'Katil her adımı biliyordu'

'Katil her adımı biliyordu'

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Paris'te uğradıkları suikast sonucu hayatını kaybeden üç Kürt kadının kim veya kimler tarafından katledildiğine dair çarpıcı iddialarda bulundu.

Özkök, Hürriyet gazetesinde bugün(14 Ocak 2013) yayınlanan yazısında, PKK'nın kurucularından olan Cansız'ın aslı hedef olduğunu, diğer öldürülen iki kadının ise 'yanlış zamanda yanlış yerde' olmalarından kaynaklı öldürüldüklerini söyledi.

Özkök'ün 'Katil her adımı biliyordu' başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:

Bugüne  kadar çıkan bilgilere göre Cansız 2007 yılından beri Fransa’da yaşıyordu. Oysa olayın başka bir boyutu var.

Cansız, Fransa’dan siyasal sığınma hakkı elde etmiş.

Oysa asıl Almanya’da yaşıyormuş.

Ancak Fransa’daki siyasal sığınma hakkının devamı için zaman zaman gelip kâğıtlarını yenilemesi gerekiyormuş. Şimdi şu ayrıntılara göz atalım:

1- Paris’e geliş takvimi: Nitekim geçen hafta başında kâğıtlarını yenilemek için Paris’e gelmiş ve polise başvurmuş...

2- Kaldiği yerler: Paris’e geldiği zaman tanıdığı insanların evinde kalırmış.

Burada Kürt çevreleri, “PKK çevreleri onu bir kahraman olarak görüyordu. O nedenle herkes evinde ağırlamak için birbiriyle yarışırdı” diyor.

3- Dönüş takvimi: Cansız, Paris’te yaşamıyor. Kürt Enstitüsü’ne sık sık gitmiyor. O gün Almanya’ya dönecek.

Enstitü’nün merkezi, trene bineceği Gare du Nord’a yakın olduğu için, arkadaşlarıyla orada buluşmuş.

4- İpuçlari bu takvimde: Yani katil veya katiller, onun ne zaman Paris’e geldiğini biliyor. Ne zaman ayrılacağını da biliyordu.

O nedenle Fransız polisi, bir yandan Cansız’ın Paris’te bugüne kadar evinde kaldığı kişileri, bir yandan da Almanya’da onun seyahatlerinden haberdar olan çevreleri araştırıyor.

Bu takvim polise önemli ipuçları verebilecek.

 

Tesadüf hedef raporu 1

 

Fransa Fidan’a neden vatandaşlık vermedi 

Fidan Doğan’a gelince...

O örgütün yeni neslinin yüzünü temsil ediyordu.

PKK çevreleri onu “diplomat” olarak niteliyor. Çizilen karakteri şöyle:

Çok sempatik bir kişiliği var ve herkesle temas kurabiliyor.

Strasbourg’da doğup büyümüş. Fransızcayı anadili gibi konuşuyor.

Anne ve babası militan kişilikler değil. Kızları Kürt siyasal diasporasına girmiş.

Burada kurulan Kürt Parlamentosu’nun sözcüsü olarak tanınıyor.

Fransa’da doğup büyümesine rağmen, Fransa, PKK’yı terörist örgüt olarak nitelediği için ona “Fransız vatandaşlığı” vermemiş.

Dün de yazdığım gibi, 2011 yılında Türk Konsolosluğu’na başvurarak pasaportunu uzatmış.

Genç kadın Avrupa’da çok sık seyahat ediyordu.

Özellikle Brüksel ve Almanya’ya sık sık gidiyordu. Gittiği ülkelerden biri de İspanya’ydı.

 

Tesadüf hedef raporu 2

 

Leyla Söylemez stajyerdi ve takma adı “Küçük’tü”

Cinayette hayatını kaybeden Leyla Söylemez 24 yaşındaydı.

Almanya’da yaşıyordu ve henüz öğrenciydi.

Paris’e bir aylığına Fidan Doğan’ın yanında “staj” yapmak için gelmişti.

Journal du Dimanche’ın haberine göre, “iletişim teknikleri” üzerine staj yapıyordu. Tesadüfen oradaydı.

Kesinlikle hedef değildi, yanlış zamanda yanlış yerdeydi.

 

'Bu cinayetler kime yaradı?'

 

Pazar günü yayınlanan Journal du Dimanche gazetesi olaya tam sayfa ayırmıştı ama sadece şu sorunun cevabını arıyordu

Gazeteye göre 3 ihtimal vardı:

1- Bozkurtlar yapmiş olabilir: Fransa, Jean Christophe Grange’ın “Kurtlar İmparatorluğu” romanından çok etkilenmiş.

Orada yaratılan “bozkurt” kavramı, her tür cinayetin arkasındaki hayalet gibi görülüyor.

Üstelik Türkiye’deki gelişmelerin de gerisindeler. “Bozkurt” kavramını “derin devletle” eşanlamlı görüyorlar.

Nitekim bu cinayetlerin arkasında da, “bozkurtların olabileceği” ihtimali her fırsatta işleniyor.

2- İran ve Suriye bağlantisi: Son iki yılda Türkiye’nin bu iki ülke ile ilişkilerinin savaş eşiğine geldiği dikkate alınarak cinayetleri bu iki ülkeden birinin ajanlarının işlemiş olabileceği belirtiliyor.

Altı çizilen önemli bir nokta da şu:

Her iki ülke de yurtdışında operasyon kabiliyeti ve tecrübesine sahip.

3- Örgüt içinde hesaplaşma: Burada da iki ihtimal üzerinde duruluyor.

Birincisi, PKK içinde silahlı mücadelenin devamını savunan kanat veya kanatlar, barış sürecini sabote etmek istemiş olabilir.

Ama daha ağırlıklı olan ihtimal, örgüt içinde hayatını ve geçimini silahlı mücadele için toplanan paralardan sağlayan kişi veya kişilerin bu süreci bozmak istemesi ihtimali.

Bir süre önce Fransız polisinin PKK’lılara ait bir eve yaptığı baskında 2 milyon Euro parayı ele geçirmesi bu ihtimali de akla getiriyor.

-  Dile getirilmeyen bir ihtimal: Türk devleti bugüne kadar Öcalan’la görüşmeleri, Türkiye ile sınırlı tutmayı başarmıştı.

Uluslararası kamuoyu bu konuyla hiç ilgili değildi.

Oysa bu cinayetler bir anda görüşmeleri dünya kamuoyunun dikkatine getirdi.

Konuştuğum bir Türk yetkili şunu söyledi:

“Geçen perşembe gününden itibaren İmralı ile dünyanın gözü önünde konuşmaya başladık...”

Cinayetin motifi olmasa bile, sonucu itibariyle önemli bir argüman.