Karar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Karar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, devlet protokol listesindeki sıralamaya dikkat çekerek, "Devlet protokolünde atanmış olanlar seçilmişlerin önünde, siyasi zihniyet 'seçilmiş olma değerini' yalnızca bir kişinin uhdesinde tutmak istiyor" yorumunu yaptı.
Kiras, “Türkiye Devlet Protokolü'ne bakarken bazı detaylar fazlasıyla 'anlam dolu' göründü bana. Muhakkak ki bir devletin resmî protokolündeki sıralanış o devletin siyasi karakterinin göstergesi olduğu için önemli bir kılavuz. Ama bizimki epeyce 'okunaklı' olması bakımından da dikkat çekici." düşüncesini dile getirdi.
Kiras yazısında şu ifadeleri kullandı:
Gelgelelim 2018 yılında güncellenmiş bulunan yeni devlet protokolünde Genelkurmay Başkanı’nın 3. sıradaki yerinin ancak 8. sıraya taşınması mümkün olabilmiş görünüyor. Bir üstteki sırada “Bakanlar” yer alıyor. Yani bağlı bulunduğu Savunma Bakanı artık Genelkurmay Başkanı’nın önünde. Ne var ki 12. sıradaki Ana Muhalefet Partisinin başkanı bu sefer yeni listede 8. sıradaki Genelkurmay Başkanı’nın, 9. sıradaki Kuvvet komutanlarının, 10. sıradaki “Orgeneraller/Oramiraller”in (ve ayrıca 11. sıradaki Yükseköğretim Kurulu Başkanının) altında yer alıyor. Daha az demokratik olduğu eleştirisi getirilen eski sistemin protokolünde Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının yeri 4. Sıradaydı!
Başbakanın yerini Cumhurbaşkanı Yardımcısı almış. Gelgelelim bu makamın sahibi de seçilmiş değil atanmış bir memur. Oysa yeni sistemde böyle bir makam ihdas edilmiş olduğuna göre buraya gelecek kişilerin -başta “tam başkanlık” rejiminin tatbik edildiği ABD olmak üzere- başka ülkelerdeki gibi Cumhurbaşkanı ile beraber seçime girip sandıktan çıkarak gelmesi daha doğru olurdu. Ama galiba bu görevde bulunacak kişilerin siyasi bir güç sahibi olması istenmediği için seçim yerine atama usulü tercih edildi. Bu duruma rağmen atanmış bir memurun devlet protokolünün ikinci sırasına oturtulmasında sakınca görülmemiş olması yeni sistemin karakteristiğini ifade eden bir ayrıntı olsa gerek.
Devlet Protokolü esasen başkent protokolü olduğu için, Ankara’nın yerel yöneticileri de var listede. Ama atanmış olanları seçilmişlerin önünde. Valiyi saymıyorum, Ankara Garnizon Komutanı bile başkentimizin seçilmiş yöneticilerinin önünde yer alıyor.
Zaten seçilmişlerin sayısı da oranı da çok düşük. Atanmış kişiler dolduruyor çoğunlukla devlet protokolünü. Sivil toplumun temsilcileri, sözgelimi milyonlarca işçinin, yüzbinlerce memurun temsilcileri olan sendikalar ancak son sırada “Sivil ve askerî derneklerin başkanları” diye belirtilen kategoride yer bulabiliyorlar.
Öyle anlaşılıyor ki bugün iktidarda olan siyasi zihniyet “seçilmiş olma değerini” yalnızca bir kişinin uhdesinde tutmak istiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde halktan yüzde 50+1 oy alan kişinin yanında diğer seçilmişlerin bir değeri olamaz diye düşünüyorlar. Bu yaklaşımın “gerçek demokrasi” olduğu görüşünü savunanlar bile var. Galiba önümüzdeki süreçte biraz daha tartışacağız bu konuyu…"