Karar yazarı Mehmet Ocaktan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın "hemen bütün konuşmalarında ‘evet’ demenin de, ‘hayır’ demenin de özgür iradenin bir göstergesi olduğunu ve saygı duyulması gerektiğini" ifade ettiğini savunarak "Maalesef adına ister trol, isterse itibarsızlaştırma timi deyin, son derece tehlikeli bir ekip AK Parti’nin hedeflerini de torpilleyen bir eda ile her türlü muhalefeti ‘vatan hainliği’ ile özdeşleştirmek gibi son derece tehlikeli bir oyun oynuyorlar" dedi.
"Normal bir zamanda olsa AK Parti adına hareket ettiklerini iddia eden bu itibarsızlaştırma timleri için ‘akılsız dostlar’ tanımlamasını kullanıp geçebilirdik" diyen Ocaktan, "Ama hayır, tam da referandum öncesi kimler bizzat AK Parti’ye gönül verenleri ürkütmeye çalışıyorsa bilinmeli ki, bunlar öyle ne yaptığını bilmeyen, sadece tesadüfen bir araya gelmiş akıl dışı yapılar olamazlar" ifadesini kullandı.
Mehmet Ocaktan'ın "AK Parti'ye gönül verenleri ürkütmeyin..." başlığıyla yayımlanan (22 Şubat 2017) yazısı şöyle:
Siyasi tarihimizde yaşanan tecrübeler göstermiştir ki, millet iradesinin en özgür şekilde tezahür ettiği bütün seçimler her zaman doğru sonuçlar üretmiştir. Bu açıdan bakıldığında tek parti döneminin otoriter iklimi dışında yapılan seçimler, demokratik tecrübe açısından önemli bir göstergedir.
Arcak 12 Eylül darbesinin gölgesinde yapılan anayasa referandumu için aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Dönemin korku atmosferi içinde yapılan referandumda yüzde 90’ın üzerinde bir kabul oyu çıkmasına rağmen, toplumun hafızasında ve gönlünde bu kabul hiçbir zaman gerçek anlamda bir ‘evet’ olarak yer etmemiştir. Çünkü millet iradesinin tezahür etmesi için şartların oluşmasına asla izin verilmemiştir.
Böyle olduğu içindir ki, toplum 35 yıldır darbe anayasasının değiştirilmesini ve sivil bir anayasanın yapılmasını talep etmektedir.
İşte bu yüzden 16 Nisan’da yapacağımız referandum tarihi bir öneme sahiptir. Meydanlarda ‘evet’ ya da ‘hayır’ için kıran kırana bir mücadelenin yapılması son derece doğaldır ve de demokrasinin bir gereğidir. Şu ana kadar ortaya çıkan fotoğrafa bakarak söylemek gerekirse iktidar bloğu da, muhalefet bloğu da milletin hür iradesini rencide edici bir tavır içinde olmamıştır.
***
Ancak toplumda çok garip bir şekilde kutuplaştırıcı ve gerilimi tırmandırıcı ağır bir hava hissedilmektedir. Oysa Cumhurbaşkanı da, Başbakan da hemen bütün konuşmalarında ‘evet’ demenin de, ‘hayır’ demenin de özgür iradenin bir göstergesi olduğunu ve saygı duyulması gerektiğini açıkça ifade ediyorlar.
Bu mücadelede özellikle AK Parti’nin en önemli avantajı, kronik krizler üreten mevcut sistem yerine milletin onayına sunulacak olan ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ ile ülkenin daha istikrarlı bir yapıya kavuşacağı, darbe ve muhtıraların imkansız kılınacağı gibi bir argümanla meydanlara çıkıyor olmasıdır. Bu arada muhalefetin ‘hayır’ kampanyası da bütün hızıyla sürüyor, onların da en önemli iddiası otoriterleşme endişesi...
Açıkçası şu ana kadar her şey kendi demokratik mecrası içinde seyrediyor. Peki ama bu gerilim havası nereden çıkıyor?
Biraz dramatik bir durum ama içinde AK Parti’nin olmadığı ancak birilerinin parti adına racon keserek suyu bulandırması endişe vericidir. Maalesef adına ister trol, isterse itibarsızlaştırma timi deyin, son derece tehlikeli bir ekip AK Parti’nin hedeflerini de torpilleyen bir eda ile her türlü muhalefeti ‘vatan hainliği’ ile özdeşleştirmek gibi son derece tehlikeli bir oyun oynuyorlar.
***
Oysa AK Parti bütün iktidarı boyunca güçlü bir sivil toplum anlayışıyla her türlü muhalefetin önünü açan, kimlik ve inançların özgürce yaşama imkanı bulduğu katılımcı demokrasiyi oluşturmak için adeta kılı kırk yaran bir yürüyüşle bugünlere geldi.
Ama bugün birileri çıkıp özellikle AK Parti’ye oy verenlerin kafasını karıştırmak ve insanların yüreğine korku salmak için akıl ve izan dışı işler yapıyorlar. Aslında normal bir zamanda olsa AK Parti adına hareket ettiklerini iddia eden bu itibarsızlaştırma timleri için ‘akılsız dostlar’ tanımlamasını kullanıp geçebilirdik.
Ama hayır, tam da referandum öncesi kimler bizzat AK Parti’ye gönül verenleri ürkütmeye çalışıyorsa bilinmeli ki, bunlar öyle ne yaptığını bilmeyen, sadece tesadüfen bir araya gelmiş akıl dışı yapılar olamazlar. Maalesef bu tavrın, ince bir AK Parti düşmanlığı dışında bir izahı pek mümkün gözükmüyor.
Tesadüfle izah edilemeyecek bir mühendislik çalışması yapılıyor çünkü. AK Parti adına ortalarda racon kesip, sonra da ona gönül verenleri incitmek nasıl bir şey ki...
Söylenecek çok fazla bir şey yok, sadece “AK Parti’yi rahat bırakın, ona gönül verenlerin yüreğine bu kadar yüklenmeyin” demek gerekiyor.