12 bankanın birlikte bir “kartel” gibi hareket ederek kredi faizleri ile kredi kartı ücret ve komisyonlarını yükseltmekle, mevduat faizlerini ise düşürmekle suçlandığı Rekabet Kurulu soruşturmasında bazı bankalar savunmalarını yaptı. Denizbank Temsilcisi Esra İçöz, Rekabet Kurulu'nda yaptığı savunmada, ''İki iç yazışma mahiyetindeki e-postadan yola çıkarak kartele üye olunduğu iddia ediliyor. Bir kartel olsaydı çok daha fazla yazışmanın olması gerekir'' dedi. HSBC Bank Türkiye Genel Müdürü Martin David Spurling, de savunmasında, iddiaların son derece endişe verici olduğunu belirterek, “HSBC’nin, hiçbir zaman herhangi bir centilmenlik anlaşmasında yer almadığını” söyledi. Denizbank Temsilcisi İçöz, Rekabet Kurulu'nun 12 banka hakkında yürüttüğü soruşturmada, Kurul'un sektöre en ağır suçlamayı yönelttiğini söyledi. Soruşturmanın eksik ve hatalı yürütüldüğünü savunan İçöz, Denizbank'ın faaliyetleriyle ilgili pazar analizinin yapılmadığını belirtti.
Denizbank olarak usule yönelik hatalar nedeniyle savunma haklarını tam olarak kullanamadıklarını ifade eden İçöz, şunları kaydetti:
''Denizbank'ın bu kartele taraf olmadığını delilleriyle birlikte ispatlıyoruz. Soruşturma heyeti şu anda bizi hırsızlıkla suçluyor. Kartel en ağır rekabet ihlali olduğu için, bu kadar ağır bir suçlamanın ispat mekanizmaları açısından sağlam bir zemine oturtulması gerekiyor. Kartelin unsurlarının kartele üye olan her banka açısından ortaya konulması gerekiyordu.''
Eğer bir kartel var ise kartelin bir de denetim ve yaptırım mekanizmasının olması gerektiğini ifade eden İçöz, buna rağmen Denizbank'ın ve kartele üye olduğu iddia edilen diğer bankaların birbirleriyle rekabet içinde olduklarını, hatta birbirlerinden ''müşteri çaldıkları''nı belirtti.
İçöz, Denizbank'ın bir mutabakat içinde olduğuna dair hiçbir yazışma delili olmadığını savunarak, ''İki iç yazışma mahiyetindeki e-postadan yola çıkarak kartel yapıldığı iddia ediliyor. Bir kartel olsaydı çok daha fazla yazışmanın olması gerekiyor. Bu iki e-posta birbirinden bağımsız ve kartelle de bağlantılı değil. Anlık piyasa gelişmelerinden kaynaklı iki e-posta'' diye konuştu.
Sektörün pazar büyüklükleri hakkında da bilgi veren İçöz, Denizbank'ın sektör ortalamalarının üzerinde büyüdüğünü, böyle bir büyüme oranı kaydeden bir bankanın kartelin içinde yer almasının akla yatkın olmadığını söyledi.
İçöz, konuşmasının sonunda Denizbank'ın ihlalin tarafı olmadığını ve bu konuda istenilen cezanın da haksız olduğunu düşündüklerini ifade ederek, ''Denizbank'ın kartel niteliğinde bir uzlaşmaya, rekabeti sınırlayıcı bir anlaşmaya ve uyumlu eyleme taraf olmadığına karar verilmesini talep ediyoruz'' dedi.
HSBC Bank Türkiye Genel Müdürü Martin David Spurling, Rekabet Kurulu'nda yaptığı sözlü savunmada, iddiaların son derece endişe verici olduğunu belirterek, ''HSBC, hiçbir zaman herhangi bir centilmenlik anlaşmasında yer almamıştır'' dedi.
Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, 12 banka hakkında yürütülen sözlü savunma toplantısının öğleden sonraki oturumunda, HSBC Bank temsilcilerinin gizli oturum taleplerinin kısmen kabul edildiğini, son 15 dakika oturumun gizli yapılacağını söyledi.
Daha sonra HSBC Bank Genel Müdürü Spurling, yaptığı konuşmada, HSCB Türkiye'nin mevduat kredi faizleri veya kredi kartı faizi veya ücretlerinin belirlenmesinde diğer bankalarla uygunsuz olarak birlikte hareket ettiği iddialarının kendileri için son derece endişe verici olduğunu kaydetti.
HSBC'nin söz konusu ücretlerin belirlenmesinde hiçbir zaman herhangi bir centilmenlik anlaşmasında yer almadığını belirten Spurling, ''Diğer bankaların genel müdürleriyle mevduat, kredi faizleri ya da kredi kartı ya da hiçbir ürün veya hizmet ücretlerinin bir centilmenlik anlaşması şeklinde tartışıldığı veya üzerinde anlaşıldığı hiçbir toplantıda ne ben ne de benden önce görev alan genel müdür bulunmadık'' dedi.
HSBC olarak kanunlara uygun hareket ettiklerini anlatan Spurling, serbest piyasaya inandıklarını, dolayısıyla ücretlerin ortak belirlenmesine sıfır tolerans gösterdiklerini bildirdi.''HSBC doğal olarak hata yapmayacağına dair hiçbir zaman garanti veremez'' diyen Spurling, ancak hatalar oluştuğunda bunların tespit edilmesini sağlayan ve bunlara karşı nasıl davranılacağını belirleyen değerlerinin ve politikalarının bulunduğunu söyledi.
HSBC'nin köklü bir geçmişi olduğuna işaret eden Spurling, şöyle konuştu: ''Değerlerimiz ve iş ilkelerimiz karakterimizi oluşturuyor. Bu değerler, fiyatların ortak belirlenmesi anlaşmaları gibi kabul edilemez tüm davranışlardan kaçınmaları yönünde HSBC çalışanlarına net olarak yol gösterir. Bu değerler şöyledir; güvenilir olmak ve doğru olanı yapmak, farklı fikirlere ve kültürlere açık olmak ve bir de müşterilerimize toplumlara, düzenleyici kurullara ve birbirimize yakın olmaktır.
Bu bilgiler ışığında, yalnızca kredi kartı departmanımızda çalışan, tecrübe düzeyi nispeten düşük bir çalışanımızın attığı mail ve bankamızın rekabet kurallarına ters düşen ifade hatasını üzülerek gördük. Orta kademedeki tek bir çalışanımızın yaptığı bu hata üzücüdür ve HSBC tarafından son derece ciddiye alınmaktadır. Ancak bu yalnızca bir hatadır. Bu bir bankanın proaktif olarak herhangi ortak bir fiyat belirleme anlayışı içinde olduğunu yada eyleme katıldığını göstermez. Bu bağlamda, bu çalışanımızın Eylül 2011 itibariyle HSBC'den ayrılmış olduğunu teyit ederim. Spurling, savunmasının sonunda HSBC'nin suçlu olmadığını sözlerine ekledi.
