Karar yazarı Albayrak: Cumhurbaşkanlığı, resmî görüşe aykırı görüş beyan edenleri susturma makamı mı?

Karar yazarı Albayrak: Cumhurbaşkanlığı, resmî görüşe aykırı görüş beyan edenleri susturma makamı mı?

Karar gazetesi yazarı Hakan Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç'ın "KHK bir faciadır" ifadesi sonrası başlayan tartışmayı değerlendirdi. Albayrak bazı isimlerin Arınç için Cumhurbaşkanlığı'nı adres göstermesine tepki gösterdi; "Cumhurbaşkanlığı, resmî görüşe aykırı görüş beyan edenleri susturma makamı mı?" dedi.

Albayrak, Arınç'ın sözlerine eski AK Partili vekil Şamil Tayyar'ın "savcıları göreve çağırarak", MHP'li vekil Cemal Enginyurt'un da "Susturulsun artık" diyerek tepki gösterdiğini hatırlatı.

Albayrak "Abartmayalım" başlığıyla yayımlanan yazısında şunları kaydetti:

Terminatör filmindeyiz sanki. Patlama üstüne patlama.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi -AK Parti’li eski başbakan yardımcısı- Bülent Arınç, gazeteci arkadaşımız Kemal Öztürk’ün youtube kanalında katıldığı bir programda “KHK bir faciadır” dedi. Bom!

AK Parti’li eski milletvekili Şamil Tayyar bunun üzerine Twitter’da Arınç’ı FETÖ’yü aklama çabası içinde olmakla suçladı ve savcıları “göreve” çağırdı. Bom!

Öte yandan MHP’li milletvekili Cemal Enginyurt “Bülent Arınç susturulsun artık” diye kükredi. Bom!

Herkes barut gibi; konuşmuyor, patlıyor adeta.

Bom bom bom!

***

15 Temmuz sonrasında yerden göğe kadar haklı olarak ilan edilen OHAL’de, devletin tüm hücrelerine işlemiş olan FETÖ virüsüyle etkili bir şekilde mücadele edebilmek için yerden göğe kadar haklı olarak kullanılan KHK’ları külliyen “facia” diye damgalamak, kurunun yanında yaşın da yakılmasına itirazı yaşın hatırına kuruyu da korumaya kadar vardırmak bence de kabul edilir şey değil.

Arınç gerçekten öyle mi yapıyor?

Hayır.

Söz konusu ifade, Arınç’ın maksadını aşan bir ifade.

Aynı mülakatta ‘Devlet güvenmediği kimselerle çalışmak mecburiyetinde değil’, ‘O şekilde ihraç edilmeyi hak edenler de var’ gibi cümleler de kurdu Arınç; daha ziyade “kurum kanaati” gibi muğlak bir gerekçeyle işlerinden atılanlardan bahsetti ve ‘Bunların özlük hakları verilebilirdi’ yahut ‘Hiç değilse özel sektörde iş bulmalarının önüne geçilmese’ gibi şeyler söyledi.

‘O süreçte KHK’lar hiç olmamalıydı’ demeye getirmedi yani; ‘KHK’lar daha rafine olmalıydı’ demeye getirdi.

Velev ki KHK’lara külliyen karşı çıksın; adam FETÖ’yle mücadeleyi savunurken (ki savunuyor), bu mücadelede başvurulan bir yöntemin sıhhatini sorgulayamaz mı?

Arınç’a ‘Yanlış düşünüyorsunuz’ deyip doğru bildiğinizi söylemek ve konuyu onunla doğru dürüst tartışmak yerine savcıları “göreve” çağırmak yahut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a  “Bülent Arınç susturulsun artık” diye seslenmek nedir Allah aşkına?

Ne görevi?

Ne susturması?

Savcılar, ifade hürriyetini engellemekle mi görevli?

Cumhurbaşkanlığı, resmî görüşe aykırı görüş beyan edenleri susturma makamı mı?

***

Daha sakin, daha serinkanlı lütfen.

Abartmayalım.