12 Eylül darbesini yapan generaller hakkında suç duyurusunda bulunduğu için kınama cezası alan, sonra da Kenan Evren hakkında iddianame hazırladığı için görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle meslekten ihraç edilen eski Adana Savcısı Sacit Kayasu, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nde (İHAM) açtığı davanın ilkini kazandı. İHAM, Kayasu'nun kınama cezasını içeren davada yeniden yargılanmasına karar verdi. Kayasu da yeniden yargılanması için Yargıtay'a, kınama cezasının kaldırılması için de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) başvuracak.Kayasu'nun İHAM'de açtığı ikinci dava ise meslekten men cezasının iptaliyle ilgili. Kayasu, bu davayı da kazanırsa, mesleğe geri dönme şansı bulacak. Kayasu, 5 Ağustos 1999'da, bir vatandaş olarak 12 Eylül müdahalesini düzenleyen emekli generallerle ilgili dava açılması için başvuruda bulunmuş, ancak bu başvurusuyla ilgili dava açılmamıştı. YHSK, 30 Mart 2000 tarihinde aldığı kararda, Kayasu’nun, şikayet başvurusunda bazı devlet adamları hakkında kullandığı ifadelerin hakaret içerdiği gerekçesiyle disiplin suçu işlediği görüşüne varmış ve kınama cezası vermişti. Bu karara itiraza edip sonuç alamayan Kayasu, Adana’da cumhuriyet savcısıyken, 28 Mart 2000 tarihinde de 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren hakkında iddianame hazırlayarak dava açma girişiminde bulunmuştu. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı'nın izniyle Kayasu hakkında görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle dava açılmış, HSYK da 27 Ocak 2003 tarihinde Kayasu’ya meslekten men cezası vermiş, temyiz hakkı da tanımamıştı.
İHAM: Darbecilere dava açmak ifade özgürlüğüAvukatlık bile yapamayan Kayasu, hakkını aramak için 2000’de İHAM'ye başvurdu. Ve dün İHAM, davacıya yönelik uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10’uncu maddesine aykırı olduğuna hükmetti. İHAM, davacının Türk mahkemeleri önünde kendini yeteri derecede savunmasına imkan tanınmamış olmasını da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13’üncü maddesine aykırı buldu. Türkiye ayrıca, davacıya 40 bin Euro tazminat, 1000 Euro da mahkeme masrafı ödemekle de cezalandırıldı. Kayasu, konuyla ilgili soruları şöyle yanıtladı:
Şimdi ne yapacaksınız?İHAM’nin kararı ile Yargıtay’da yeniden yargılanma hakkı kazandım. Yargıtay’a başvuracağım. Görevi kötüye kullanmadan verilen kararın kaldırılmasını ümit ediyorum. Böylece bu utançtan kurtulmuş olurum.
Mesleğinize dönebilecek misiniz? İHAM’in kararına dayanarak Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’na başvuracağım, ancak bu sadece kınama cezasının kaldırılmasına yönelik olacak. İHAM’e meslekten men kararının iptali için de yaptığım bir başvuru var. Davanın sonucunu bekliyorum. O davada da haklı bulunursam mesleğe geri dönebileceğim. Dönünce ilk olarak Kenan Evren soruşturmasını kaldığı yerden devam ettireceğim.
Bu karar iddianamenin mahkemeye gönderilmesini sağlar mı? Mademki bana verilen ceza haksızdır. Artık herhangi bir savcı bu kararı örnek gösterip ayrıca dava açabilir ya da benim iddianamemi Adana Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderebilir. Artık kapılar açıldı. Hakimler, savcılar bundan sonra daha korkusuzca karar verecekler. En azından İHAM’ye gider hakkımızı alırız diyebilecekler.
İHAM iki dosyayı birleştirdi Kayasu kararı şöyle anlattı: İHAM’ye toplam 14 ayrı başvuruda bulundum. İHAM, kınama ve meslekten men cezası ile Yargıtay’ın verdiği cezayı tek davada birleştirdi. Önce vatandaş sıfatıyla Evren hakkında darbe yapmaktan suç duyurusunda bulunan dilekçe verdim. Dilekçem kabul edilmeyince, savcı olarak iddianame hazırladım. HSYK 2000’de şikayet dilekçesi verdiğim için kınama cezası verdi. 2003’te ise meslekten ihraç edildim. Yargıtay Başsavcılığı da hakkımda dava açarak 2 ayrı suçlamada bulundu. Birinci suçlama TCK’nın 159.maddeye istinaden Evren’e hakaret ettiğim gerekçesiyle, ikincisi ise iddianame hazırladığım için görevi kötüye kullanmaktan ötürüydü. Yargıtay, hakaretle ile ilgili olarak 2001’de 10 ay, iddianame ile ilgili olaraksa ise 2003’te 10 ay hapis cezası verdi. Bu hapis cezalarını yaklaşık 2 bin YTL para cezasına çevirdi ve daha sonra da erteledi. İHAM, yaptığım 2 başvuruyu tek davada birleştirdi.
İHAM gerekçeli kararında ne dedi? Kayasu, mesleğinin kendisine verdiği yetkileri aşmamıştır. Yasal süreçleri izleyerek darbenin faillerine anayasal affa eşit bir durum yaratan duvarları kırmayı denemiştir. Dilekçeyi sade bir vatandaş olarak imzalamıştır. Hükümet savcıların sade vatandaş olarak dilekçe vermelerinin niçin engellendiğine dair yeterli gerekçe göstermemiştir. Ordunun eleştirilmemesi için ifade özgürlüğünü kısıtılamak doğru değil. Demokrasilerde ordu en çok eleştirilen kurumların başında gelir. Orduda görev alan kişiler de bu durumun kendilerini de etkileceyeğini bilir. Bir kurumun bünyesinde yer almak o kurumun iyi ya da kötü şöhretinin kendisini de otomatik olarak etkileyeceğini bilir. Karasu’nun 159. madde nedeniyle suçlanması İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesine aykırıdır. Karasu’nun mahkumiyet kararı aranan kriterlere uygun değildir. İşini kaybetmekle kalmamış, avukat olarak çalışmasının önü kapatılmıştır. Tazminat kararı, Karasu’nun bu davadan gördüğü zararı karşılayacaktır. Mesleğini yeniden yapabilmesi için davanın tekrar görülmesini tavsiye ediyoruz.”