Mardin'in Bilge Köyü'nde çoluk çocuk 44 kişi katledildi. Töre dendi, husumet dendi, ancak ortaya atılan son iddia çok çarpıcı... İddianameye yansıyan bilgilere göre Bilge Köyü arazilerinden BOTAŞ'ın boru hattı geçiyor. Ve katliamı yaptıkları öne sürülen kişiler, bu boru hattından petrol çalmakla suçlanıyor. Suçlayanlar arasında ise hemen hemen öldürülenlerin tamamı var... Bilge Köyü’nde 4 Mayıs akşamı nişan evine düzenlenen silahlı saldırıda 44 kişinin katledilmesi, 3 kişininde yaralanmasıyla ilgili Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma genişletildi. Soruşturma kapsamında tutuklanan 11 kişi ile ilgili de kapsamlı bir araştırma yapıldı. Halen Gaziantep’te cezaevinde bulunan zanlıların gerçekleştirdiği iddia edilen bu katliamın asıl nedenini araştıran Başsavcılık, soruşturma dosyasına esas olabilecek bilgi ve belgelerin temin edilmesi için Mazıdağı ve Mardin’deki ceza mahkemeleriyle yazışma yaptı. Olayın etraflıca araştırılıp aydınlığa kavuşabilmesi için sanıkların ölenlerle geçmişteki husumetleri birbirlerine karşı açtıkları davalara ilişkin evraklar da soruşturma kapsamında dosyaya konulmak üzere ilgili mahkemelerden istendi. BOTAŞ'a toprağımı kirlettin davası Soruşturma kapsamında katliama BOTAŞ’a ait petrol boru hattının neden olabileceği üzerinde duruluyor. Katliamla ilgili bugüne kadar çeşitli iddialar ortaya atılırken, yaklaşık 2500 dönümlük araziden geçen BOTAŞ’a ait petrol boru hattı ile ilgili ölen ve öldüren taraflar arasında 6 yıl önce işbirliği yaşandığı tespit edildi. Güvenlik nedeniyle 1993 yılında köyden göç eden ailelerin arazilerine el koyan Çelebi ailesine mensup korucuların bu arazileri işlettikleri, arazinin farklı noktalarından ise BOTAŞ’a ait petrol boru hattının geçtiği, 44 kişinin öldüğü olayla ilgili tutuklananlardan Mehmet Sait Çelebi’nin 6 yıl önce BOTAŞ Genel Müdürlüğü aleyhine 18 bin liralık Mazıdağı Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2003/4 esas sayılı numarayla maddi ve manevi tazminat davası açtığı ortaya çıktı. Mehmet Sait Çelebi, BOTAŞ’a ait boru hattının delinerek 45 dönümlük araziye ham petrol aktığı ve ardından yangın çıkması sonucu kendisine ait kavak ve meşelik alanların yanarak kül olduğunu, burada gerekli tedbir ve önlemi almayan BOTAŞ’tan zararının tazmin edilmesi talebinde bulundu. Mazıdağı Asliye Hukuk Mahkemesi olay yerine giderek keşif yaptı ve ardından bilirkişi incelemesi yaptırdı. Bilirkişi heyeti de Mehmet Sait Çelebi’nin 18 bin lira zararı olduğuna kanaat getirdi. BOTAŞ: Arazi onun değil, petrol hırsızlığı yapıyorlar BOTAŞ Genel Müdürlüğü ise mahkemeye yazılı savunma gönderdi ve arazi sahibi olduğunu iddia eden Mehmet Sait Çelebi’nin aslında sözü edilen arazinin sahibi olmadığı; burasının tapusunun bile olmadığını, dolayısıyla BOTAŞ’ın olayda kusuru olmadığını belirtti. BOTAŞ yazısında, aksine dava açan Mehmet Sait Çelebi’nin de aralarında bulunduğu 9 kişinin boru hattını delip ham petrol hırsızlığı yaptıkları, olay yerinden kaçarken delinen boru hattından araziye petrol aktığını belirterek, tazminat talebinin yersiz olduğunu belirtti. Mahkeme ise tazminat talebinde bulunan Mehmet Sait Çelebi’nin zararının karşılanabilmesi için öncelikle zarar tespit talebinde bulunduğu arazinin kendi adına tapulu olması gerektiğine karar verip, Çelebi’nin tapu tescil davası açmasını istedi. Çelebi ise, böyle birşeyin mümkün olamayacağını ifade ederek tescil davası açmayı kabul etmedi. Yapılan araştırmada ise tazminat talebinde bulunduğu arazinin Çelebi soyadını taşıyan ancak köyden göç edip 2001 yılında köye geri dönen yakınlarına ait olduğu tespit edildi. BOTAŞ'a karşı açılan tazminat davasının 12 Mayıs 2009 günü yapılan duruşmasına, Mehmet Sait Çelebi tutuklu olduğu için katılmazken, dava karara bağlanmadı. Bilge Köyü korucularına petrol hırsızlığı davası Botaş, Mehmet Sait Çelebi’nin de aralarında bulunduğu bir grup korucu hakkında ham petrol hırsızlığı yapmak suçundan Mazıdağı Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. BOTAŞ, sık sık ham petrol hırsızlığının yaşandığı bölgede Bilge Köyü korucularının nöbet mevzilerinin bulunduğunu, dolayısıyla burada sivillerin gelip hırsızlık yapmalarının mümkün olamayacağını; birden fazla tekrar eden bu olayda korucuların petrol hırsızlığı yaparak boru hattını