KAYIP ÇOCUKLAR TBMM GENEL KURULUNDA TBMM (A.A)

-KAYIP ÇOCUKLAR TBMM GENEL KURULUNDA TBMM (A.A) - 07.04.2011 - TBMM Genel Kurulunda, kayıp çocuklar başta olmak üzere çocukların mağdur olduğu sorunlarla ilgili Araştırma Komisyonu Raporu görüşüldü.  Rapor üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, sözlerine ''Parlamento olarak çocuklarımıza yeterince sahip çıkamadık. Onları son güne bıraktık, buna da şükür. Kayıp çocuklarımız, sokak çocuklarımız, babaları şehit olan çocuklarımız, hapisteki çocuklarımız, işsiz, taş atan, pankart asan, astırılan çocuklarımız, baklava çalıp hahipsanede yatan çocuklarımız....'' diyerek başladı.  Milletvekillerinin duyarlı davranması sonucu Komisyon kurulduğunu anlatan Sevigen, kendilerine gelen ihbarları yerinde araştırdıklarını, ilginç durumlarla karşılaştıklarını söyledi.  ''Meclisin yaptırım gücüyle çocuklarımıza yapılanlara başkaldırıyoruz'' diyen Sevigen, farklı partilerden milletvekilleri olarak bu konuda anlaştıklarını kaydetti. Sevigen, ''Bugüne kadar milletvekili olarak çok sayıda komisyonda görev aldım ama en çok zevk alarak, severek çalıştığım bu komisyon oldu'' dedi.  Sevigen, Türkiye'yi gezip olayları yerinde inceleyerek, ilgili bakanlıklar ve kurumların yararlanabileceği 742 sayfalık rapor hazırlandığına işaret ederek, ''raflarda kalmaması'' dileğinde bulundu. Son dönemde çocuklarla ilgili çok sayıda yasa teklifi verildiğini belirten Sevigen, çocuklara seslenirken ''Size layık olamadığımız, sahip çıkamadığınız için sizden özür diliyorum. Hepinizin gözlerinden, yanaklarından öpüyorum. Şansınız, kaderiniz açık olsun'' dedi.  -''UZUN VE NETAMELİ BİR SÜREÇ''- MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik, raporun konuyla ilgili çalışma yapacak çevrelere yol gösterici olacağını belirterek, ''Çocuk kayboluyor, kaçırılıyor, durum 'Cumhuriyet savcılığına intikal ettikten sonra anında bulunuyor' diye bir şey yok. Uzun ve netameli (gizli bir tehlikesi olduğu sanılan) bir süreç yaşanıyor'' diye konuştu.  Kayıp çocuklar, kaçırılan, mağdur ve mahrum bırakılan çocuklarla ilgili mevzuat boşluğu olduğunu kaydeden Çelik, bu konuda usul mevzuatına ihtiyaç bulunduğunu vurguladı. Çelik, kolluğa kayıp başvurusu yapacak kişilerin başvurusundan sonra bulunabilecekleri yönünden iyimser bakış açısıyla beklenemeyeceğini belirterek ''Kayıp çocuklar konusunda usul mevzuatının çıkarılamaması, iktidarın basiretsizliğinin en önemli göstergesidir'' dedi. SHÇEK'te kalan çocukların kendi iradeleriyle yurdu terk etmeleri durumunda idarenin kayıp ihbarında bulunduğunu, bulunan çocukların yeniden yurda getirildiğini, çoğu zaman bu çocukların tekrar tekrar yurttan kaçtığını anlatan Çelik, bu konuda da yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu savundu.  Kayseri'deki kaybolan 3 çocuğu öldüren kişinin 70 metre mesafede oturduğunu belirten Çelik, ''Özel ekip 1,5 yıl sonra yakalıyor katili. Bu da kolluğun başarısı olarak gösteriliyor, prim yapıyor. 