Karar yazarı Kahveci’den Halkbank’a: Üniversiteye banka kredisi yolu ile el koymaya gitmenin anlamı nedir?

Karar yazarı Kahveci’den Halkbank’a: Üniversiteye banka kredisi yolu ile el koymaya gitmenin anlamı nedir?

Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, Halkbank’ın Bilim Sanat Vakfı’na bağlı İstanbul Şehir Üniversitesi’nin tüm varlıklarına tedbir koymasını eleştirdi. Kahveci, “Toplum olarak ABD’nin Halkbank'a ceza kesmesine karşı milli duruş sergilediğimiz bugünlerde meğerse Halkbank Şehir Üniversitesi’nin peşine düşüyormuş” dedi.

Kamu kaynaklarının futbol için kullanıldığı ve  kamu bankalarının futbol kulüplerini kurtardığını dile getiren Kahveci, “Arsa uğruna, bina uğruna üretmeyi-okumayı değersizleştirirken, konuşmalarımızda katma değerli üretimi artıracağız cümlelerini dilimizden düşürmüyoruz. Acaba gerçek amacımız nedir diye soran var mı? Acaba üniversiteye banka kredisi yolu ile el koymaya gitmenin anlamı nedir?” İfadesini kullandı.

Kahveci yazısında şunları söyledi:

“Kamu bankaları birden aslan kesiliverebiliyor. Üniversiteye haciz yollayıp yönetimi değiştirecek yolu açabiliyor. Yok efendim 6 kat garanti varmış, yok efendim üniversite büyüyormuş ve ödeme gücü artıyormuş vs hikaye.

Toplum olarak ABD’nin Halkbankası’na ceza kesmesine karşı milli duruş sergilediğimiz bugünlerde meğerse Halkbankası Şehir Üniversitesi’nin peşine düşüyormuş.

Oysa ‘Milli Birlik’ günlerinde para derdinde olması gereken TİM (Türkiye İhracatçıları Meclisi) bile sınıra giderek destek gösterisi yaparken, işe göre Halkbank para hesabı yapabiliyor.

Bugün TİM’in ülke ülke dolaşıp siyasetin dışında kalarak ticaret kapılarının kapanmaması için çalışması gerekiyor.

Bundan 2 yıl önce (Mayıs 2017) siyaset perde arkası ilişkilerini düzenlemek için TİM heyetini hem de eşleri ile İsrail’e ziyarete göndermişti. Aynı tarihlerde İSO heyeti de İsrail kapılarında ziyaretini gerçekleştirmişti.

Bugün İsrail’e perde önünde çok bağırıp, perde arkasında heyetler yollamanın bir dönüşümünü yaşıyoruz. Ama perde önünde kimseye külahı da bırakmıyoruz.

Neyse...

Diyeceğim o ki, şehir içlerindeki fabrikaları arsa rantları uğruna kapattık veya şehir dışına taşıdık. Şehir içlerinde kalan askeri alanları da 15 Temmuz hain girişimi sonrası boşalttık. Hatta şehir içlerinde kalan üniversitelerinin değerli arsa ve binalarını alarak onları da şehir dışına yolladık ve yolluyoruz.

Arsa uğruna, bina uğruna üretmeyi-okumayı değersizleştirirken, konuşmalarımızda katma değerli üretimi artıracağız cümlelerini dilimizden düşürmüyoruz.

Acaba gerçek amacımız nedir diye soran var mı? Acaba üniversiteye banka kredisi yolu ile el koymaya gitmenin anlamı nedir?

Sahi, biz ne konuşuyoruz, ne yapıyoruz?”

Yazının devamı için tıklayın