Katar'da Türk askerlerinin konuşlandırılması tasarısı kabul edildi

Katar'da Türk askerlerinin konuşlandırılması tasarısı kabul edildi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda, bazı Arap ülkeleriyle diplomatik kriz yaşayan Katar'a Türk askerinin konuşlanmasının önünü açacak kanun tasarısı kabul edildi. 

Tasarı, çoğunluğunu AKP ve MHP'li vekillerin oluşturduğu 240 kişinin oyuyla kabul edildi.

Kanun tasarısı, Doha'da 28 Nisan 2016'da iki ülke tarafından imzalanan uygulama anlaşmasını baz aldı.

Tasarının gerekçesinde,"Katar'ın askeri kurumlarının modernizasyonu; askeri eğitim ve öğretim alanında iş birliğinin çeşitlendirilmesi, (...) iki ülkenin birlikte çalışabilirlik ve eşgüdümünün artırılarak bölgesel ve küresel barışa katkı sağlanmasının" amaçlandığı belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Yemen, Katar'ı "terörizme destek vermekle" suçlayarak ilişkilerini kesmeye karar vermişti.

İşbirliği alanları

İki ülke protokol çerçevesinde şu alanlarda iş birliği yapılacak:

- Birlik, karargah ve kurumlara ziyaretler,

- Tarafların okul, eğitim merkezi ve birliklerinde karşılıklı verilecek eğitim (lisan eğitimi dahil) ve öğretim,

- İç güvenlik eğitimi, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele eğitimi, toplumsal olaylara müdahale eğitimi, askeri kolluk görevlerine yönelik eğitimler ve mobil eğitim timi görevlendirmeleri,

- Her iki tarafın birlik, karargah ve kurumlarında verilecek görev başı eğitimi,

- Tarafların okul, eğitim merkezi ve birliklerinde karşılıklı verilecek kurslar,

- Eğitimde kullanılan teçhizat ve eğitim yardımcı malzemelerinin geliştirilmesinde karşılıklı yardımlaşma,

- Müşterek konularda tecrübe ve bilgi mübadelesi ile teknolojik iş birliği,

- Eğitim-öğretim ve teknik-lojistik konularda bilgi ve tecrübe aktarımı maksadıyla "danışmanlık hizmeti" sağlanması,

- Genelkurmay Başkanlığına bağlı eğitim ve öğretim kurumlarında eğitim, öğretim ve kurs görmek üzere personel gönderilmesi.

İkinci tasarı

TBMM Genel Kurulu'nda ayrıca, "Türkiye ile Katar Arasında Jandarma Eğitim ve Öğretimine İlişkin İşbirliği Protokolü'nün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı" kabul edildi.

Protokol, 02 Aralık 2015 tarihinde Doha'da imzalanmıştı.

İki ülkenin protokol çerçevesinde iş birliği yapacağı alanlar arasında, eğitim ve tatbikatlar, askeri ziyaretler, teknoloji, teçhizat ve danışmanlık hizmetleri de olacak.

Erdoğan: Doğru bulmuyoruz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün akşam yaptığı açıklamada Katar'a karşı başlatılan yaptırımları "doğru bulmadıklarını" söylemişti. Erdoğan, "Körfez İşbirliği Konseyi üyelerinin kendi aralarındaki meseleleri karşılıklı diyalog yolu ile çözmesi en doğru yoldur" demişti.

Erdoğan ayrıca, "Katar'ın bir terör zanlısı olarak tavsif edilmesini çok ağır bir itham olarak görüyorum" diye konuşmuştu.

Katar, Türkiye'nin yurtdışında ilk askeri üssünü kurduğu ülke.

2016 yılında Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, hâlihazırda 150 askerin bulunduğu söylenen üssü ziyaret etmişti.

2015 yılında Reuters'a konuşan Türkiye'nin Katar Büyükelçisi Ahmet Demirok, askeri üsse yaklaşık 3 bin askerden oluşan kara birlikleri konuşlayacaklarını söylemişti.

Meclis'te onaylanan tasarıda, kaç Türk askerinin ne zaman Katar topraklarına gönderileceğine ilişkin detay verilmedi.

