PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Karayılan, ANF’de yayınlanan açıklamasında, "demokratik açılım" sürecini değerlendirirken, Kürt sorununun çözümünde, Öcalan’ın pozisyonu için Güney Afrika’da Mandela örneğini çözüm olarak gösterdi. Öcalan’ın hazırladığı yol haritasının kendilerine verilmesini isteyen Karayılan, İmralı’dan çıkacak karara uyacaklarını da açıkladı. Karayılan, şöyle konuştu:
"Öcalan yol haritasını teslim etti, devlet aldı ve okuyup değerlendiriyor, ona göre kendi politikasını belirliyor. Tutumunu sertleştiriyor, ona göre tedbirlerini alıyor. Çeşitli demeçlerle cevap anlamına gelen açıklamalar yapıyor. Ama bize ve kamuoyuna vermedi. Eğer Türkiye gerçekten bu sorunu kalıcı bir biçimde çözmek istiyorsa en başta bu tarz yaklaşımlarını terk etmelidir. Çözümün en önemli aktörünün çözüme dönük taraflara sunduğu çözüm formülünü gizlemek çözüme hizmet etmez. Hele hele kendisi alıp ondan yararlanma, başkasına da vermeme tutumu hukuki olmadığı gibi her şeyden önce ahlaki de değildir. Eğer yol haritasını vermeyecek idiyseler teslim almayabilirlerdi. Almıyoruz diyebilirlerdi. Ama teslim aldılar, kendileri ondan yararlanıyorlar ve el koyuyorlar. Bu, çözüme hizmet etmeyen bir tutumdur. Yani Kürt tarafını hiçe sayan, ben bildiğimi okurum tutumunun bir devamıdır. Bu mantık, bu yaklaşımla çözüm geliştirilemez."
Atalay'ın elinde sihirli değnek olmalı?
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın açıklamasını televizyondan izlediğini söyleyen Karayılan, "Ancak bu açıklamalarda neyi yapacaklarını değil, daha çok neyi yapmayacaklarını söylediler. Bir de başlangıçta daha dikkatli ve daha açılımcı yaklaşırlarken giderek yaklaşım ve üslupta bir daralma yaşandı. Örneğin en son İçişleri Bakanı’nın yaptığı konuşmayı izledim. Anayasa değişikliği, anadil eğitimi gündemimizde yok, şu yok, bu yok diyor. Bunların hepsi yoksa sen sorunu nasıl çözeceksin. Hem bunlar yok diyor, hem de biz sorunu çözeceğiz, diyor. Ben onu dinlerken, bu bakanın elinde her halde sihirli bir değnek olmalı, diye düşündüm. Hem şu yok bu yok diyor hem de biz çözeceğiz diyor. Peki nasıl çözeceksin Allah aşkına, hele bize de söyle. Dua ile bu sorun çözülmez, duayla olsaydı her gün dua okur ve derhal çözerdik" dedi.
Bekir Bozdağ ve AKP'ye eleştiri:
"Demokratik açılım" sürecinde CHP ile MHP’nin tutumunu eleştiren Karayılan, "Belli ki AKP hükümetinin sorunu çözmede güçlü bir siyasal irade ortaya koyma sorunu yaşanıyor. Eğer hükümet sorunu çözmeye talipse risk göze alarak yeni bir tarihsel sayfanın açılması ve Cumhuriyet’in demokratikleştirilmesi ile adını tarihe yazma şansını yakalayabilir" diye konuştu. Karayılan, Öcalan’ın idam sorununu yeniden gündeme getiren, Bekir Bozdağ’ı da şu sözlerle eleştirdi:
"Bekir Bozdağ denilen AKP grup başkanvekilinin konuşması Kürt halkının değerlerine hakaret anlamında Bahçelininki’nden geri değildir. Bahçeli’nin yine bir çizgisi ve tutarlılığı var. Ya bu AKP milletvekilinin duruşuna ne denilecek. Bu şekilde Kürt halkı nasıl AKP’nin ciddiyetine inanacak. Nasıl güvenecek. Adam kalkıp on yıl önce niye siz idam etmemişsinizi tartıştırıyor, urganı tartıştırıyor. Bu kadar ahlaksızca saygısızca bir tutum olabilir mi? Bu mantık mı sorunu çözecek, bu mantık mı Kürt halkıyla kardeşliği sağlayacak. Hayır. Bu zihniyetin değişmesi gerekiyor. Aksi taktirde güven olayı gelişemez."
DTP'nin tutumu:
Karayılan, DTP’nin tutumunu da şu sözlerle değerlendirdi: "Şimdi deniliyor ki DTP sertlik yapıyor. DTP’nin sertlik yaptığı nedir? Aslında DTP sorunun nasıl çözüleceğini söylüyor. Milyonlar üzerinde etkisi bulunan başkan Apo’yu dıştalamakla, PKK’yi görmezden gelmekle sorunun çözülemeyeceğini söylüyor. Bu bir doğrudur. Bu bir sertlik veya yumuşaklık olmadığı gibi PKK’ye bir yakınlık ya da uzaklık da değildir. Bu bir gerçeğin dobra bir biçimde söylenmesidir. En son Ahmet Türk de ‘biz cesaretlice görüşlerimizi ortaya koyuyoruz, her yerde de ortaya koyacağız’ dedi. Yapılan sadece budur. Yani Kürdistan da gerçekleri gören, aklıselim olan tarafsız her bakış açısı sahibi bunu teslim edecektir. Yani sen hem ben Kürtlerle barışçıl bir biçimde yaşama projesini geliştireceğim diyeceksin hem de bu halkın ölümüne bağlı olduğu değer yargılarını da dıştalayacaksın. Bu mümkün değil, bunun mümkünatı yoktur. Bunu söylemek sertlik falan değil, bunu söylemek gerçekliğin ifade edilmesidir. Eğer şimdi çözüm isteniliyorsa bu gerçekliğin gözetilmesi gerekiyor. Bu gözetilmeden çözümün gelişemeyeceği bir gerçektir.
Eylemsizlik kararı
PKK’nın "eylemsizlik sürecini" Ramazan bayramının son gününe kadar uzattıklarını bildiren Karayılan, "Bunun iki nedeni vardır. Birinci nedeni; Ramazan ayıdır, mübarek bir aydır, bu mübarek aya duyduğumuz saygıdan dolayı uzatma gereğini duyduk. İkinci neden ise; bu süre içerisinde Türkiye’nin yol haritasını tarafımıza teslim edeceğini bekliyor olmamızdır. Yol haritasının gizlenerek verilmemesi tartışma ortamını zedeler. Yol haritası olmadan süreç ilerlemez. Açıkça söyleyeyim, bizim açımızdan çatışmasızlık süresinin uzatılması çok sorunlu hale gelir" şeklinde konuştu.