Türkiye’de meydana gelen en büyük maden faciasının yaşandığı Soma'da, işçilerin ölümüne neden olan anında karışan tüm organları adeta felç eden karbonmonoksit zehirlenmelerini uzmanlar anlattı. Karbonmonoksit zehirlenmeleriyle vücuda anında karışan zehir uyuşmayla başlayıp ölüme götürüyor.
Akşam gazetesinde yer alan habere göre, solunan havada bulunan ve canlıların hayatlarını sürdürebilmesi için en gerekli maddelerden biri olan oksijen, akciğerlerden dokulara alyuvarların içinde bulunan hemoglobin adlı bir moleküle bağlanarak taşınır. Aynı mekanizmayla dokularda metabolizma artığı olarak açığa çıkan karbondioksitin bir kısmı da geri taşınır. Hemoglobin solunum gazları ile kolayca birleşip ayrılabilir.
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Nükleer Tıp Uzmanı Dr. Mari Benli, “Karbonmonoksit renksiz, kokusuz, tatsız ve tahriş etme özelliği olmayan bir gazdır, dolayısıyla varlığı fark edilmez. Yapısında karbon taşıyan bileşiklerin tam yanmaması sonucu karbonmonoksit açığa çıkar. Çok kuvvetli bir zehirdir. Solunan havada yoğunluğu artarsa, kana geçer ve oksijenin taşındığı hemoglobine oksijenden daha kolay bağlanır ve kolay kolay ayrılmaz” dedi.
Kötü baca sistemleri, yangınlar, kapalı garajlar, hava dolaşımının olmadığı yerler, madenler ve kötü hava koşulları karbonmonoksit oluşması ve birikmesini sağlıyor. Çocuklar, yaşlılar, trafik polisleri, itfaiye ve kapalı garaj çalışanları, propan yakıtlı araç kullananlar, çelik endüstrisi çalışanları, boya sanayisinde kullanılan metilen klorür içeren maddelerle çalışanlar, kalorifer kazan dairesi çalışanları, otomobil tamircileri, iskemik kalp, kronik akciğer ve anemi hastaları, gebe kadınlar ve anne karnındaki bebekler genel topluma göre daha fazla risk altındadır.
Çoğunlukla karbonmonoksit gazına maruz kalınan süre ve miktarı zehirlenme bulgularının ortaya çıkmasıyla ilişkilidir. Karbonmonoksit ile zehirlendiği düşünülen kişinin bulunduğu ortam havalandırılmalı, yeterli oksijen alabileceği açık havaya çıkarılmalı, üstü örtülerek vücut ısısının korunması sağlanmalıdır. Acil yardım çağrılmalıdır, tıbbi yardım gelene kadar hava yolunu tıkayan bir şeyler varsa temizlenmelidir.
Zehirlenme tablosunda baş ağrısı, görme bozuklukları, nefes darlığı, bulantı, yorgunluk ve uyku hali, zihin bulanıklığı ve ağır zehirlenmelerde koma görülebilir. Erken ve etkin tedavi edilmeyenlerde kalıcı beyin hasarı meydana gelir. Bir sağlık merkezinde oksijen ve diğer solunum gazları verilerek tedavi sağlanır.
Özellikle kömür ocaklarındaki kazalarda çıkan yangına bağlı olarak birkaç farklı zehirli gaz ölümlere neden oluyor. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Uzm.Dr. Özgür Şamilgil gaza bağlı zehirlenmeleri anlattı:
Karbondioksit: Karbondioksit, ortam iyi havalanmıyorsa ortamdaki nitrojen gazıyla da birikerek yüksek yoğunluğa ulaşır ve solunum yoluyla kana geçer, kanın asiditesini bozarak, boğulmaya ve zehirleyici etkiyle ölüme neden olur.
Oksijen eksikliği: Bir diğer kapalı alandaki yanma sırasında oksijenin azalmasıdır. Özellikle beyin ve kalbin beslenememesi sonucu uyuklama, sarhoşluk, dikkat dağınıklığı, nefes açlığı, baş ağrısı, baş dönmesine neden olur.
Hidrojen sülfür: Banıcı ve patlayıcı bir gazdır. Çürük yumurta kokusu hissi verir. Kazalarda yüksek oranda solunduğunda beyinde hasara, gözde ciltte yanıklara, akciğer yetersizliği ve buna bağlı ölüme neden olabilir.
Kömür ve odun gibi yapısında karbon bulunan yakıtların yanması veya tam olarak yanmaması sonucunda oluşan dumanda bulunur, tatsız, renksiz, kokusuz olduğu için fark edilemez. Zehirlenme vakalarında tüm organlar oksijensiz kaldığı için ölmeye başlar. Kazazedenin ilk yapacağı derhal gaz maskesi takmaktır, aksi takdirde zihin bulanıklığı ve idrar bozukluğu gelişeceğinden kendini kurtaracak bir girişimde bile bulunamayacaktadır.