2 bin 900 kayıp çocuğun akıbeti nedir belli değil. Bir tek örnek üzerinden siyasi rant devşirmek iktidar ve Cumhurbaşkanı makamı için uygun olmamıştır. Gücünüz yetiyorsa, kayıp çocukların hepsini bulun'' dedi.  Kayıp çocukların bulunmasında mülki amirlerin kolluk üzerinde emir yetkilerini geliştirmek gerektiğini ifade eden Çelik, hakimlerin süratli karar vermelerini sağlamak için Çocuk Koruma Kanunu'nda ''Koruma kararını derhal vali versin, karar çocuk mahkemesine sunulsun'' şeklinde bir düzenleme yapılmasında yarar olduğunu söyledi. Çelik, devletin istismar edilen çocuklarla ilgili sıkı tedbirler alması gerektiğini de kaydetti.  -''KOMİSYON İYİ ÇALIŞTI''-   Rapor üzerinde AK Parti Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili ve Komisyon Başkanı Halide İncekara, çocuklara zarar verenleri lanetlediğini belirterek, raporda yer verdikleri çözüm önerilerinin yüzde 90'ının ilgili bakanlık ve kurumlar tarafından incelenerek gereğinin yapıldığını söyledi.  ''Bu komisyon gerçekten iyi çalıştı'' diyen İncekara, çalışmaları sürerken TRT ile işbirliği yaparak kayıp çocuklar hakkında 3-5 dakikalık fragmanlar hazırlandığını, bunların ulusal kanallarda yayınlandığını, ayrıca saha araştırması yapıldığını anlattı.  Çocuklarla ilgili yasal mevzuatın önemli olduğunu ama bunun, çocuk politikası anlamına gelmediğini kaydeden İncekara, şöyle konuştu: ''İhmal edip ihtiyacını karşılamadığınız her çocuğu mağdur etmiş olursunuz. Üstün yetenekli çocuklar bunlardan biri. Türkiye'nin üstün yetenekli çocuklarının nüfusu, Avrupa'da en az 5 ülkenin nüfusu kadardır. Üstün zeka ve yeteneklerimizin farkına varalım. İhmal edilen her üstün yetenekli çocuk mağduriyet yaşıyor. Sokakta hiçbir çocuktan bir şey satın almamayı öğrenmeliyiz. Her birinin arkasında çete olduğunu unutmayalım. Küçük yaşta fuhuşa itilen, sokakta çalıştırılan çocukların anası babası var 'ne yapalım' derseniz, kapalı kapılar ardından aile bireylerinden hamile kalan, katil olan çocuklarımız olduğunu unutmayalım.  Eline silah verilip kan davası için kullanılan, teröre itilen çocuklarımız var. Anne baba da olsa kimse, çocuk üzerinde sınırsız haklara sahip değil. Çocuğun yaradılıştan gelen hakları var. Ailesine rağmen devlet bunları karşılamak zorundadır.'' Ailenin sadece anne, baba ve çocuklardan oluşmadığını, evlerdeki televizyonların da çocuk üzerinde önemli etkisi olduğunu belirten İncekara, ''Televizyonların girdiği yerde sizin rol model olma şansınız kaybolmuştur. Hiçbir yayıncı kötü yayın yaparak çocuklarımızı zehirlemeye hakkı yok. Çocuklarımızı zehirleyen her yayın organına gövdemi koyarak mücadele edeceğim. Çocuk konusunda cahiliyiz'' dedi.  Kayıp çocuk sayısının arttığı iddialarına değinen İncekara, geçmişte bu konuda sağlıklı istatistik veriler bulunmadığını, aksine kayıp oranında düşüş yaşandığını kaydetti İncekara, 'Kayıp çocukların bulunma oranı yükseldi. Çocuğun bulunmasında ilk iki saat çok önemli. Sağlıklı ihbar yapıldığında yüzde 90'ı bulunuyor. Ancak 7 yaşın altında bulunma oranı hem düşük hem de bulunduğunda Kayseri'deki olay gibi sonuç kötü oluyor'' diye konuştu.