Makine İhracatçıları Birliği, sektörün marka değerinin yükselmesi, teknoloji geliştirme kapasitesinin artması, finansmana erişiminin kolaylaşması ile nitelikli iş gücü istihdamının büyümesi için gerekenleri bir yol haritasıyla açıkladı.
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, "Uzun süre sonra yeniden makinelerimizin birim fiyatlarını artırmayı başardık. Ocak ayı sonunda elde ettiğimiz yüzde 7 ihracat artışında makinelerimizin 2018 değerlerini geri dönüyor olmasının katkısı var. İki bileşenli artış 2030 hedeflerimize yönelik güvenimizi pekiştiriyor” dedi.
Karavelioğlu, 2019 yılının Türkiye’nin ileri teknoloji dönüşümünde önemli bir viraj olduğunu ve kamunun hemen bütün strateji planlarında odak sektör olarak makine sanayisine yer vermesinin kendilerine önemli bir sorumluluk yüklediğini vurguladı.
Planlarının başarıya ulaşmasının Türkiye'nin teknolojik bağımsızlığı için şart olduğunu belirten Karavelioğlu, "Atmak zorunda olduğumuz adımları Dış Pazar Strateji Raporumuz kapsamında ele aldık. Potansiyelin yüksek olduğu ülkeler için örnek ürün grupları üzerinden derinleştirdiğimiz bu çalışmayla, küresel pazar payımızı hızlı artıracak strateji önerileri geliştirdik. Bakanlıklarımızın, 11. Kalkınma Planı doğrultusunda eş zamanlı hazırlayıp uygulamaya soktuğu stratejilerin başarıya ulaşması için, sektörümüzün acil olanlardan başlayarak tüm ihtiyaçlarına yanıt vereceğine yürekten inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Karavelioğlu, stratejik önerilerini ölçek, finansman, teknoloji geliştirme, markalaşma ve doğrudan yabancı yatırımlar olmak üzere beş eksende somutlaştırdıklarını belirtti.
Kayıt dışı istihdamın sektörde haksızlık yarattığını ifade eden Karavelioğlu, " Kayıtdışı istihdam ve satış hangi sektörde olursa olsun yatırım ve faaliyet ortamını bozarak, iç ve dış sermaye çekmeyi zorlaştıran ana etkendir. Fikri mülkiyet haklarının korunması ve piyasa gözetimi denetimi teknoloji geliştirmenin vazgeçilmezidir. Bunlarda esnek davranırsak işini iyi yapanları cezalandırmış oluruz" şeklinde konuştu.
“Ölçek büyütmek için ithalatı özendirici uygulamalardan vazgeçmeliyiz”
Karavelioğlu, Türkiye'de en fazla Ar-Ge merkezine sahip sektörün makine imalat sanayi olduğunu ve bu sebeple haksız rekabetten en çok korunması gereken faaliyet alanı olduğunu belirterek, “Türkiye’nin en rekabetçi sektörü olarak niş alanlarda derinleşmek kabiliyetimiz var. Ancak unutulmamalı ki yüksek teknolojili makineler referansla satılır ve iş bitirme belgeleri özel maksatlı makina imalatında sertifikasyon mahiyeti taşır. Ülkemizdeki endüstriyel tesislerden referans kazanabilmemiz için yerlileşme çabaları artmalıdır. Korumacı tedbirlerin küreselleştiği bir dönemde kamu yatırımlarını lehimize çevirmeli, teşvik mevzuatı içinde ithalatı özendiren uygulamalardan kaçınmalıyız” ifadelerini kullandı.
“İklim değişikliğine kayıtsız kalmak üçüncü dünya ülkesi olmayı göze almak olur”
Çevre ve iklimin verimlilik için önemli olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi:
"Çevre sorunlarına ve iklim değişikliğine endüstriyel stratejilerde yer vermeyen ülkelerin dış ticaretten alacağı pay sınırlanacak. Ana pazarımız AB planlı bir geçiş süreci sonunda, kötü gidişe kayıtsız kalan ülkelerin mallarını ithal etmeyecek. On yılı aşkın bir süreçte ürünlerinin büyük kısmını AB direktiflerine uygun hale getirmiş bir sektörün temsilcileri olarak biz bu yaklaşımı insanlığın temel değerlerine uygun buluyoruz ve bu olguyu zamanında önlemler alarak yönetmek üzere kamuoyunda bir farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz.”