Murat Karayılan ANF'ye yaptığı açıklamada, "işler ters dönerse bölgesel avantajları ve taktik performansın başarı kazanabileceğine olan inancımızı koruyoruz. Fakat Önderliğimizin ortaya koymuş olduğu stratejik perspektifin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Giderilmesi gereken bir takım kaygı ve pürüzler de var. Önderliğin ortaya koyduğu perspektifin doğru olduğuna ve katılacağımıza dair karar kıldık. Ancak bir takım görüş ve önerilerimizi de cevabı mektubumuzda sunmuş bulunmaktayız" dedi.
“Bu dönem sonuç alma dönemidir. Bu dönem, Kürt sorununun çözülebileceği bir dönemdir. Ama bu mutlaka savaşla çözülebilecek anlamına gelmemektedir” diyen Karayılan şunları söyledi:
“Sorunun barışçıl yöntemlerle de çözülebileceği koşullar mevcuttur. Dolayısıyla yönetim toplantılarımızın tartışmalarında bu eksende yoğunlaşma ve bir çerçevenin somutlaşması durumu gelişmiştir. Bu temelde, daha önceden de ifade ettiğimiz bazı kaygıları taşımakla birlikte, eğer işler ters dönerse bölgesel avantajları ve taktik performansın başarı kazanabileceğine olan inancımızı da korumakla birlikte, Önderliğimizin ortaya koymuş olduğu stratejik perspektifin daha doğru olduğunu, buna çok güçlü bir biçimde katılmanın kararlaşması ve iradeleşmesi oy birliğiyle gerçekleşmiştir. Bu temelde büyük bir birlik ruhuyla bir irade ve kararlaşma ortaya çıkmıştır. Fakat giderilmesi gereken bir takım kaygı ve pürüzler de vardır. Bu anlamda biz, geliştirdiğimiz tüm toplantılarda net bir biçimde Önderliğin ortaya koyduğu perspektifin doğru olduğuna ve katılacağımıza dair karar kılmış bulunuyoruz; ancak bir takım görüş ve önerilerimizi de cevabı mektubumuzda sunmuş bulunmaktayız.”
“Bu, Türkiye’de demokrasinin gelişmesi, barışın tesis edilmesi ve Kürt sorunun çözülmesi için önemli bir olanak sunmaktadır. Tabii ki Türkiye’nin yetkilileri bunu kendi açılarından değerlendireceklerdir ama bizim açımızdan da mutlaka değerlendirilmesi gereken çok önemli ve anlamlı bir çerçeve oluşturmaktadır. Oldukça dengeli, her iki tarafı düşünen ve sorunun çözümünü hedefleyen, bu konuda kararlı bir duruş ve vurguyu ifade eden bir çerçevedir. Fakat bunun teknik ve taktik açıdan da pürüzsüz bir biçimde hayata geçmesi için bizce yerine getirilmesi gereken bir takım önemli hususlar da vardır. Bunların yerine getirilmemesi, beraberinde sorunlu durumları yaratabilir ve tıkanmaya yol açabilir. Kısaca önemli gördüğümüz hususlar söz konusudur: Sürecin gerçek anlamda pratikleşebilmesi ve başarılı bir biçimde birinci, ikinci ve nihai son aşamada sonuç alıcı bir gelişmenin yaşanabilmesi için bizim de bir takım görüş ve önerilerimiz vardır. Biz mektubumuzda bunları ifade etmiş ve sunmuş bulunmaktayız.”
Karayılan, Avrupa ve BDP de kendi mektuplarını hazırladığın dikkat çekerek, “Dolayısıyla bu biçimde artık Kürt tarafı olarak Önderliğimize ulaştırılması gereken mektuplar hazır hale gelmiş bulunuyor. Sanırım bugünlerde ulaştırılacaktır. Artık Önderlik bunları değerlendirecek ve son kararı Önderliğimiz verecektir. Bir açıklama yapıp yapmama konusu dahil, açıklamanın çerçevesi hakkında takdir Önderliğimizindir” dedi.
Gerekenlerin yapılması halinde üstlerine düşeni yapmada tereddüt göstermeyeceklerini kaydeden Karayılan, “Açık ve samimi davranacağız. Bizim en büyük avantajımız hareketimizin tüm bileşenlerinin ve yönetim organlarının Önder Apo etrafında yekvücut bir duruşu sergilemesidir. Bu şimdi ortaya çıkan bir durum değil, aslında giderek yoğunlaşan, şekillenen bir gerçekliktir. Yani bu anlamda kamuoyunun ve tüm halkımızın şunu iyi bilmesi gerekir; hareketimizin duruşu nettir ve duruşu tamamen ruh, akıl ve ekip birliği çerçevesindeki bir duruştur. Bu konuda hiçbir sorunun çıkması da söz konusu değildir. Bu anlamda biz, Önderliğimizin kapsamlı perspektifinin doğru yaşamsallaşması için yapılması gerekenleri de ifade eden mektubumuzun da dikkate alınması ile sürecin çok daha sağlıklı pratikleşebileceğini düşünmekteyiz” şeklinde konuştu.
