Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, 103 emekli amiralin imzasını taşıyan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin bildirisi "tatsız" olarak değerlendirdiği yazısında, "Ancak neden durup dururken böylesine tatsızlıklarla karşılaştığımızın arka planına bakmakta da yarar var. Hemen belirtelim, Türkiye özellikle son dönemde fiili bir “vesayet” dönemi yaşıyor. Son 4-5 yıla bakıldığında bu konuda sayısız örnek bulunabilir, ancak çok geriye gitmeye hiç gerek yok. Daha geçen hafta parlamentoda “güvenlik soruşturması” ile ilgili yasa teklifinin görüşülmesi sırasında yaşananlar nasıl bir vesayet atmosferi içinde olduğumuzun en bariz göstergesidir.
Herkesin bildiği gibi olay şu; Meclis’te yapılan oylamada yasa teklifi muhalefetin oylarıyla reddediliyor. Yani iktidar, teklifin Meclis’te görüşülmesi için yeterli sayıyı bulamıyor. Ve sonuç olarak reddedilen teklifin bir yıl süreyle parlamentoya gelme ihtimali ortadan kalkıyor. Ama sonunda “göklerden bir karar geliyor”, anayasa ve iç tüzük hiçe sayılarak yasa teklifi yeniden gündeme alınıyor, işte bunun adına ‘vesayet’ düzeni denir." ifadelerini kullandı.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Anayasa Mahkemesi derhal kapatılsın" sözlerine dikkat çeken Ocaktan, "Kuşkusuz Türkiye’nin fiili anlamda ağır bir “vesayet düzeni” içinde yaşıyor olması, emekli amirallerin ömürlerinin son demlerinde herhangi bir darbe tehlikesi oluşturmasa da, vesayet algısı oluşturabilecek bir organizasyon görüntüsü içinde olmaları kabul edilemez. Ama iktidar cenahının, bu olayı köpürterek “acaba buradan bir darbe korkusu üretebilir miyiz” aceleciliğinin de, çaresizlikten öte bir anlam ifade etmediğinin altını özellikle çizmek gerekiyor. İktidar geçmişte de benzer köpürtmeleri denedi, ama ömrü bir hafta bile sürmedi.
Hatırlatalım, bugüne kadar hiçbir iktidar milletin ekmek ve aş derdini bu tür yapay gündemlerle örtmeyi başaramadı, dolayısıyla bu işlerle boşuna uğraşmanın kimseye faydası yok." diye yazdı.
Yazının tamamı için tıklayın...