Katalonya özerk bölgesinin hükümet başkanı Artur Mas'a kalsa Barcelona'yı İspanya'dan ayıracak. Mas, Akdeniz kıyılarındaki İspanya'nın bu güzel kentinin bağımsız Katalonya'nın başkenti olmasını arzuluyor. Mas ve lideri olduğu ayrılıkçı ‘Junts pel Si' (Hep birlikte evet) ittifakı, öne alınan özerk bölge seçimlerini kazanırsa bölgenin İspanya'dan ayrılması için harekete geçeceklerini söylüyor.
Bağımsızlık planları İspanya'nın yakın tarihinde karşılaştığı en çetin sorun sayılıyor. Merkezi hükümet, ekonomik bakımdan en zengin bölgenin İspanya'dan ayrılmasına göz yummak niyetinde değil. Başbakan Mariano Rajoy, “buna katiyetle izin verilemez. Kimse İspanya'nın birliğini bozamaz” diyor.
Son anketler ayrılıkçı ittifakın özerk bölge seçimlerini açık farkla kazanacağına işaret ediyor. Ancak mutlak çoğunluğu sağlayabilmesi için muhtemelen sol CUP (Halk Birliği Adaylığı) partisinden destek alması gerekecek. Ayrılıkçılık talepleri çok daha aşırı olan CUP seçim ittifakına katılmamıştı. İspanya yanlısı Sosyalist (PSC) ve Muhafazakâr (PPC) partilerin büyük oy kaybına uğraması bekleniyor.
Haftalardır İspanya'dan ayrılmanın son derece olumsuz sonuçlara yol açacağının anlatılmasına rağmen Katalanların ayrılıkçıları destekledikleri anlaşılıyor. Avrupa Birliği yetkilileri, bağımsız Katalonya'nın otomatikman AB'den ve Euro Bölgesi'nden ihraç edileceğini söylüyorlar. İktisatçılar özerk bölgenin İspanya'dan ayrılması durumunda hem Katalonya hem de İspanya ekonomisinin ağır yara alacağına dikkat çekiyorlar. Banka ve büyük şirketlerin Katalonya'dan çekilme hazırlığı yaptığı söyleniyor. Aynı zamanda Barcelona Futbol Kulübü için de İspanya Lig'inden çıkarılma tehlikesi söz konusu.
7,5 milyon Katalan'ın çoğunluğu, anketlerde ayrılıkçılara oy vereceğini, ancak tek taraflı bağımsızlık ilanına ve bölgenin Avrupa Birliği'nden ayrılmasına razı olmadığını beyan ediyor. Kamuoyu araştırmacısı Jose Juan Toharia bu çelişkinin nedenini şöyle açıklıyor: “Ayrılıkçı ittifaka oy vereceğini söyleyenler böylece Madrid'deki merkezi hükümetten duydukları memnuniyetsizliği dile getirmek istiyorlar. Niyetleri, Katalonya hükümetine Madrid ile müzakere yetkisi vermek.”
İspanya Anayasası'na aykırı
Katalonya'daki ayrılıkçılar birkaç yıl öncesine kadar önemsiz bir azınlığı oluşturmaktaydılar. 2010 yılında İspanya Anayasa Mahkemesi'nin bölge halkının büyük çoğunlukla kabul ettiği Katalonya özerk bölge anayasasındaki bazı maddeleri iptal etmesiyle durum değişti. Katalanlar Madrid tarafından aşağılandıkları duygusuna kapıldılar. Ayrılıkçılar yüz binlerce kişinin katıldığı protesto gösterileri organize edip, bölgeyi boydan boya geçen 400 kilometre uzunluğunda insan zinciri kurmayı başardılar. Artur Mas 2014 Kasımında bağımsızlık referandumu yaptırmayı planlamaktaydı. Merkezi hükümetin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi referandumun yasal olmadığına hükmetti.
Bölge hükümeti referandum yerine erken özerk bölge parlamentosu seçimleri için karar aldı. Liberal iktidar partisi CDC (Demokratik Uyuşma) sol Cumhuriyetçiler (ERC) ve ayrılıkçı gruplarla ittifak kurdu. İttifak seçimi kazandığı takdirde Katalonya'yı en geç bir buçuk yıl sonra bağımsızlığa kavuşturmayı vaat ediyor. İttifakın adayları arasında Alman Bayern Münih futbol kulübünün teknik direktörü Pep Guardiola da bulunuyor. Ancak ittifak son zamanlarda darbe de aldı. Mas'a siyasi babalık eden eski Katalonya Başbakanı Jordu Pujol ile diğer bazı CDC'liler hakkında yolsuzluk soruşturması açıldı. Ayrılıkçılar aynı zamanda diğer AB ülkelerinden aradıkları desteği bulamadılar. Avrupa'nın malum problemleri karşısında Katalanların ‘ayrılma' hevesi anlaşılan pek ilgi çekmemişti.