Karayılan, “Biz Kürt tarafı olarak sorularımızı, kaygılarımızı ve görüşlerimizi açık ve net koyuyoruz. Biz bu konuda samimiyiz. Bütün Türkiye, Kürdistan ve dünya kamuoyu şunu bilmeli: Biz PKK hareketi olarak savaşa da hazırız, barışa da hazırız. Savaşta da kendimize güveniyoruz, barışta da kendimize güveniyoruz ve tercihimiz bu sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesidir. Bu net bir biçimde böyledir. Ama sorunun çözülmesi için karşı tarafın da yapması gerekenler vardır. Yani sorun tek taraflı çabalarla çözülebilecek bir sorun değil. Bu, herkesin takdir etmesi gereken bir husus. Biz Kürt tarafı olarak samimi yaklaşmayı esas alacağız” dedi.
Sorunun çözüme gidip gitmeyeceği konusunda görüşlerini açıklayan Karayılan, şunları ifade etti:
“Önderliğimizin aşamalar halinde koyduğu maddeler var ve yine bizim de öneri olarak sunduğumuz, eklenebilecek hususlar vardır. Eğer karşı taraf, yani Türk devlet tarafı bunları es geçmezse, o çerçevede kendileri de kendi üzerlerine düşeni yaparlarsa biz sürecin başarıya gidebileceğine inanıyoruz. Başarının yolu her iki tarafın da hile yapmadan, dolandırmadan, oyalamadan yapabileceğini yapmasından geçmektedir. Bu konuda ciddiyet ve samimiyet olursa ben sorunun çözüleceğine tabii ki inanıyorum. Ama şu bir gerçek: her şey bitmiş değil. Çünkü her şey bizim karar vermemizle ya da yarın öbür gün Önderliğimizin çağrı yapmasıyla çözülmez. Karşı tarafın da kendi üstüne düşen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmesi gerekmektedir. Zor bir sürece girdik ve bu sorun çözümü kolay bir sorun değil. Ama bu konuda gerçekten kararlılık, cesaret ve samimiyete ihtiyaç vardır. Bunlar olursa Kürt sorununun çözülmesi, Türkiye’nin de büyük bir hamle yapması, siyasi, sosyal, ekonomik, bütün konularda kendi önünü açması olanakları vardır. Bunun için dar milliyetçi bakış açısını bir tarafa vererek çağcıl bir bakış açısıyla sorunlara el atma önemlidir. Bu biçimde geleceğe doğru bakma ve var olan sorunları çözerek sorun olmaktan çıkarma tarzı esas alınırsa başarmak mümkündür. Yoksa herhangi bir tarafın diğer tarafı yok etme, zayıflatma ve eritme niyetiyle yaklaşımı olursa, bu tekrardan sil baştan olur. Umarım artık böyle bir şey olmaz.
Karayılan, “Elbette ki önümüzdeki günlerde bakacağız, Önderliğimizin açıklaması olacak. Ardından karşı tarafın tutum ve davranışı bir biçimde netleşecek; bunlara bakılarak süreç götürülecek. Bu anlamda gerçekten hassas, aynı zamanda rizikoları bulunan bir süreçte bulunuyoruz. Biz dürüst yaklaşacağız ve bu konuda karşı taraftan herhangi engelleyici ve boşa çıkarıcı bir tutum olmazsa sürecin derinleşmesini esas alacağız. Ama tabi nihai karar Başkan Apo’ya aittir. Başkan Apo’nun açıklama çerçevesi önemlidir. Herkes onu beklemelidir. Başkan Apo’nun yapacağı açıklama, tüm hareketimizi, tüm yurtsever halkımızı bağlayan bir çerçevede olacaktır. Çünkü herkesin görüş ve önerilerini almış bulunuyor. Bu çerçevede bunları da sentezleyerek kendi çerçevesini netleştireceği için kapsayıcı olacağını düşünüyorum. Şimdiden neleri içereceğini söylememe, burada mahal yoktur, gereği de yoktur” diyerek herkesin Nevruz’u beklemesini söyledi.