Kiras, "Çok uzun zamandır Amerika’ya veya genel olarak Batı dünyasına duyduğumuz tepki ve öfke öyle büyümüş ve birikmiş durumda ki yönetiminden bağımsız olarak jeopolitik realiteler gereği “varlığı Türkiye’nin varlığı için tehdit” anlamına gelen ve atalarımızın bu tarihî/jeostratejik gerçeği ifade sadedinde 'Ayıdan post, Moskoftan dost olmaz' dedikleri Rusya 'tek güvenilir dost' kabul ediliyor her şeye rağmen." düşüncesini dile getirdi.
Kiras yazısında şu ifadeleri kullandı.
Üstelik marjinal bir tavır değil, hem solcu hem milliyetçi hem de İslamcı kesimlerde yaygın biçimde savunulan görüş bu. Dolayısıyla üzerinde konuştuğumuz meseleler yalnızca hükümetin yaptıklarıyla veya yapmadıklarıyla izah edilebilecek kadar basit değil.
Mevcut siyasi iktidarın dış politikadaki yaklaşımlarını öteden beri yeri geldikçe eleştiriyoruz. Çünkü dış politikadaki hataların siyasi sorumluluğu doğrudan doğruya işbaşındaki hükümete aittir. Ama toplumun “rasyonel siyaset” beklentisindeki eksiklik için de en azından tek başına siyasi iktidarı sorumlu tutmak yanlış olur. Siyaset nihayetinde kamuoyunun arzu ve talepleri tarafından sınırları çizilen bir alanda hayata geçmek durumunda olduğuna göre “kamuoyunun mimarları” sayılabilecek olan aydınların, medyanın, akademinin, sivil toplum kuruluşlarının vs. bu olup bitenlerde sorumluluğu olmadığı söylenebilir mi?
Yazının devamı için tıklayın