Tüketiciyi Koruma Derneği (Tükoder) Başkanı Şükran Eroğlu, bankaların tüketicilerden aldığı ücret ve masrafların son geldiği noktayı gözler önüne sererek, "Kredi izleme bedeli diye bir bedel çıktı. Nedir bu?, bilmiyoruz. Bunu birkaç banka yapıyor, ne olduğunu bilmiyoruz. Krediyi verirken alıyorlar. Kimi 150 kimi 200 lira alıyor. İstihbarat ücreti alıyorlar. Krediyi verirken ne iş yaptığınızı, gelirinizi araştırması lazım. Ama buna gerek yok çünkü artık sizinle ilgili her türlü bilgi önlerinde var" dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan yasa tasarısının tüketicinin korunması yönünde getirecekleri hakkında da bilgi veren Eroğlu, tasarının bankaların taleplerini yerine getirdiğini ve tüketiciyi korumaktan uzak olduğunu söyledi.
Şükran Eroğlu'nun, Milliyet Gazetesi'nden Kadife Şahin'e verdiği, 26 Mart 2013 tarihinde yayımlanan ropörtaj şöyle:
Bu uygulamalara karşı tepkileriniz nedir?
Eylemlerimize devam edeceğiz. 13 - 14 Mart’ta tüketicileri ‘Bankalara gitmeyin, kredi kartı, bankacılık işlemi yapmayın’ diye eyleme çağırdık. Merkez Bankası rakamları açıkladığında çağrımızın etkisini göreceğiz. Bankaların aldığı tüm bu haksız kesintilere karşı imza kampanyası başlattık. Ay sonuna kadar sürecek. BDDK da bankalara karşı hiç bir şey yapmıyor. Toplanan imzaları Bakanlık ile birlikte onlara da ileteceğiz.
Peki bankalar hiç hizmet bedeli almasın mı?
Tabii ki almalı, buna kimse karşı çıkmıyor. ‘Hizmet veriyoruz karşılığını alırız’ diyorlar. Tabii ki bedava hizmet etmeyecekler. Ama bu parayı zaten kat kat kazanıyorlar. Üye işyeriyle anlaşma yaparak yaptığımız alış veriş üzerinden komisyon alıyorlar. Kredi kartı üzerinden taksitli alış verişle tüketiciyle direkt muhataplar. Tüketici kredi kartı borcunun tamamını ödeyemedi, asgarisini ödediğinde taksitli kısmın bir bölümünü ayırmıyor taksitli borcun tamamını ana borca ilave ediyor. Vade farksız, faizsiz malı aslında faizle alıyorsunuz. Ödeyemediğiniz anda faiz ödemeye başlıyorsunuz.
Tüketici en çok neden şikâyetçi?
Dosya masraflarından, ekspertiz ve vade kısaltma ücretlerinden şikayet ediyorlar. Hergün yeni bir şey ekledikleri için, 35 - 40 olan işlem bedelleri artmaya devam ediyor.
Belgesiz olarak alınan ücretler nedir?
Örneğin dosya masrafı deniliyor. Tüketiciden dosya masrafı diye 300, 500, hatta konut kredilerinde 1500, 2000, 3000 TL alıyorlar. Ama nedir bu dosya masrafı dediğimiz zaman hiç bir belge ibraz edemiyorlar. Edemezler de. Bir dosyanın fiyatı nedir? 50 kuruş veya 1 liradır. İçine üç dört tane A4 koyarsınız, maliyeti olsa olsa 5 lira olur. Buna bütün maliyet hesaplarını da koyduğunuzda 50 lira olsun. Bir dosya masrafı hiç bir zaman 300 lira 500 lira 1500 lira veya bunun üzerinde bir rakam olamaz. Dolayısıyla belgeleyemediği anda hakem heyetleri, mahkemeler ve Yargıtay bu bedelleri alamayacaklarını söyledi. Bankalar bütün yargı kararlarını emsal kabul etmedikleri gibi bunu da emsal kabul etmiyorlar ve bu paraları almaya devam ediyorlar.
Tüketici yasa tasarısı tüketiciyi koruyacak mı?
Yeniden yapılandırma, dosya masrafı ve bizim saydığımız 35 işlemden bankaların türlü isimler ile aldığı ve haksız olduğunu söylediğimiz paralarla ilgili Yargıtay’ın artık yerleşmiş bir içtihatı oluştu. Yargıtay, ‘Haklı, makul ve belgeli olması koşuluyla banka bu paraları alabilir ama aldığı bedel makul değilse, normal ölçülerin üzerinde bir rakamsa, bu bedeli almakta haklı değilse ve en önemlisi de haklı ve makul olsa bile bunu belgeleyemiyorsa (belgeden kasıt fatura, kasa fişi, gider makbuzu gibi resmi belgelerin tüketiciye verilmesi) alamaz diyor.’ Yargıtay banka dekontunu resmi belge olarak kabul etmiyor. Dekont belge olamaz çünkü dekontu banka kendisi düzenliyor. Biz bugüne kadar bankaların hiç birinin bu bedelleri belgeleyebildiğini görmedik.