Karar yazarı Mehmet Ocaktan, 'bazı gazetecilerin hiçbir düşünsel erdeme itibar etmeden, hiçbir sosyolojik ve toplumsal gerçeği dikkate almadan, tam bir cahil cesaretiyle yalınkılıç memlekete nizamet verdiklerini' söyledi. "Bu kalemlere göre durum o kadar vahimdir ki, mesela ecnebi ülke konsolosları derhal kapı dışarı edilmelidir! Memleket düşmanlar tarafından kuşatılmış haldeyken demokrasi ve özgürlükten bahsedenler ihanet içindedirler, dolayısıyla hemen tutuklanmalıdırlar!" ifadelerini kullanan Ocaktan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye-ABD ittifakının alternatifi yok" sözünü hatırlatarak "Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan herkesin anlayabileceği bir dille 'Türk-ABD ittifakının alternatifi olmadığını' söylerken acaba siz nasıl bir istiklal savaşından bahsediyorsunuz? Yoksa bu cümleleri bile anlayabilecek bütün zihinsel melekelerinizi de mi kaybettiniz?" diye yazdı.
Mehmet Ocaktan'ın "Hayali ülkenin hayali düşmanları" başlığıyla yayımlanan (4 Nisan 2016) yazısı şöyle:
"Son dönemde maalesef siyaseti de yozlaştıran hastalıklı bir gazetecilik anlayışıyla karşı karşıyayız. Hasbelkader kendilerine köşeler bahşedilmiş bulunan bazı kalemler hiçbir düşünsel erdeme itibar etmeden, hiçbir sosyolojik ve toplumsal gerçeği dikkate almadan, tam bir cahil cesaretiyle yalınkılıç memlekete nizamat veriyorlar.
Bu kalemlerin kafalarında bir takım nevrotik sorunlar var mıdır bilemem ama, Türkiye adına çok tehlikeli tarifler yaptıkları muhakkak. Önce kafalarında hayali bir ülke ve hayali düşmanlar yaratıyorlar. Sonra da yarattıkları bu hayali ülkenin etrafını korku duvarlarıyla çeviriyorlar. Kafalarda böylesine bir korku imparatorluğu yaratılınca doğal olarak akıl ve mantığın bütün ipleri kopuyor. Artık bu noktadan sonra onları sınırlayabilecek hiçbir hukuki gerçeklik, ahlaki kural ve de demokratik değer kalmıyor. Onlara göre memleket ‘şer koalisyonu’ tarafından kuşatılmış ve gavurlar ülkeyi işgal etmek üzeredir. Dolayısıyla behemehal harekete geçilmeli ve yeniden bir istiklal mücadelesi için millet ayağa kaldırılmalıdır!
***
Bu kalemlere göre durum o kadar vahimdir ki, mesela ecnebi ülke konsolosları derhal kapı dışarı edilmelidir! Memleket düşmanlar tarafından kuşatılmış haldeyken demokrasi ve özgürlükten bahsedenler ihanet içindedirler, dolayısıyla hemen tutuklanmalıdırlar! Ne zaman “Eğer özgürlükler konusunda geri vitese takmaya başlamışsak, hukukun üstünlüğü konusunda sorunlar yaşar hale gelmişsek oturup kendimizi yeni baştan gözden geçirmeliyiz” deseniz hemen birileri ateşe düşmüş gibi çıkıp “Bu ezik ve müstemlekeci bir ruh halidir” diyerek etrafa ateş etmeye başladıklarını görürsünüz. Her değerlendirmeden, her analizden “Memleket elden gidiyor, Tayyip Erdoğan’a diz çöktürmek istiyorlar”sonucunu üreten bu hastalıklı zihniyeti gördükçe dehşete kapılmamak mümkün değil. Şundan emininim ki bütün makuliyet sınırlarını aşan bu zihniyet, Türkiye’nin dünya ile ilişkilerinin normal bir seyir içinde gitmesini isteyen Erdoğan’ı da düşünsel anlamda yargılamaktan çekinmeyeceklerdir.
***
Şimdilerde milli duyguları köpürterek Türkiye’nin bir istiklal savaşı ortamında olduğunu söyleyen bu zihniyet, maalesef Tayyip Erdoğan’ı bile doğru okuyabilecek bir zihniyet ikliminden uzaklaşmış durumdadır. Doğrusu çok merak ediyorum, mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ziyareti sırasında bir düşünce kuruluşunun temsilcileriyle yaptığı toplantıda kullandığı şu ifadeleri nasıl okuyacaklar acaba, ya da gerçekten zihinleri bu konuşmayı algılayabilecek mi?
“Türkiye açısından geçmişte olduğu gibi bugün de ABD ile ilişkilerimiz vazgeçilmez niteliktedir. Karşı karşıya bulunduğumuz sorunların çözümünde Türk-ABD ittifakının bir alternatifi olmadığı ortadadır.”
İşte tam da bu noktada, bütün ülke konsoloslarının Türkiye’den kovulmasını ve yedi düvele karşı yeni bir istiklal savaşı başlatmayı isteyen çıldırmış haldeki kalemlere sormak gerekiyor.
İyi güzel de Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan herkesin anlayabileceği bir dille“Türk-ABD ittifakının alternatifi olmadığını” söylerken acaba siz nasıl bir istiklal savaşından bahsediyorsunuz?
Yoksa bu cümleleri bile anlayabilecek bütün zihinsel melekelerinizi de mi kaybettiniz?"