T24 - PKK'nın iki numaralı ismi olarak bilinen Murat Karayılan örgütün yeni bir sürece girdiğini ve bu sürecin şubat ayında başlayacağını dile getirdi. Açıklamalarında isim vermeden sert bir dille Kemal Burkay'ı da eleştiren Karayılan, ''40 yıldır Kürt siyasetçiliği iddiasında bulunan ama şimdi AKP devletini aklayan bu kişilerin yaptığı ihanet ve şerefsizliktir'' dedi Hrant Dink katliamı ve Roj TV konularına da değinen Murat Karayılan'ın ANF'de yer alan açıklamalarının bir kısmı şöyle: 'İhanet ve şerefsizliktir' ''Şimdi oraya gelip de konuşan bilinen bazı tiplere ilişkin ben burada bir şey söylemiyorum. 40 yıldır Kürt siyasetçiliği iddiasında bulunan ama şimdi AKP’nin çağrısı temelinde boy gösteren, sömürgeci AKP devletini hiç utanmadan akladı. Kendimi onların seviyesine düşürmem, onlara cevap verme gereğini de duymuyorum. Çünkü o kadar kalitesizleşmiş, o kadar çukurlaşmış bir durum var ki, ahlak, terbiye, vicdan diye bir şey bırakılmamıştır. Siyasi etik diye bir şey kalmamıştır... Olur da, bu kadar ahlaksızlık, alçaklık, bu kadar şerefsizlik ve palavra olmaz ki. Bunun tek bir tanımı vardır: Bu ihanet ve şerefsizliktir. Kendisi ajanlık pozisyonundadır ama direnen insanları ajanlıkla suçlamaktadır. Akla karayı birbiriyle karıştırıp kendine yaşam olanağı bulmayı amaçlamaktadır...'' 'Hrant Dink'i devlet katletti' ''Değerli yazar, demokrat, halkların dostu Hrant Dink’i bir kez daha saygıyla anarken, Hrant Dink cinayetini işleyen bu egemen-sömürgeci devlet zihniyetini tekrardan kınıyorum. Hrant Dink, Ermeni asıllı bir demokrattı. Halkların bir arada yaşamasını arzulayan ve bunun için yürekli bir mücadele ve üsluba sahip olan bir kişiydi ama Türk devleti o tek kişi olmasına rağmen sanki bir devlet gücüymüş gibi hedefledi. Askeriyesi, polisi, hukuku, her biçimde Hrant Dink kurban gitmeden önce devlet tarafından hedeflendi. Önce Türklüğü tahkir ve tazyif etmekten mahkum edildi. Genelkurmay Başkanlığı, hakkında bildiri çıkardı. ‘Sabiha Gökçen Ermeni asıllıdır’ dediği için hedef haline getirildi. MİT mensupları resmen valiliğe çağırdılar ve tehdit ettiler. Bilinen yazar-çizer çevreleri onu Türk düşmanı ilan ettiler. Yani bir kişi hukuk, istihbarat, askeriye, basın tarafından hedef haline getirildi. Ve sonuçta katledildi.'' Roj TV kararına tepki ''Eutelsat şirketinin bu kararı kelimenin tam anlamıyla bir skandaldır. Çünkü Kopenhag Şehir Mahkemesi’nin kararında böyle bir şey yoktur. Tersine mahkeme, iddia makamının bu yönlü bütün taleplerini reddetti; Roj TV’nin yayın hakkını karar altına almış oldu. Ama kendince uygun görmediği bazı propagandaları da yaptığını varsayarak para cezası verdi. Kaldı ki, basından bildiğimiz kadarıyla Roj TV yönetimi de mahkemenin bu kararına itiraz etti ve bir üst mahkemeye başvurdu. Yani henüz söz konusu dava sonuçlanmış değil. Bu şirket gerçekten hukuka bağlı olmuş olsaydı, en azında mahkemenin sonuç kararını beklemesi gerekirdi.''