Kayyım atamalarının 35. gününde protestolar sürüyor: "Kürt sorununu çözmezseniz silinip gideceksiniz"

Kayyım atamalarının 35. gününde protestolar sürüyor: "Kürt sorununu çözmezseniz silinip gideceksiniz"

İçişleri Bakanlığı kararıyla Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanmasının 35. gününde protestolar sürüyor. 

Kayyım atamalarına karşı süren Demokrasi Nöbeti’nde konuşan HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, hükümete Kürt sorunun çözümü noktasında çağrı yaparak, "Kürt sorunu çözmezseniz Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi nice partiler gibi silinip gideceksiniz" dedi. 

Van

Van'da HDP İpekyolu ilçe binası önünde yapılan nöbette HDP milletvekilleri Kemal Bülbül ve Muazzez Orhan, belediye eş başkanları, Barış Anneleri, HDP Gençlik Meclisi üyeleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. "Kayyum idaresi değil halk iradesi" yazılı pankart açılan nöbette, konuşan HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, HDP'nin önceki dönem eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında verilen yeniden yargılama kararına değinerek, "Cumhurbaşkanı, Sayın Selahattin Demirtaş'ın uyduruk gerekçelerle bir hukuk skandalıyla tutuklanmasından sonra söylemiş olduğu sözler yargının nasıl çalıştığını çok açık bir şekilde gösteriyor. Yargı bağımsızlığı diye bir şey kalmamıştır. Yargı Saray talimatıyla çalışmaktadır ve saray tarafından dile getirilen suçlamalar yargı tarafından suç unsuru gibiymiş tutanaklara geçirilmekte ve buradan suç üretilmektedir. Dün de söylemiştim tekrar söyleyelim; Kobanê eylemleri ile ilgili olarak daha önce yargılanma yapılmış ve Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş hakkında mahkeme zaten kararını vermişti. Başka bir gerekçe bulamadığı için uyduruk gerekçelerle yeniden mükemmel bir yargılama yaparak, hukuk tarihinde bir skandal olarak geçirdikleri bu sonucu meşrulaştırmak istiyorlar" dedi. 
 

"Yargı ölmüştür"

Kayyum atamalara karşı yapılan protestoların meşru olduğunu ifade eden Bülbül,"Diyarbakır'da, Mardin'de ve Türkiye'nin diğer yerlerinde tüm demokratik sivil toplum örgütlerinde ortaya çıkan tepki aslında bu darbeyi mahkum etmiştir ve bu darbenin yargılanması gerektiği bariz bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Bugün bunu yargılayacak bir savcı bir hakim bir hukuk sistemi yoktur. Çünkü dün söylediğimiz gibi yargı ölmüştür. Bizim karşı karşıya olduğumuz tablo sadece Mardin, Van ve Diyarbakır belediyelerimize atanan kayyum darbesi nedeniyle belediyelerimizi yeniden almak değil. Bunun dışında Türkiye'nin demokratikleşmesi Kürt sorunun çözümü Türkiye'deki halkların eşit, özgür yaşamı Orta doğu'da yaşanan sorunların çözümü ve Türkiye üzerinde oynanan oyunların deşifre edilmesi ve siyaset yöntemi ile çözüm bulunmasıdır" ifadesini kullandı.
 

"Van'da tabelanız kalmayacak"

HDP Diyarbakır İl Örgütü önünde devam eden eyleme ilişkin konuşan Bülbül, "İl binamız önünde oturtturulan, oturmaya zorlanan, çevresi polisle kapatılan ve oradan bir siyaset devşirerek HDP'yi, HDP'lileri, HDP'nin 7 milyon seçmenini suçlu gibi göstermeye çalışan zihniyete diyoruz ki; analarla aramıza girme. Analarla biz sorunu çözeriz. Biz gerekirse Kandil'le de görüşür sorunu çözeriz. Yeter ki sizin ülkede var olan bir sorunu kabul etme beceriniz olsun. Siz Kürdün varlığını da, sorunun varlığını da kabul etmiyorsunuz. Bırakın sorunu kabul etmeyi siz her gün erkek egemen zihniyetle her gün sokakta katledilen kadının da varlığını kabul etmiyorsunuz. Başka halkın varlığını da farklı inanç grupların varlığını da kabul etmiyorsunuz. Ancak Kürt halkı 40 senedir direndi. Demokratik siyasetin alanlarını doldurduğu için Kürt sorunu açık ve açı bir şekilde ortada duruyor. Buraya kayyum atanması da Kürt sorunun bir parçasıdır. Kadına yönelik katliam, çevre sorunu, ekonomi sorunu da Kürt sorunun bir parçasıdır. Kürt sorunu psikolojik, ekonomi, kamusal olarak yani her şekilde etkilemektedir. Gelin sorunu demokratik müzakere ile konuşarak çözelim. Bunu böyle yapmazsanız Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi nice partiler gibi silinip gideceksiniz ve Van'da tabelanız kalmayacak" dedi. 
 
