Ece Göksedef
Kıbrıs adası açıklarındaki doğalgaz arama çalışmaları uzun süredir Türkiye'nin tepkisini çekiyor. Ankara bu faaliyetlerin "Kıbrıs Türklerinin haklarını ihlâl ettiği" görüşünde. Geçen ay arama çalışmalarına Exxon Mobil-Katar Petrolleri ortaklığı da katıldı. Peki Türkiye, en yakın müttefiklerinden Katar'ın bu adımına ne diyor?
Exxon Mobil-Katar Petrolleri konsorsiyumu, 5 Nisan 2017'de Kıbrıs'ın güneybatısındaki 10 numaralı parselde doğalgaz arama ve sondaj hakkı için Kıbrıs'la anlaşmıştı. Anlaşma 15 Kasım'da uygulamaya girdi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs açıklarında doğalgaz arama çalışmalarıyla ilgili istisnasız her gelişmede bir açıklama yayımlayarak tepki gösterdi. Bu tepki zaman zaman üst düzey bir yetkiliden sözlü olarak da geldi, zaman zaman da doğrudan bir şirketi hedef aldı.
Ancak Exxon Mobil-Katar Petrolleri konsorsiyumunun 15 Kasım'da başladığı sondajla ilgili yapılan açıklamada, sadece Exxon Mobil'in adı yer aldı.
18 Kasım'da açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "Exxon Mobil şirketinin Kıbrıs Adası açıklarında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin verdiği sözde 10 numaralı 'parselde' doğalgaz arama faaliyeti başlatması bölgenin istikrarına katkıda bulunmamaktadır" dedi ve Ankara'nın "Rumların tek yanlı arama ve çıkarma çalışmalarına iştirak eden şirketlere yönelik ikazını" yineledi.
Peki bu açıklamalar haricinde Katar'a doğrudan bu konuyla ilgili bir tepki ya da rahatsızlık iletildi mi? Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, bu sorumuza doğrudan yanıt vermedi ve 18 Kasım'daki açıklamaya yönlendirdi.
Arka planda Katar ile temaslarda bu konunun gündeme gelip gelmediğini sorduğumuz üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi ise Katar'ın attığı adımın "ilk aşamada sıkıntı yaratmamasının imkânsız olduğunu" ifade etti. Yüksek sesli bir tepkinin dile getirilmemesini ise diğer alanlardaki güçlü işbirliğine bağladı ve bazı detayların altını çizdi.
Körfez ülkelerinin ambargosu altında olan Katar için ABD ile işbirliğinin önemine değinen yetkili, Ankara'nın bunu anladığını dile getirdi. Yüksek sesle tepki gösterilmemesinin diğer gerekçelerini de şöyle sıraladı:
Anlaşmanın ambargo öncesi yapıldığı ve ihtilaflı bölgeler dışındaki anlaşmalara da Türkiye'nin tepki gösterdiğini hatırlattığımız yetkili, arka planda rahatsızlığın Katar'a iletildiğini söyledi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın bugüne kadar şirket ismi vermeden yaptığı açıklamalarla aslında Katar'a da bir mesaj verdiğini belirten yetkili, Katar'ın, Kıbrıs'ta atılan tek taraflı adımlarla ilgili olarak Türkiye'nin rahatsızlığının farkında olduğunu da dile getiriyor.
Exxon Mobil-Katar Petrolleri konsorsiyumunun Kıbrıs'la anlaşma imzalamasından bir gün sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak tepki göstermişti. Ancak açıklamada Katar Petrolleri veya Exxon Mobil isimleri yer almadı.
"Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türkleri'nin haklarını hiçe sayarak, 5 ve 6 Nisan tarihlerinde bazı uluslararası hidrokarbon şirketleri ve konsorsiyumlarıyla keşif ve üretim sözleşmeleri imzalamıştır" denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Tek yanlı hidrokarbon faaliyetleri bağlamında GKRY ile işbirliği yapmakta olan şirketlerin, Ada'daki diğer kurucu halk olan Kıbrıs Türklerinin iradesini dikkate almayan tutumları, önümüzdeki dönemde Türkiye ile enerji alanında ortak projelere katılımları açısından ayrıca değerlendirilecektir."
"Konunun hassasiyeti" sebebiyle ismini vermek istemeyen bir başka Türkiye Dışişleri Bakanlığı yetkilisi de bu mesajlar karşısında Katar'ın Türkiye ile karşı karşıya gelecek herhangi bir fiziksel adımdan kaçındığını, ihtilaflı bölge olmamakla birlikte işletmesine ortak olunan parsele kendi gemilerini göndermeyeceğini Ankara'ya bildirdiğini söylüyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Katarlı bir diplomatik kaynak da 10 numaralı parselde arama yapan tek şirketin Exxon Mobil olduğunu, Katar Petrolleri'nin Exxon Mobil'le ortaklık yaptığını ancak doğrudan Doğu Akdeniz'deki arama faaliyetlerinde yer almadığını söyledi. Exxon Mobil'le ortaklığının da ihtilaflı olmayan bölgede olduğunu belirterek, "Bu olay Türkiye ile ilişkilerimizi etkileyecek bir soruna yol açmaz" dedi.
