'Karayılan'ın Nevruz mesajında suikast şifresi mi gizli?'

'Karayılan'ın Nevruz mesajında suikast şifresi mi gizli?'

 

T24 - Taraf gazetesinin polis kökenli yazarı Emre Uslu, Murat Karayılan'ın Nevruz mesajında "Newroz, ateşlerin yüksek yerlerde yakılarak, her tarafa özgürlük müjdesinin verildiği gündür" demesi için "bir saldırı şifresi mi" diye sordu.

Emre Uslu'nun "Karayılan'da Newroz şifresi: Yüksek yerlere ateş yakın" başlığıyla yayımlanan (17 MArt 2012) yazısı şöyle:

 

Karayılan'da Newroz şifresi: Yüksek yerlere ateş yakın

 

7 şubatta yaşanan krizin arkasında MİT’in bulunduğunu, amacının da KCK ve Ergenekon sanıklarını bıraktırmak üzere planlanmış bir mekanizmayı tetiklemek olduğunu birkaç defa yazmıştım. Dün Beşir Atalay, yeniden, Ankara’da KCK ve Ergenekon sanıklarını serbest bırakacak üçüncü yargı paketinin “müjdesini” verdi. Sürpriz yok. Süreç planlandığı gibi yürüyor.

Üçüncü yargı paketinin amacını en net, OdaTv, Ergenekon ve Balyoz davası sanık avukatlarından Celal Ülgen anlattı: “Yargı paketinin görüşüldüğü Adalet Komisyonu’nda, Barolar Birliği’ni temsilen ben bulunuyorum. CMK, TCK ve TMK görüşülecek. Bu maddeler yasalaştığı takdirde ise, çok sayıda tahliye gelecek. KCK da dâhil, yargılanan birçok kişi etkilenecek, bini aşkın, on bin bile diyebilirim, kişi tahliye olacak.”

AKP, “KCK ve Ergenekon’u serbest bırakacak” diye yazdığımda işitmediğim küfür kalmadı. Şimdi aynı şeyi Başbakan Yardımcısı söylüyor. “Kusursuz operasyon”la hazırlanmış kamuoyuna bu, “demokratikleşme paketi” olarak sunuluyor. Oysa bu paketin tek amacı var MİT-PKK protokollerinde yer alan KCK sanıklarının serbest bırakılarak, müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi.

Ankara’daki müzakereciler MİT-PKK müzakereleri için kanun değiştirirken PKK’dan ne beklersiniz? Ateşkes mi? Yanıldınız. PKK savaşı tırmandıracak.

Ankara’daki panik havası olmasa, normal koşullar altında özellikle Suriye’deki gelişmeler nedeniyle, PKK pazarlığa mecbur. Bunu daha önce yazmıştım. Ancak Ankara’da öylesine anlamsız bir telaş var ki, PKK bundan cesaret alarak savaşı tırmandırmayı bir stratejik hamle olarak görüyor. PKK, Ankara’daki bu müzakereci paniğini gördükçe “savaş başlatarak AKP’yi barışa zorluyoruz” mantığının hakikaten işe yaradığını görüyor. Bu nedenle de barış masasına eli güçlü gelmek için yoğun bir çatışma dönemine hazırlanıyor.

Konuştuğum güvenlik yetkilileri, PKK’nın Newroz için pilot bölgeler seçtiğini, bu bölgelerde halk ile devleti karşı karşıya getirecek provokatif eylemlerde bulunacağını ifade ediyor. PKK, İstanbul, Diyarbakır, Hakkâri, Şırnak, Mardin’i pilot iller olarak belirlemiş durumda. Güvenlik güçleri, bütün çabalarına rağmen bu sene Newroz’un normal geçmeyeceğinden endişe ediyorlar.