Döviz ve borsayı vurdu

Tezkerenin onaylanmasının ardından euro 4.0 lirayı aşarak 4.0025 liraya, dolar da 3.5569 liraya kadar yükseldi. Hükümetin Katar hamlesiyle jeopolitik risklerin arttığı algısı Borsa İstanbul'da da satış getirdi ve BIST 100 Endeksi günün sonunda 0.73 düşüşle 97 bin 617 puandan kapandı.

Türkiye ile gıda ve su alımı için görüşmeler

Öte yandan, olası bir gıda krizine karşı Katarlı yetkililerin Türkiye ile de görüşmeler yürüttüğü belirtilmişti.

Reuters haber ajansına konuşan bir Katarlı yetkili, Doha ile beş Arap ülkesi arasında yaşanan krizin ardından, olası bir gıda ve su sıkıntısına karşı Türkiye ve İran'la teması sürdürdüklerini söyledi.

Reuters'a konuşan ve ismini açıklamayan yetkili, yeni anlaşmalar kapsamında ihraç ürülerinin Katar Havayolları'na ait kargo uçaklarıyla ülkeye sokulacağını belirtti.

Hafta başında Doha'yla ilişkilerini donduran Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Katar'a en çok gıda ürünü ihraç eden iki ülke.

 

6 soruda Katar krizi

7 Arap ülkesinin Katar ile tüm siyasi ilişkilerini kesmesi, Körfez bölgesinde son yıllarda görülen en büyük diplomatik krize yol açtı.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır, Maldivler, Libya ve Yemen, Katar ile tüm hava, kara ve deniz trafiğini kesiyor. Ayrıca Katarlı diplomatlara kendi ülkelerine dönmeleri talimatı verildi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Katar ile Körfez ülkeleri arasında yaşanan diplomatik krize üzüldüklerini söyledi.

"Biz Körfez bölgesinin istikrarını kendi istikrarımız olarak görüyoruz. DAEŞ'le, radikalizmle, mezhepçilik ve İslamafobi gibi konularla mücadelede dayanışma önemli" diyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Elbette ülkeler sorunlar ya da görüş ayrılıkları yaşayabilir. Ancak her şartta diyaloğun devam etmesi lazım. Mevcut tablodan üzüntü duyduk. Durumun normalleşmesi için de elimizden gelen her türlü desteği veririz."

1) Katar ve diğer Körfez ülkeleri arasındaki gerilim neden son aylarda artmıştı?

Suudi Arabistan Katar'ı, 'Orta Doğu'da terörizme destek vermekle' suçluyor ve Doha yönetiminin Suriye'de adını "Şam'ın Fethi Cephesi" olarak değiştiren Nusra Cephesi'ni ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünü desteklediğini iddia ediyor.

Suudi Arabistan'la birlikte Mısır'ın da dile getirdiği bir diğer suçlama ise Katar'dan 'Müslüman Kardeşler hareketine hem siyasi hem de finansal destek verilmesi'.

Mısır ve Suudi Arabistan Müslüman Kardeşler hareketini de "terör örgütü" olarak kabul ediyor.

Bahreyn'in diplomatik ilişkileri kesme gerekçesi ise Katar'ın ülkedeki 'İran destekli silahlı gruplara destek vermesi' olarak açıklandı.

Bahreyn'den yapılan açıklamada "Medya yoluyla ülkedeki terörist faaliyetler kışkırtıldı ve ülkede kaos ortamının oluşması için çabalandı" deniyor.

2) Diplomatik ilişkilerin kesilmesine kadar uzanan kriz nasıl ortaya çıktı?

Mayıs ayı sonunda Katar'ın resmi haber ajansı QNA, Emir Şeyh Tamim Bin Hamid es-Sani'nin askeri okul mezuniyet töreninde yaptığı bir konuşma yayımlndı.

Haberde es-Sani, İran ve Körfez ülkeleri arasında artan gerilim eleştiriyor, Hizbullah ve Hamas'a karşı anlayış gösterilmesi gerektiğini söylüyor ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da uzun süre kalamayacağını belirtiyordu.

Her ne kadar Katar haberin QNA sunucularına sızan bilgisayar korsanları tarafından yerleştirilmiş olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını söylese de, Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri, El Cezire dahil Katar yayın organlarını ülkelerinde yasaklama kararı aldı.

Katar Dışişleri Bakanı Saif Ahmed es-Sani, ülkesinin siber saldırı kurbanı olduğunu, çıkan haberlerin yalan olduğunu iddia etmişti.

