KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, kamuoyunda "İmralı süreci" olarak bilinen barış görüşmeleri hakkında sarf ettiği "Esas olan silahlı güçler, Abdullah Öcalan'la direkt konuşmalıyız" sözlerine açıklık getirdi. "Biz de ayrıca görüşmelere katılalım" demediklerini belirten Karayılan, "Devletin ilgili kurumu, çeşitli kanallarla bize de ulaşmaya çalıştı. Fakat biz yeşil ışık yakmadık. Öyle bir talebimiz de yoktur" ifadesini kullandı. Karayılan, KCK'nın talebini şöyle açıkladı: "Stratejik kararlar ve değişim süreçlerinin uygulanması için Öcalan'ın bizlerle tartışabilme olanağının yaratılması gerekiyor. Yani Öcalan bizlerle direkt diyaloga geçebilmelidir."
İşte Karayılan'ın Fırat Haber Ajansı'nda yayımlanan açıklamalarının bazı bölümleri:
“PKK ne kadar İmralı’yı esas alır ya da almaz”, yine, “Kaç tane PKK var; Kandil var, Avrupa var, Kandil’in içinde farklı eğilimler var” türündeki söylemlerin hiçbirinin yeri yoktur. Çünkü bu tür söylemlerin hepsi, Özel Savaş Dairesi tarafından kara propaganda amaçlı üretilmiş söylemlerdir. Bugün hareketimizde böyle bir sorun yoktur. Hareketimizi yöneten 31 kişilik bir Yürütme Konseyi var, ben de bu Yürütme Konseyi'nin bir sorumlusuyum. Bizde oluşmuş bir Başkanlık sistemi var. Bugün hareketimizin bütün pratiği bu Yürütme Konseyi Başkanlığı sisteminin denetiminde, onayında ve perspektifleri temelinde gelişmektedir. Nereyle ilişki kurulacaksa, kime ne söylenecekse Başkanlık Kurumu’nun bilgisi dahilinde gelişmektedir. Bunun Kandil’i bunun Avrupa’sı yoktur. PKK Hareketi ve KCK sistemi tek vücuttur."
'Öcalan'ın KCK'yla tartışma olanağı yaratılmalı'
"(...) Bizim söylediğimiz şudur: “Stratejik kararlar ve değişim süreçlerinin uygulanması için Önderliğimizin bizlerle tartışabilme olanağının yaratılması gerekiyor. Yani Önder Apo bizlerle direk diyaloga geçebilmelidir. Sadece dar yönetimle değil, geniş yönetim yapısıyla, Kadın ve Gençlik hareketleri gibi bileşenlerle, yine gerilla güçleri ve komutanlıklar da söz konusudur. Eğer stratejik bir değişim söz konusuysa o zaman Önderliğin bizzat devreye girmesi gerekiyor.” Biz bunu söylüyoruz. Bunun doğru anlaşılması gerekiyor. Biz demiyoruz ki, “biz de ayrıca görüşmelere katılalım."
"Hayır, zaten devletin ilgili kurumu, çeşitli kanallarla bize de ulaşmaya çalıştı. Fakat biz yeşil ışık yakmadık. Öyle bir talebimiz de yoktur. Biz Önderliğimizin bizi tam olarak temsil edeceğine inanıyoruz. Ama Önderliğimizin, kararlarını veya görüşmelerde ulaşılan sonuçları, özellikle de stratejik değişim anlamına gelecek konularda tüm yapıyı ikna etmesi gerekmektedir. Onun için de diyaloga geçmesi gereklidir. “Bu mümkün mü, değil mi” konusu da önemli ama eğer siz Önderliğimizi tüm bir hareket ve Kürt halkı üzerinde sözü geçerli olan bir lider olarak görüyorsanız, bu lider niye tecrit altında kalsın ki?"
'Devlet bize ulaşmaya çalıştı, yeşil ışık yakmadık'
"Hayır, zaten devletin ilgili kurumu, çeşitli kanallarla bize de ulaşmaya çalıştı. Fakat biz yeşil ışık yakmadık. Öyle bir talebimiz de yoktur. Biz Önderliğimizin bizi tam olarak temsil edeceğine inanıyoruz. Ama Önderliğimizin, kararlarını veya görüşmelerde ulaşılan sonuçları, özellikle de stratejik değişim anlamına gelecek konularda tüm yapıyı ikna etmesi gerekmektedir."
'Kim kimi ülkesinden kovuyor? Burası bizim ülkemiz'
"(...) Kendi ölüm rakamlarını 10 kat düşürerek PKK'ninkini de 5 kat yükselterek sonuçlara gitmek ve bunu da böyle propaganda konusu etmek gerçekleri tümüyle ters yüz etmek olduğu gibi karar almanın verisi haline getirmek ise çok tehlikeli ve yanlış kararların alınmasının işaretidir. Belki de Başbakan’a bunlar sunuluyor, Başbakan da böyle olduğunu anlayarak kalkıp bize, “haydi terk edin burayı” diyor ve bunu dayatıyor. Kim kimi ülkesinden kovuyor? Burası bizim ülkemizdir. Siz dışarıdan gelmişsiniz, ülkemizde işgal kuvvetisiniz. Terk edecek olan biri varsa, o da sizsiniz. Tamamen zora dayanıp sırtını dış güçlere vererek, NATO'ya vererek ve teknik gücüne dayanarak bir halkı dize getireceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz."