Karar yazarı Karaalioğlu: En kaygısız kesimin muhafazakârlar olduğu varsayımı eskisi kadar geçerli görünmüyor

Karar yazarı Karaalioğlu: En kaygısız kesimin muhafazakârlar olduğu varsayımı eskisi kadar geçerli görünmüyor

Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu, "iktidar kendilerinden olduğu için, kimlik, inanç ve hayat tarzı açısından en kaygısız kesimin muhafazakar kitleler olduğu varsayımının eskisi kadar geçerli olmadığını" savundu. 

Karaalioğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Karar TV'deki söyleşisinde “Muhafazakar ve milliyetçi kitlenin AK Parti-MHP’den huzursuzdur. Muhafazakar kitle huzursuz olmaya başlamışsa dönüşüm yakındır” sözlerini hatırlatarak, "Huzursuzluğun iki nedeni vardır. 1- İktidarın, muhafazakar için en önemli kriter olan ahlaki tutum, yolsuzluk, liyakat ve benzeri konularda sergilediği tablonun savunulamazlığı… 2- Muhtemel bir iktidar değişikliğinde 'kazanım' kelimesiyle tanımlanan, inandığı gibi yaşamaya dair hakların zarar görebileceği endişesi…" düşüncesini dile getirdi.

Karaalioğlu şöyle devam etti:

"İkinci husus aynı zamanda Davutoğlu ve diğer muhalefet liderlerinin meselesidir ve bu bahiste insanlara güvence vermeleri gerekir. Ki, bunu bir ölçüde yapıyorlar. Gayet tabii ki bu ülkenin siyasi elitleri eski hatalara dönmek gibi bir basiretsizliğin esiri olmayacaktır. Yine de insanların kaygısı varsa bunu ciddiye almak ve üzerine gitmek, siyasi teminat vermek zarureti vardır.

Davutoğlu’nun bahsettiği ve siyasal değişimle doğrudan ilişkilendirdiği husus ise, muhalefetin teminat verip vermemesiyle çözülemez. Muhafazakar değerler üzerinden siyaset yapan iktidarın bu değerleri aşındırdığı ve gözden düşürdüğü kanaati sadece iktidarın değil topyekûn bir siyasi ve sosyal geleneğin ödeyeceği bedele işaret eder. O bedel de toplumların vicdanlarında tahakkuk eder. Bütün dini, milli ve tarihi değerlerin, semboller üzerinden gündelik siyasetin merkezine oturtulmasına rağmen, o kitlelerin hala huzursuz ve kaygılı olması aynı zamanda bir trajedidir de… Ama en büyük trajedi, her fikirden her etnik kökenden bütün toplumun huzurlu ve güven içinde olması ideali bir yana; avantajlı kesimlerin bile yüzünün gülememesidir."

Yazının tamamı için tıklayın.