Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, hakkında aracılık iddiaları çıkan Süleyman Özışık'ın "Süleyman Soylu'ya masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm; görevlerine iade edildiler" sözlerine dikkat çekerek, "İnsanlar, FETÖ operasyonlarının fırtına gibi estiği bir zamanda Süleyman Özışık’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu nezdinde iş bitireceğini nasıl öğrendiler acaba? Gene de kim bilir Süleyman Özışık, bir adaletsizliği önlemiştir, operasyonların değdi - değmedi ortamında yürütüldüğü, “at izinin it izine karıştığı” ve adamını bulamayanların zindanlarda çürüdüğü bir zamanda… Milletvekillerinin bile çok açık gördüğü zulmü seslendirme cesareti bulamadığı bir ortamda “FETÖ’cü” diye tanımlanmaktan çekinmeden bir yerlere dosya götürmek cesaret ister, ya da olağanüstü hatırlı olmayı gerektirir. Hani, keşke Süleyman Özışık’a daha çok insan ulaşabilseydi de haksız olarak zindanlarda çürümeseydi demek gelmiyor değil içinizden." diye yazdı.
"İşlerin bu hale gelmiş olması, bu ülkeyi yönetenler için bir anlam taşımıyor mu? İşler böyle dönüyor ise, süreç içinde kendilerinin de bu zincirin bir halkasına dönüşebileceklerini düşünmüyorlar mı?" sorularını yönelten Taşgetiren, yazısını "Galata Kulesi’ni ya da Boğaz Köprüsü’nü bile satan adamlar, bu satışa Yukarda birilerinin izin vereceği güvenini de vermiyorlar mı?
Yoksa her şeyin bir noktada oralara ulaşıyor olması, bir anlamda gurur okşayan bir iş haline mi geliyor? Kirlenmek mi? Her vicdanı yıkayan bir deterjan geliştirmek çok zor değil bu çağda." ifadeleriyle noktaladı.
Yazının tamamı için tıklayın...