Katar'ın komşularıyla yaşadığı gerilim, diyalog çağrılarına rağmen devam edecek gibi görünüyor.
Katar'dan Suudi Arabistan, Mısır ve Bahreyn'e yapılan uçuşlar Salı günü itibariyle durduruldu.
Bugüne kadar gelen süreçte, Katar'ı "terörizme destek vermekle" suçlayan birçok ülkenin Doha'yla ilişkisi kötüleşmeye başlamıştı. Doha ise, bu suçlamaları her defasında reddetti.
BBC Arapça'dan Emir Rawash, Katar'ın komşularıyla tırmanan geriliminin nasıl diplomatik ilişkilerin durdurulması seviyesine geldiğini dört başlıkta inceledi.
Katar ve Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'ndeki ülkeler, 'Arap Baharı'ndan sonraki siyasi değişimde karşı cephelerde yer aldı.
Doha, bazı ülkelerde siyasi kazançlar sağlamayı başaran İslamcıların destekçisi olarak görülüyordu.
Örneğin Mısır'ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin 2013'te devrilmesi sonrası Katar, Mısır hükümetinin yasakladığı Müslüman Kardeşler'in üyelerine belli bir platform sağladı.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ise Müslüman Kardeşler'i "terörist örgüt" olarak tanımlıyordu.
Suudi haber ajansı SPA'da yayınlanan bir yazıda Katar, "Müslüman Kardeşler, Daesh (IŞİD) ve El Kaide dahil bölgedeki istikrarı bozmak isteyen farklı terörist ve mezhepçi gruplara sahip çıkmakla" suçlandı.
Katar Dışişleri Bakanlığı ise, buna karşılık olarak yaptığı açıklamada Riyad, Abu Dabi ve Manama'nın aldığı önlemlerin "haksız ve temelsiz iddialar üzerine kurulu olduğunu" söyledi.
Açıklamada Katar, Konsey'e bağlılığını yinelerken, "terörizm ve radikal ideolojilere karşı görevini yerine getirdiğini" vurguladı.
Şimdiki kriz, Katar emiri Şeyh Tamim bin Hamad el Tani'nin ABD'yi İran karşısında "iki yüzlü" davranmakla suçladığını iddia eden haberlerle tetiklendi.
Katar, devlet haber ajansında yayınlanan bu açıklamaların arkasında hackerların olduğunu savundu.
Suudi Arabistan'ın, uzun süredir Tahran'ın bölgedeki hedefleriyle ilgili kaygıları sürüyor.
Doha'nın, Suudi Arabistan'ın doğusunda bulunan ve Şiilerin yoğunlukta olduğu Katif kentinde, "İran'ın arkasında durduğu öne sürülen terörist gruplara" destek çıktığı iddia edildi.
Suudiler, Katar'ı aynı zamanda Yemen'deki Husi isyancılara destek olmakla da suçluyordu.
Yemen'de Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun bir parçası olan Doha, "başka ülkelerin egemenliğine saygı duyduğunu, uluslararası ilişkilerine müdahale etmediğini" savunmuştu.
Libya'nın eski lideri Muammer Kaddafi'nin 2011'de devrilmesi ve öldürülmesinden bu yana, Libya'da kaos hakim.
Mısır ve BAE'nin desteklediği emekli General Halife Hafter, Katar'ı "terörist gruplara" destek olmakla suçladı.
Hafter, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi'nin (TM) lideri. Katar ise, Libya'nın başkenti Tripoli'deki rakip hükümeti destekliyor.
Katarlı emirin iddialara konu olan açıklamaları 23 Mayıs'ta basında yer aldığında, BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Mısır, Doha'ya sert tepki gösterdi.
Dört ülke de, hızla Katar merkezli haber sitelerini engellemeye karar verdi.
Katar, El Cezire dahil etkin bir medya "cephaneliğine" sahip olmasına rağmen, gelişmeler karşısında şaşkındı.
Katarlılar bu defa, BAE'nin Washington'daki Büyükelçisi El Yusuf el-Uteybe'ye ait olduğu ve hackerlar tarafından sızdırıldığı iddia edilen e-mailleri yayınlayarak karşılık verdi.
Suudi Arabistan ise, Katar'ın medya kuruluşlarını "isyana teşvik etmek için kullandığını" açıkladı.
Katar Dışişleri Bakanlığı bu iddialar karşısında, "Katar'a karşı yürütülen medya kampanyası bölgede ve özellikle Körfez ülkelerinde kamuoyunu ikna etmekte başarısız oldu - bu da gerilimin neden tırmandığını açıklıyor" dedi.