Bloomberg* Çeviri: Metin Kaan Kurtuluş
Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinin ardından Suudi Arabistan’ın genç veliaht prensi üzerinde oluşan baskı hem ülkesinin içinden, hem de dışından gelen tepki ve notalarla arttı.
Kaşıkçı cinayetini yakından takip eden gazetecilerden Bloomberg Beyrut genel müdürü Donna Abu- Nasr ve Bloomberg Orta Doğu editörü Alaa Shahine, Kaşıkçı cinayetinin Suudi Arabistan’ı nasıl etkileyeceğini değerlendirdi. Abu- Nasr, Kaşıkçı cinayetinden sonra veliaht prensle görüşen gazetecilerden biriydi.
Cinayetten sonra ABD’nin Suudi Arabistan tutumunun değiştiği gözlemleniyor. İddialara göre eskiden Washington, Suudilere ılımlı yaklaşırken, şimdi elinin mecbur olduğunu düşünerek daha kesin istekleri neredeyse emir denecek bir dilde verdi. ABD geçtiğimiz günlerde medyaya açık bir konuşmada Suudi Arabistan’a Yemen’deki savaşı bitirmesini söyledi. Bu talebin hükümetler arası bir konuşma olarak değil de basına açık bir şekilde söylemesi ilişkilerin değiştiğinin görünür bir kanıtı olarak yorumlanmıştı. ABD’li bir yetkilinin söylediğine göre Trump, Riyad’a Katar krizini çözmesi için de ciddi bir baskı uyguluyor.
Bir Arap diplomata göre batı, veliaht prens Muhammed bin- Selman’ı son gelişmelerden sonra “tehlikeli” olarak görüyor. İddialara göre veliaht prensin kendi destekçileri bile Kaşıkçı cinayetinin Suudi Arabistan’ın yaratmaya çalıştığı ‘’reformcu’’ imajını yok ettiğini düşünüyor.
Durum ne olursa olsun, kendi ülkesi içinde veliaht prensin otoritesine bir tehdit bulunmuyor çünkü Suudilerin de-facto lideri haline geldiği günden beri bütün rakipleri arka plana atıldı. Dünyanın geri kalanındaysa bu durum çok farklı, Selman artık dünyanın gözünde mimlenmiş bir lider.
Ottawa Üniversitesi’nde Orta Doğu jeopolitikası dalında kıdemli eğitmen olan Kamran Bokhari artık ABD’nin elinin Suudi Arabistan karşısında çok daha güçlü olduğunu söyledi ve bu yüzden Suudilerin ABD’nin isteklerine çok daha duyarlı olmak durumunda olduğunu belirtti.
Daha önce veliaht prense destek veren birçok ABD’li meclis üyesi, Selman’ın cinayetle bir bağlantısı olmadığını söylemesine rağmen cinayeti Selman’ın organize ettiğini söyledi. Birçok Cumhuriyetçi Parti senatörü Suudi Arabistan’a nükleer silah satışı sürecinin durdurulması için çağrıda bulundu.
Suudi Meclisinde bile veliaht prensin gücünün sınırlandırılması gerektiği yönünde fısıltılar dolaştığı iddia ediliyor. Hükümete yakın birinin iddiaların göre Suudiler, başka ülkelerle ilişkilerini toparlayabilmek için takip ettiği agresif politikadan vazgeçmek durumunda kalacak.
Ekonomisi petrole fazlasıyla dayalı olan Suudi Arabistan, dışarıdan gelecek yatırımlar ve turizm geliriyle bunu değiştirmek istiyordu. Uzmanlara göre artık bu pek olası görünmüyor. Dışarıyla ilişkisi bu kadar zedelenmiş bir ülkeye yatırım yapmaya şirketlerin yanaşmayacağı düşünülüyor.
Dünyada pek çok kişi, Kaşıkçı gibi muhalif kişiliğiyle bilinen kişinin bir Suudi devlet binasında öldürülmesini ‘’aptalca’’ olarak yorumladı. Çoğu insana göre Suudi Arabistan’ın 11 eylülden sonra imajını düzeltmek için verdiği 17 yıllık çaba bir gecede çöpe gitti. 11 Eylül saldırılarını yapan 19 teröristin 15’i Suudi Arabistan vatandaşıydı.
*Bloomberg'de yayınlanan "Suudi Prensi Kaşıkçı cinayetinin bedelini ödemeye başlıyor" başlıklı makalenin İngilizce orijinalini buradan okuyabilirsiniz