'Katil PKK-BDP istifa' sloganları medyaya neden yansımadı?

'Katil PKK-BDP istifa' sloganları medyaya neden yansımadı?

T24 - Hakkari'de ilk defa böyle bir çığlık yükseldi. Bu slogan dün Hakkari Devlet Hastanesi morgundan yakınlarının cenazelerini almaya gelen binlerce kişi tarafından atıldı. Ama gazeteler de, haberler de tam tersini söylüyordu. Tesadüfen orada bulunup olaya bizzat şahit olan bir dostumun anlattıkları ile bize yansıyan haberler arasındaki fark "gerçek nedir" sorusunu bir kez daha gündeme getiriyor.

Haberlerde konu şöyle yer alıyordu: "HAKKARİ'de .....yola yerleştirilen mayının patlatılması sonucu yaşamını yitiren 9 kişi bugün düzenlenen törenlerle gözyaşları ve Kürtçe ağıtlar eşliğinde toprağa verildi. Mayınlı saldırıda hayatını kaybedenlerin otopsileri tamamlandıktan sonra bu sabah Hakkari Devlet Hastanesi'nden ailelere teslim edildi. Cenazeleri almak için aralarında BDP'li Hakkari Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu ile yaklaşık 1000 kişi hastane önünde toplandı. Toplanan kalabalık sık sık PKK ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar atarken, bir grup hükümeti protesto etti. Polis, hastane ve çevresinde geniş güvenlik aldıktan sonra cenazeler ailelerine teslim edildi."

Gazetecilikle, siyasetle, bölgeyle hiç bir bağı olmayan dostumun anlattıkları ile yukarıdaki haber arasındaki çelişki, olayın kendisi kadar dehşet verici. Demek ki bölgedeki haber kaynaklarının hepsi PKK'dan korkuyor ve gerçeği değil örgütün istediği gibi haberleri bize iletiyor. (Anadolu Haber Ajansı nasıl bir haber geçmişti acaba?)

Bölgede neler oluyor? Dün sabah cenazeleri morgdan almak için konvoy oluşturmayı öneren BDP temsilcilerini halk neden reddetmişti? Cenazeleri tek başlarına alarak gömmeyi tercih edenlerin tutumu medyaya neden yansımamıştı? Neden tam tersi tavır sergileyenler medyada haber olmuştu?

PKK korkusu Kürt siyasetini de, bölge halkını da esir almış durumda. Halk onların talimatlarına uymadığında başlarına gelmedik kalmıyor. Esnafın ise kepenkleri kırılıyor, dükkanların cam çerçevesi iniyor ya da ailesi tehdit ediliyor. Acaba Hakkari'de yaşayan kaç kişi yürüyüşlere ya da kepenk kapatma eylemine kendi rızası ile katılıyor.

Bölge halkının çaresizliğini anlamak zor değil. Cenazeleri, yaralıları, sakatları bir tarafa PKK aleyhine BDP aleyhine attıkları slogan bile haberlerde yer bulamıyorsa seslerini nasıl duyurabilecekler? Zorla, korkutarak en çok da kendi halkını kurban ederek bağımsızlık mücadelesi de yapılır mı? Kendi halkının sesine kulak tıkayan Kürt hareketinin yöneticileri halkı gerçekten düşünüyor mu?

Bu sorular ile birlikte bölgede "KATİL PKK- BDP İSTİFA" diye slogan atan halkın bıkkınlığının hem Kürt hareketi hem de devlet tarafından iyi yorumlanması gerekir.

Şimdiye kadar her cenazede APO'ya methiyeler düzenler Hakkarililer bu sefer neden "Katil PKK" diye slogan attılar? Bu durum haberlere neden "Törene katılanlar, PKK ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar attı" şeklinde yansıdı?

Mayınla nasıl yaşanır?

Bölge halkının %50'si 19 yaşın altında %40'ı da 14 yaşın altında. Hakkari'nin neredeyse yarısı çocuk denecek yaşta. Yürümeye başladıkları andan itibaren "mayın" kelimesi ile tanışıyorlar ve muhtelif kutsal amaçlar (!) için mayınla yaşamaya mecbur bırakılıyorlar. Etrafınızdaki 14 yaş altındaki çocuklara sorun. Acaba ne kadarı mayının ne olduğunu biliyor. Ben sordum; çoğu bilmiyordu. Patlayıcı bir madde diyenler de üçü beşi geçmedi. Oysa Hakkari'de çocuklar daha okula gitmeden önce mayının ne olduğunu yüzleri, ciltleri, bacakları, kolları, hayatları pahasına öğreniyorlar. İnsan Hakları Derneği Mayın Risk Eğitimi (MRE) programı çocuklara özel eğitim veriyor.

MRE programının özeti ise; mayınla yaşamanın bir yaşam biçimi haline getirilmesini sağlamak. Yani alışmak, içselleştirmek, doğal hale getirmek... Ölüm, sakat kalma tehlikesi ile her gün yüzleşerek yaşamak...

Çünkü Hakkari'de çatışma alanı olmayan sivil bölgelerde de mayınlar her an patlayabiliyor. 9 kişinin Minibüsün geçtiği yolda olduğu gibi... Açık alanlarda oynayan çocuklar kendileri kurtulsa bile arkadaşlarının ölümüne tanıklık ediyorlar.

Sıkça yaşanan bu vakalar tabii ki haber olmuyor. PKK korkusu bölgede mayın korkusuna ağır basıyor. Çocuklara mayınla Rus ruleti oynatılıyor.

Bugün aslında ilkokula yeni başlayan çocukları, "sizin çocuğunuz bizim için her zaman önemlidir" diyen veli eğitim programını, velilerin memnuniyetini, 3. Sınıfa kadar küçücük çocukların karnelerinden kalkan vahşi notların ne kadar umut verici olduğunu yazacaktım.

Eğer Hakkari'de mayında patlayan minibüs yolcularından Zeynep Kurt'un haberini görmeseydim. 15 aylık... Yoğun bakımda... Sol ayağının bir bölümünü, bir-iki parmağını ve cildini kaybetme tehlikesi var!!!

(AKP MYK üyesi Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler)