'Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin'

'Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin'

 

Ahmet Küçük

[email protected]

www.twitter.com/kucukxahmet

 

Galatasaray, Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Real Madrid’e kaybederken, tur ümitlerini ikinci maça bıraktı. Her ne kadar 3-0 gibi bir skoru çevirmek imkânsız gibi görünse de olmayacak şey değil.

Maç beklendiği gibi başladı, istenilen gibi bitmedi. Peki neden böyle oldu?

Galatasaray her zamanki oyununu oynamaya çalıştı ve her zamanki anlayışla bitirdi. Terim, oyuncularına her istediğini yaptırmaya becerse de, karşısındaki Real Madrid hem fizik, hem kalite üstünlüğü ile istediğini aldı.

Galatasaray gol pozisyonu bulamadı mı? Buldu.

Pas yapamadı mı? İstatistiklere göre hemen hemen Galatasaray da Real Madrid kadar pas yaptı.

Ancak 3 gollü fark da iki takım arasındaki kalite farkından ortaya çıktı.

Her iki takım benzer şekilde defansif hatalar yapmasına, benzer ataklar veya atak girişimlerinde bulunmasına rağmen aradaki skor farkı kimine göre tecrübe eksikliğine, kimine göre de mantalite farkından ortaya çıktı.

Galatasaray’ı ağır bir şekilde eleştirmenin alemi yok, Real Madrid’i de göklere çıkarmaya… İki takım arasındaki fark bir bakıma da Türk futbolu ile Avrupa futbolu arasındaki farkı da gösterdi.

Şimdi 9 Nisan’da Türk Telekom Arena’daki ikinci maça bakmak gerek.

3-0 çevrilmesi çok zor bir skor. Hele ki defansta Dany, hücumda da Ronaldo ile gol krallığında yarışan Burak Yılmaz’ın cezalı olması Galatasaray’ın tur umutlarını azaltıyor. Galatasaray sahaya yine 11 kişi çıkacak ve yine de her zaman bir şans vardır. Galatasaray bunu daha önce de yaşadı, yine yaşayabilir, yaşatabilir. Neden olmasın?

Fatih Terim ne demişti? 

"Kaybettiğinde korkma!

Bir şeyi kazanmak için,

Bazı şeyleri kaybetmelisin ve unutma

'Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde' yenilirsin..."

 

Kısa kısa…

 

-Maçın hakemi bu seviye için biraz hafif kaldı. İkinci yarıda Burak Yılmaz’ın ceza sahasında düşürülmesini es geçerek, Galatasaray’a büyük bir avantaj sağlayabilecek penaltıyı yedi…

-Galatasaraylıların ilk yarıda beklediği penaltı, net değildi. Televizyonda tekrar tekrar izleyenler bile karar veremezken, hakemin görmesini beklemek aşırılık olur…

-Sneijder var mıydı, yok muydu anlaşılmadı. Daha hazır değil, seneye göreceğiz…

-Fatih Terim de, Jose Mourinho da birbirlerini çok iyi analiz etmişler. Sahada adeta bir taktik savaşı vardı. Oyuncu düzenleri devamlı değişti…

- Arena’da Real Madrid 50 bin Türkiyeli seyircinin önünde oynayacak. Bu düzeydeki futbolcular böyle bir ortama alışık olsa da Türkiyeli seyircilerin yaratacağı “cehennem” bir başka olacaktır…

-Galatasaray’ın bu sezonki hedefi gruptan çıkmaktı. Çeyrek final oynuyor ve bu herkese için büyük bir başarı sayılmalı…

- Galatasaray, Real Madrid’e elense bile, TT Arena’da Real Madridli futbolcuları ve özellikle Cristiano Ronaldo’yu izlemek büyük bir zevk olacak…

-Barnabeu'daki Türkiyeli taraftarlar muhteşemdi. Seslerini duymak etkileyici oldu...

-D-Smart’a teşekkürler… “Milli maç” heyecanındaki bir maçı şifreli olarak yayınlayarak, izletmemeyi hedefledikleri için amaçlarına ulaştılar. Sağ olsun, internet üzerindeki linklerden izleyebildik!..