Özellikle geçen aylarda Hakkâri’de polis servisini hedef alan ve bir sivilin öldüğü bombalama türünden bombaların kullanılarak bunların devletin üstüne atılacağından korkuyorlar. Hatırlarsanız, Hakkâri’de patlatılan bombanın hemen ertesinde, 90’lara mı dönüyoruz, devlet Hakkâri’de bomba patlatıyor türünden yayınlar yapılmıştı. Bunun için bölgede yoğun bir hazırlığın yapıldığını ifade ediyorlar. Bölgede Newroz’da karışıklık çıkarmak için yapılan hazırlıklara ilişkin de bir hayli detay var. Örneğin Ankara’da bir merkezden gönderilen kişilerin bölgede “parti örgütlenmesi yapıyorum” bahanesiyle dolaştığını, böylece parti örgütlenmesi gibi gösterilip kırsal ile şehir arasındaki irtibatın sağlandığını, bundan yerel partililerin de rahatsızlık duyduğunu belirtiyorlar. Daha da ilginci, Ankara’dan gönderildiği iddia edilen bu kişiler, operasyonlarda yakalanmamak için her gece başka bir evde kalıyor. Eğer bir kişi legal bir parti örgütlenmesi için merkezden gönderilmiş, legal alanda faaliyet yürütüyorsa, neden her gece ev değiştirme ihtiyacı hisseder? Bu kişilerin Newroz öncesi faaliyetleri fazlasıyla tedirginlik yaratmış durumda. Örgüt ayrıca “devlet Newroz’a izin vermiyor” diyerek propaganda yapıyor. Oysa devlet güvenliği sağlayabileceği alanlarda izin veriyor. Stadyumlarda yapın deniyor. Ancak KCK şehir merkezlerinde ısrarcı. Zira şehir merkezlerinde güvenliğin sağlanamayacağını bildiği için kargaşa çıkarmak daha kolay. Dahası “bomba patlarsa devlet yapar” propagandası da yapılıyor. Bunun da muhtemelen PKK’nın yapacağı bombalamalara karşı bir ön hazırlık olduğu değerlendiriliyor.

Newroz’da kargaşa çıkarılacağına ilişkin bir işaret de, Selahattin Demirtaş’ın “2012 Newroz’u 90’lı yıllardaki gibi olabilir” değerlendirmesi. Doğrusu Demirtaş’ın 90’lı yıllara referans vermesi ilginç. Bu yıl Karayılan’ın Newroz mesajları da her zamankinden farklı. Çok ilginç bir detay var. Karayılan şöyle diyor: “Newroz, ateşlerin yüksek yerlerde yakılarak, her tarafa özgürlük müjdesinin verildiği gündür.”

Karayılan’ın bundan önceki Newroz mesajlarını da inceledim. Bu yıl ilk kez, “yüksek yerlerden ateş yakılarak özgürlük müjdesi” mesajı veriyor. Bu mesajda ne var diyecekler için bir hatırlatmada bulunayım; Kastamonu’da Başbakan’a yönelik saldırıda şifre “Ilgaz’da büyük bir ateş yakın, herkes görsün” idi. Karayılan’ın ilk defa bu yıl kullandığı “Newroz, yüksek yerlerde yakılan ateş, özgürlük müjdesidir” mesajı sadece bir tesadüf mü yoksa bir suikast mesajı mı? Bu noktada medyaya düşen şu haber önem kazanıyor: “PKK/KCK’nın, Öcalan serbest bırakılana kadar eylem yapma kararı aldığı belirlendi. Vali, kaymakam, Emniyet müdürü, Cumhuriyet savcısı hedefte...”

Karayılan’ın mesajlarına bakmaya devam edelim: “2012 yılı Newroz’u da önemli bir toplumsal eylemlilik süreci haline gelmek durumundadır. ...Polisin de Amed gibi bir alanda Amed Newroz’una herhangi bir yaklaşımı geliştirmemesi gerekmektedir. Geliştirmesi durumunda bu, AKP’nin Kürt halkının iradesine karşı bir tutumu olarak anlaşılacaktır. Ama halkımızın geçmiş yılları aşan düzeyde katılması, büyük bir teveccüh göstermesi her türlü olası girişimlerin önünde de engel olacaktır. Milyonluk bir kitleye hiç kimsenin yapacağı bir şey yoktur.” Karayılan’ın bu çağırısı devrimci halk savaşı stratejisini yazan Mustafa Karasu’nun daha önce açıkladığı, “polisi sindirmek ve iş yapamaz hale getirmek, ve polisi şiddete zorlayarak hata yapıp silah kullanmasını sağlamak” şeklinde özetlediği stratejiyi çağrıştırıyor. Hadi bakalım hayırlısı...