'Zannedilen kartel Finansbank yönünden hiç bir zaman olmadı'
Finansbank Temsilcisi avukat Gönenç Gürkaynak, Rekabet Kurulu'nda yapılan sözlü savunmada, ''Zannedilen kartel Finansbank yönünden yok ve hiç bir zaman olmadı'' dedi. Gürkaynak, 12 banka hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Rekabet Kurumu'nda düzenlenen sözlü savunma toplantısında, iddialara ilişkin delilleri aşureye benzeterek, ''Karşımızdaki şey daha çok aşureye benziyor. Yarın gazetelerin manşetlerinde 'bankacılar kendilerini aşureyle savundu' gibi şeyler istemeyiz'' diye konuştu. Delillerin zorlama olduğunu öne süren Gürkaynak, soruşturma raporunda yer verilen ve ihlale işaret ettiği ileri sürülen 28 belgenin yalnızca 3 tanesinin Finansbank ile ilgili olduğunu söyledi. Gürkaynak, delil ve ispat koşulunun yeterince karşılanmadığını öne sürdü. İspat determinasyonunun hatalı yapıldığını, bu şartlar altında ileri sürülen iddiaların hukuka aykırı olduğunu anlatan Gürkaynak, şöyle konuştu: ''Beheri 3 tane belge olsaydı nasıl bir tespit yapılacaksa Finansbank için o şekilde bir tespit yapılmalıdır. Zira 3 adet belge olmasaydı Finansbank aleyhine hiçbir iddia ileri sürülmeyecekti. Dolayısıyla 28 adet belge sonucu ileri sürülen ihlal evrenine Finansbank sokulamaz.'' Finansbank temsilcisi avukat Gürkaynak, kartel iddiasının da gerçek dışı olduğunu savunarak, ''Zannedilen kartel Finansbank yönünden yok ve hiç bir zaman olmadı'' dedi. Finansbank'ın pazarda 8. sırada yer aldığına işaret eden Gürkaynak, ''Piyasa büyüme oranlarından daha hızlı büyüyen bir banka neden birlikte hareket etsin'' diye sordu.
Gürkaynak, cezaların teklif edildiği gibi geçmesi halinde bundan en fazla Finansbank'ın zarar göreceğini, ceza almasalar bile burada olmalarının bir bedeli olduğunu kaydetti. İddia konusu kartelin yapısı üzerinde hiçbir değerlendirmede bulunulmadığını savunan Gürkaynak, Finansbank'a ilişkin belgelerin birbirinden kopuk ve konularının ilgisiz olduğunu, her bir belge arasında çok uzun süre bulunduğunu söyledi. Diğer bankalarla anlaşmanın Finansbank için mantıklı olmadığını ifade eden Gürkaynak, bankanın özellikle büyük ölçekli bankalarla kıyasıya rekabet içerisinde olduğunu anlattı. Gürkaynak, Finansbank'ın tüm piyasa davranışlarının büyük ölçekli bankalardan pazar payı kapmaya yönelik olduğunu sözlerine ekledi.
Akbank Temsilcisi Ali Cihangir Topkar, Rekabet Kurulu'nun 12 banka hakkında yürüttüğü soruşturma sonucunda haksız yada orantısız ceza verilmesi durumunda, ekonomik istikrarın bozulabileceğini, borsanın olumsuz etkilenebileceğini, ve bankaların yurt dışından alacakları kredilerde zorlanabileceğini söyledi. Topkar, Rekabet Kurulu'nda yaptığı konuşmada, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun'u ihlal etmediği yönünde karar verilmesini talep ettiklerini dile getirdi. Kurul'un yürüttüğü soruşturma sonucunda haksız yada orantısız ceza verilmesi durumunda ekonomik istikrarın bozulabileceğini, borsanın olumsuz etkilenebileceğini ifade eden Topkar, ayrıca böyle bir durumda bankaların yurt dışından alacakları kredilerde zorlanabileceğini ve marka değerlerinin de zarar görebileceğini savundu. Akbank Hukuk Müşaviri Hasan Esen de, Akbank'ın rekabeti bozduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, ''Rekabeti bozduğu iddia ediliyorsa bundan en fazla rahatsız olacak diğer bankalardır. Diğer bankaların bu hususta bir şikayetinin olmaması bile bizim rekabetçi bir tutum içerisinde olduğumuzu göstermektedir'' diye konuştu. Esen, Kurul'un adil bir karar vereceğine olan inançlarının tam olduğunu kaydetti. Bugünkü oturumlarda Akbank, Denizbank, Finansbank, HSBC Bank, ING Bank ve Türk Ekonomi Bankası'nın sözlü savunmalarının alınması planlanıyor. Yarınki oturumlarda ise, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı ve Kredi Bankası'nın sözlü savunmaları alınacak.