Katar Petrolleri'nin internet sayfasında ise anlaşma duyurulurken "Exxon Mobil-Katar Petrolleri konsorsiyumunun 10. parselde iki adet araştırma kuyusu açacağı; petrol işindeki ittifakı güçlendirmek ve eğitim programlarıyla becerileri geliştirmek için Kıbrıs hükümetiyle birlikte çalışacağı" bilgisi yer aldı.
Katar'ın Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıdığını ve karşılıklı büyükelçilerin yıllardır görev yaptığını hatırlatan Katarlı diplomat, "zaten süren diplomatik ilişkiler kapsamında imzalanan bir anlaşmanın Türkiye ile Katar arasındaki ilişkiyi olumsuz etkilemeyeceğini" söyledi.
Adanın Rum tarafı Mart 2016'da ihaleye çıktığında, Türkiye Dışişleri Bakanlığı, "Ülkemiz, yabancı şirketlerin deniz yetki alanlarımızda izinsiz hidrokarbon faaliyetlerinde bulunmasına, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hiçbir şekilde izin vermeyecek, kıta sahanlığındaki hak ve menfaatlerini korumak için gerekli her türlü tedbiri alacaktır" açıklaması yapmıştı.
Bu açıklamaya rağmen Aralık 2016'da, Exxon Mobil ile Katar Petrolleri ortaklığı 10 numaralı parselin ruhsatını aldı.
Ortaklar, Kıbrıs'la anlaşmayı 5 Nisan 2017'de imzaladı. Anlaşmanın imzalandığı gün bir açıklama yapan Katar Petrolleri CEO'su Saad Şerida al Kaabi, "Bu anlaşma, önemli fırsatların bulunduğunu umduğumuz Doğu Akdeniz'deki uluslararası üretimdeki izimizi daha da genişletiyor" dedi.
Doğu Akdeniz'deki doğal kaynaklar ve doğalgaz rezervlerinin Türkiye için de stratejik önemi büyük.
Ada açıklarında bulunan ve Kıbrıs'ta 2014'te başlayıp sonuçsuz kalan barış görüşmelerini büyük oranda çıkmaza sokan doğalgaz rezervi, bugüne kadarki bulgulara göre, bölge ülkeleriyle karşılaştırıldığında çok yüksek bir miktar değil. Ancak doğalgazda Rusya'ya bağımlı olan Avrupa ülkelerinin enerji güvenliği için dikkate aldığı bir miktar.
Türkiye, bir yandan Kıbrıslı Türklerin rezervler üzerindeki hakkını savunurken, bir yandan da Doğu Akdeniz'den çıkarılacak doğalgazın Avrupa piyasasına aktarılması için merkez olmayı hedefliyor.
Ankara, Doğu Akdeniz'deki enerji piyasasında Türkiye'yi dışarıda bırakacak tüm anlaşmalara da karşı çıkıyor.
Kıbrıs, 2007'nin başında adanın güneyinde 13 adet doğalgaz arama sahası belirledi ve bunları ihaleye açtı.
Türkiye, bu parsellerin 5'inin kendi kıta sahanlığında olduğunu söylüyor.
2011'de Kuzey Kıbrıs da kendi kıta sahanlığındaki 8 bölge için Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) arama ruhsatı verdi. Bu bölgeler de Rum tarafının ruhsat vereceğini ilan ettiği bazı parsellerle çakışıyor.
Asıl sorun burada başlıyor.
Türkiye'nin kıta sahanlığında ya da Kıbrıs'taki Türk hükümetinin TPAO'ya ruhsat verdiği alanlarda olmayan, yani ihtilaflı olmayan sadece iki parsel var: 10 ve 11 numaralı parseller.
Katar, Kıbrıs'la anlaşmayı imzaladıktan sadece birkaç ay sonra, Haziran 2017'de Katar'a yönelik ambargo başladığında Türkiye, Katar'ın yanında yer aldı.
Türkiye ile ilişkilerinde de sorunlar olan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır'ın başını çektiği bazı Körfez ve Kuzey Afrika ülkeleri, Müslüman Kardeşler ve Hamas'a yakınlığını öne sürerek, "terör örgütlerine ve İran'ın desteklediği silahlı gruplara" destek verdiği gerekçesiyle Katar'a yönelik bir ambargo başlatmıştı.
Ambargo süresince Katar ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi yüzde 46 oranında artarak 1,5 milyon dolara yaklaştı.
Kıbrıs'taki gerilim sürerken, Amerikalı tutuklu pastör Andrew Brunson'ın serbest bırakılmamasına tepki gösteren Trump yönetimi, Temmuz ayı sonunda Türkiye'ye yönelik bazı yaptırımlar açıkladı. Türk Lirası, birkaç hafta içinde yüzde 40 değer kaybetti.
Bu sefer de Katar yardıma yetişti; Türkiye'ye 15 milyar dolar doğrudan yatırım yapılacağı açıklandı.
Katar ile Türkiye arasında işbirliği sürerken, Ekim ayında Exxon Mobil'in kıdemli başkan yardımcısı Neil Chapman, Güney Kıbrıs'a giderek Rum lider Nikos Anastasiadis'le görüştü.
Chapman, görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada konsorsiyumun Kasım'da sondaja başlayacağını duyurdu, Türkiye'nin tepkisi sorulduğunda ise bu uyarıların "hükümetler arasında tartışılıp çözülecek" bir konu olduğunu söyledi.