deldiklerini ifade etti. Bunun üzerine öldürülen 44 kişi arasında bulunan, eski köy muhtarı ve korucubaşı Cemil Çelebi ile katliamın ardından tutuklananlardan korucular Mehmet Sait Çelebi, Abdulkadir Çelebi ile korucu Osman Açar ve Halil Örnek, Oktay Tagıl, Halil Örnek, Veysi Baday, Vedat Amak hakkında Mazıdağı Asliye Ceza Mahkemesi’nde, ‘Petrol boru hattından ham petrol hırsızlığı yapmak’ suçundan 2004/215 esas, 2005/183 karar numaralı dava açıldı. Sanıklar hakkında 4 ayrı petrol hırsızlığı davası bulunduğu, BOTAŞ’ın suç duyurusu üzerine açılan davanın ise mükerrer dava olacağı gerekçesiyle 9 sanığın 7 Temmuz 2005 günü beraat ettikleri ve bu kararın Yargıtay 6’ncı Ceza Dairesi’nce de onandığı belirlendi. Okul bahçesine kaçak tanker Mahkemenin 9 sanıkla ilgili verdiği gerekçeli kararda, sanıkların vana takıp kaynak makinasıyla boru hattını delip ham petrolu tankere aktardıkları, ardından Cemil Çelebi’ye ait alabalık tesislerinde buluştukları, sanıklardan Veysi Baday’ın petrol arıtma tesisi sahibi olması nedeniyle petrolun burada işlenerek piyasaya satıldığı belirtildi. Kararda, sanıklardan Halil Örnek’in bu hırsızlıktan elde ettiği gelirle oto galeri dükkanı açtığı, hırsızlık yapıldığı sırada tankeri Abdulkadir Çelebi’nin kullandığı, tankerin daha sonra Bilge Köyü İlköğretim okulu bahçesinde 19 bin 420 kilo ağırlığında ham petrol yüklü olarak yakalandığı kaydedildi. Kararda, tankerin BOTAŞ Genel Müdürlüğü’ne teslim edildiği, BOTAŞ hattından hırsızlık yapılan arazide yangın çıktığı, Cemil Çelebi’nin balık çiftliği sahibi olduğu belirtilerek, “Sanıkların bu çiftlikte biraraya gelip görüştükleri iddia edilmektedir. Sanıkların suçlandığı bu olaylar mahkememizde halen devam eden BOTAŞ boru hattından petrol hırsızlığı olaylarıdır. Sanıklar diğer hırsızlık dosyalarında da sanık olmaları, bu olayda da sanıkların suç işlediğine asla delil olamayacağı gibi aksini düşünmek bütün faili meçhul suçların suç işleyen herhangi bir sanık tarafından işlendiği sonucunu çıkartmak anlamına gelir ki, bunun da hukuka aykırı sonuçlar ortaya çıkaracağı açıktır” denilerek beraatlerine karar verildiği yer alıyor. Her taşın altından Mehmet Sait Çelebi çıktı Bu arada katliamdan 2 hafta önce ferdi olarak işletilen ve zilliyet olarak kabul edilen arazilerin tapuya tescilinin yapılması için köyde kadastro çalışması yapıldığı, bu çalışmanın yapıldığı esnada da katliam zanlılarından Mehmet Sait Çelebi ile Abdulkadir Çelebi’nin kadastro çalışmalarına müdahale ederek tapu tescil kaydı sırasında daha fazla dönüm arazi için aynı soyadı taşıyan yakınlarına baskı yaptıkları, yakınlarının ise olayla ilgili suç duyurusunda bulundukları öğrenildi. Karakol Komutanına avukat tuttu Bilge Köyü’ne 4 kilometre uzaklıkta bulunan Sultanköyü eski Jandarma Karakol Komutanı astsubay H.G'nin 2001 yılında Bilge Köyü’nde köylülerin yaptığı büyük ve küçükbaş hayvan ticaretinden komisyon aldığı, rüşvet vermeyen hayvan yüklü kamyonların geçişlerine izin vermediği ileri sürüldü. Çelebi ailesinden bir köylünün Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusu üzerine karakol komutanı H.G., ‘Rüşvet almak’ suçundan tutuklanıp cezaevine konuldu. H.G’nin, hakkında Mardin 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılan ve 4 ay tutuklu kalan karakol komutanına ise katliam zanlısı korucu Mehmet Sait Çelebi’nin avukat tuttuğu, avukatlık masrafı ile vekalet ücretlerinin tümünü korucu Çelebi’nin kendi cebinden karşıladığı, komutanın daha sonra tahliye olması üzerine başka bir yere tayin edildiği bildirildi. Tüm yasadışı faaliyetleri bu dosyaya alındı Mehmet Sait Çelebi ile birlikte tutuklanan diğer zanlıların son 10 yıl içerisinde Bilge Köyü’ndeki yaptıkları yasadışı faaliyetlere ilişkin tüm mahkeme kararları ve suç duyurularının birer onaylı suretleri 44 kişinin katledildiği soruşturma dosyasına alındı. Açılacak olan davanın buna göre şekilleneceği öğrenildi. Bu arada soruşturmayı yürüten Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dava açıp iddianame hazırlamasından sonra davaya cinayet dosyalarına bakmakla yetkili olan Mardin 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin bakacağı, ancak davanın yasalar gereği güvenlik nedeniyle Mardin’e en az 550 kilometre uzaklıkta olması gereken bir şehre nakledilebileceği kaydedildi.