Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu, üniversitelere girişte sınav puanının kalmasını eleştirirken, "Böylelikle belki de birkaç soru dahi yapamayan öğrenciyle üniversite eğitimi yolunu açıyor. Ve böylelikle iktidar, o gençlerden gelecek oyu alabilmenin fırsatını kolluyor. Böyle bir popülizme dayanmak mümkün mü?" diye sordu.
Karaalioğlu, yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Bir millet bırakın büyümeyi, bırakın dünya gücü olmayı, bırakın astığı astık kestiği kestik tafralar atmayı; sadece kendi ayakları üzerinde durmak istiyorsa bile öğrenmek, üretmek, yarışmak, bilime önem vermek, hukuku ve temel hakları sindirmek zorundadır. Başarılı bir devlet olmanın asgari şartı bunlardır. İnsanları yormadan, dirsekleri çürütmeden, uykusuz kalmadan, dünyayla rekabet etmeden yol yürümek imkansızdır. İnsanlara bütün bunları yapmadan da küçük, sınırlı ve sıkıcı bir hayat sunmak bu çağa ait bir yöntem değildir. Türkiye ise, böyle bir popülizmi bizatihi sisteminin merkezine oturtmuştur. Verilene razı edilen kitleleri yaşadığı ana şükrettiren bir düzen oluşmuştur. Daha fazla kazanabilecek olan aza razı, hiç kazanma şansı olmayan da üretime katılma şansını yakalama imkanından uzak… Bütün çalışanların yüzde 65’inin asgari ücrete talim ettiği, 4 milyon hanenin elektrik ve doğalgaz faturası ödeyebilmek için devletten yardımına muhtaç olduğu ve üniversite önünde barajın kalmadığı ülke haline böyle gelindi.
Haydi gücü yeten gelsin de bu gidişin gidiş olmadığını söyleyip standart getirsin, baraj getirsin, performans kriteri koysun.
Altı partili muhalefet masasına bakıyorum da onların yönetmeye talip oldukları ülke adına devralacakları kötü ekonomi, dağılmış dış politika veya gergin toplumsal atmosferden önce popülizm mirası adına endişe ediyorum. Rekabet edilmesi imkansız, yarışılması ise ülkeyi çıkmaza sokacak bir popülizm mirası…"