Suudi Arabistan'ın El Arabiya televizyon kanalı ise "QNA'nın hacklenmediğinin kanıtı" başlıklı bir haber yayınlayarak, Emir es-Sani'nin açıklamalarının QNA Instagram hesabında da yer bulduğunu söylemişti.

3) Katar iddialara ne diyor?

Katar hükümeti 'teröre destek verdiği' iddialarını uzun süredir yalanlıyor ve bu iddiaların hiçbir kanıta dayanmayan mesnetsiz suçlamalar olduğunu söylüyor.

Doha yönetiminden yapılan son açıklamalarda da Katar'a karşı bir karalama kampanyası başlatıldığı savunuldu.

Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı yazılı açıklamada diplomatik ilişkilerin kesilmesi kararının şaşkınlıkla karşılandığı belirtilirken suçlamalar için "dayanağı olmayan, gerçek dışı iddialar" yorumu yapıldı.

4) Neden önemli?

Körfez ülkeleri ile Katar arasındaki ilişkilerin diplomatik kriz noktasına gelmesi bölgede uzun süredir devam eden karşılıklı suçlamaları gündeme getirmiş durumda.

Monarşi ile yönetilen Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri, Katar'ı bölgede 'mezhepçilik yapmakla' ve Sünni siyasal İslam'ın tüm bölge ülkelerinde etkisini artırabilmesi için 'terör örgütlerine destek vermekle' suçluyor.

İngiltere'de yayınlanan Guardian gazetesi, "Diplomatik ilişkilerin tamamen kesilmesi, Trump yönetimi üzerinde 'Katar'la ilişkileri gözden geçirin' baskısının arttığı bir dönemde geldiği için önemli. Geçen hafta bölgeyi ziyaret eden ABD Başkanı Trump, Körfez ülkelerinden radikal örgütlere karşı daha etkin bir mücadele yürütmesi yönünde çağrı yapmıştı" diyor.

Obama'nın başkanlığı döneminde ABD Savunma Bakanlığı yapmış olan Robert Gates de daha önce Katar'ın tutumunu eleştirerek "Katar hükümetinin Hamas, Taliban ve El Kaide'ye finansal destek akışını önlemek adına adım attığını hiç hatırlamıyorum" demişti.

5) ABD'den gelen ilk tepki neydi?

Trump yönetimi, Körfez ülkeleri arasında tırmanarak diplomatik krize dönüşen gerilimin bölgede dengeleri değiştirmeyeceğini söylüyor.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, yaptığı açıklamada "Bölgede bir süredir var olan ve giderek artan rahatsızlıklara şahit olduğumuzu düşünüyorum. İşlerin büyümesi sonucu ülkeler adım atma gereği duydu" dedi.

Ancak Tillerson, "Yaşananlar bölgede teröre karşı kararlı mücadeleyi engellemeyecektir" diyerek, Trump'ın Riyad'daki son temaslarında da IŞİD'e karşı mücadeleye vurgu yapıldığını hatırlattı.

Trump, Riyad ziyareti sırasında Suudi Arabistan ile 110 milyar dolarlık bir silah satış anlaşması imzalamıştı.

Ancak ABD'nin Orta Doğu'daki en büyük askeri üssü de Katar'da bulunuyor. Ülkenin başkenti Doha'nın yaklaşık 30 kilometre güneybatısında bulunan El Udeyd askeri üssünde 11 bin ABD askeri görev yapıyor. Üs Suriye ve Irak'ta IŞİD karşıtı operasyonlarda da etkin rol oynuyor.

6) Petrol neden yükseldi?

Petrol ihraç eden ülkeler birliği OPEC'in üyelerinden birisi olan Katar'a uygulanan diplomatik yaptırımlar, petrol fiyatlarında da sert yükselişe neden oldu.

Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2'ye yakın yükselerek 50 dolar seviyesinin üzerine çıktı.

Katar'ın bölge ülkelerin karasularını kullanarak sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkiyatlarını yapamayacağı endişesi, enerjhi piyasalarında tedirginlik yarattı.

Japon yatırım bankası Mitsubishi UFJ, yatırımcılara gönderdiği piyasa notunda, "Bölgedeki krizin büyümesi durumunda Katar'ın OPEC'ten ayrılması ihtimali bulunuyor. Böyle bir senaryo, petrol fiyatlarında ciddi artışa yol açabilir" dedi.