PKK yöneticisi Murat Karayılan, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın PKK’ye ilişkin açıklamaların “hiçbir temelinin olmadığını” kaydederek, hiç kimsenin “İmralı’yı sollayarak herhangi bir yumuşatıcı adım atamayacağını” belirtti.
PKK'nın 2 numaralı ismi Karayılan, Kılıçdaroğlu-Erdoğan görüşmesine ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede ise Erdoğan'ın CHP'yi yedeğine almak istediğini söyledi.
Karayılan'ın Fırat Haber Ajansı'nda yer alan açıklamlarının bir bölümü şöyle:
‘’Her şeyden önce herkes şunu çok iyi bilmeli: En başta Başbakan Erdoğan çok iyi bilmeli, Öcalan, İmralı’da olduğu müddetçe hiç kimse, hiçbir Kürt siyasetçisi, ne ben ve PKK olarak biz, ne Sayın Mesut Barzani, ne Sayın Celal Talabani, ne de başka bir kimse kalkıp da İmralı’yı sollayarak herhangi bir yumuşatıcı adım atamaz. Bu konuda kesin ve net bir biçimde belirtiyorum: Biz sorunu barışçıl yöntemlerle çözmek için yapılması gereken şeyleri yaptık. Top bizde değildir, top AKP’dedir.
Biz geçen yıl bu ayda Başbakan’ın gündemine sunulan protokollerle yapılması gerekeni yaptık. Onların cevabı ise bize savaş olmuştur ve eğer AKP Kürt sorununu gerçekten çözmek istiyorsa AKP veya CHP, devlet kurumları gerçekten sorunu çözmek istiyorlarsa bu sorunu Türkiye’nin de hassasiyetlerini dikkate alma temelinde çözme gücüne sahip tek kişi Abdullah Öcalan’dır.
‘’Toplum içerisinde kim bilinçliyse, kim onurlu bir duruşa sahipse, kim kimlikli bir Kürt olmayı savunuyorsa onları alıp içeri atıyorlar. Formül budur. İşte, Gülen’in birçok adamı bölgelerde legal kurumlara sızdırılmış, polis onların verdiği raporları esas alıp izleyerek kim aktif ise, kim oradaki Kürt toplumunu toparlamada rol oynuyorsa, bu belediye başkanı mı, il başkanı mı, mahalle komisyonu başkanı mı, il encümeni mi, her kimse, onları belirleyip tutukluyor. Bunlar tamamen Fethullahçıların toplum içerisinde oluşturmuş oldukları işbirlikçi ajan yapıların bilgilendirmeleri sonucu polisin takip ederek ve sıradan konuşmaları örgüt konuşmaları gibi gösterip devreye koyduğu tutuklama senaryolarıdır. Burada hukuk diye bir şey yoktur.
Van belediye başkanı ve beraberindekiler operasyondan çok önce cezaevinde yerlerini hazırlamış oldukları açığa çıktı. Tamamen siyasi kararlar sonucu Kürt siyasetçileri tutuklanmaktadır. Bunlarla Kürt siyasetinin çökertilmesi ve bitirilmesi hedeflenmektedir. Siyasetsiz kalmış, öncüsüz kalmış bir toplumu istedikleri gibi yönetmeyi düşünüyorlar.’’
Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunu için Erdoğan ile görüşmesine de değinen Karayılan, ‘’Kılıçdaroğlu’nun bu teklifi adeta Erdoğan’ın imdadına koşmuştur. Erdoğan, CHP’nin bu teklifini bunun için kabul etmiştir. Bunu da psikolojik harp çerçevesinde kullanacaktır. Topluma “sorunu biz çözeceğiz” umudunu verme tarzını hep uyguluyor. Hatta “sorunu çözdüm” bile dedi. Zaten şimdi, “Kürt sorunu yok, PKK sorunu var” diyor. Yani dikkat edelim, Kılıçdaroğlu’nun teklif götürmesini neye bağladı? MHP şartına bağladı. MHP’nin kabul etmeyeceği baştan belli, bunu herkes biliyor. Ama o bunun üzerine “ikimiz birlikte yürütelim” diyerek BDP’yi ve Kürtleri de hedefleyen merkezileşmiş bir siyaseti egemen kıldıracak bir politikaya işaret etti. Açık ki devletin amaçladığı politikası çerçevesinde CHP’yi de yedeğine almak istiyor.
Dikkat edelim, uygulamalarda herhangi bir gevşeme var mı? Yoktur. Hatta görüşmelerinin gerçekleştiği gün Van’da en kapsamlı operasyon başladı.