Bülbül'ün konuşması ardında oturma eylemine geçildi. Oturma eyleminde "Direne direne kazanacağız", "Van Ya Me Ye, Mardin Ya Me Ye, Amed Ya Me Ye" ve "Kayyum gidecek halk gelecek" sloganlarıyla beraber söylenen ezgiler eşliğinde eylem sonlandı.
 

Diyarbakır

Demokrasi Nöbeti’nde konuşan Eğitim Sen 1 Nolu Şube Eş başkanı Abbas Şahin, “Tünelin ucunda ışık görünüyor. Siz ne kadar da halkın gündeminden düşürmeye çalışsanız, yıkılışınızın günü gelmiştir artık" dedi. 
 
Nöbete HDP’li Milletvekilleri ve yurttaşların yanı sıra HDP, DBP DTK Antep il ve ilçe yöneticileri, Eğitim Sen Diyarbakır 1 ve 2 Nolu şube yöneticileri destek ziyaretinde bulundu. Nöbet yerine gelen Selçuk Mızraklı nöbettekiler tarafından alkışlarla karşılandıktan sonra yerini aldı.
 

"AKP-MHP" ittifakı kendini yargı yerine koyuyor"

Nöbette konuşan HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul ülkede her şeyin karanlık bir algı ile kurtarılmaya çalışıldığını ve yasa, kanun ve hukukun olmadığını belirterek sözlerine başladı. Gasp edilen halkın iradesini tekrar halka iade edene kadar mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Toğrul, “Hukuksuz bir şekilde her şey bir kaba gücün elinde, yargıyı da bir sopa olarak kullanarak tüm temel değerleri, insanlığa ait hukuku yok etmeye çalışıyor. Bakın iki gün önce eş başkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında bir dava açılmış ve bu dava neticesinde fezleke düzenlenmiş, tahliye kararı verilmişti. Ancak AKP- MHP ittifakı kendini yargının yetine koyarak ‘Biz onları serbest bırakamayız’  diyor. O zaman bizde onlara söylüyoruz, o zaman yargıya hakime savcıya ne ihtiyaç var? Adliye saraylarına ne ihtiyaç var? Her şey sen olduysan bunları kapat. Halkı da kandırmaya çalışma, ülkede hukuk varmış gibi de davranma” diye belirtti.
 

"Terörist görmek istiyorsan aynaya bak"

Toğrul konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunlar ‘terörist Meclis’e kadar sızmışlar’ diyor. Bunu neye dayanarak söylüyor. Fethullah Gülen çetesinin hazırladığı fezlekelere dayanarak diyor. Biz de buradan ona diyoruz ki sen terörist görmek istiyorsan dön aynaya bak. Kılavuzu Fethullah Gülen çetesi. Gülen’le mücadele ettiğini söylüyor. Sen onları kılavuz seçerek HDP üzerine, Kürtler üzerine savaş kan hukuksuzluk boca etmişsin. Birde kalkıp onlarla mücadele ediyorum, buna inanın diyorsun. Bu iradeyi sonuna kadar savunacağız, içerideki arkadaşlarımız Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Gülten Kışanak, Çağlar Demirel, Sabahat Tuncel ve ismini sayamadığım birçok arkadaşımız bizim gururumuzdur.  Onlar halkın iradesi, halk bu iradeye her gün sahip çıkıyor.”
 

"Türkiye halklarının özgürlük direnişidir"

Toğrul’dan sonra Eğitim Sen Diyarbakır 1 ve 2 Nolu şubeler adına Abbas Şahin konuştu.
 
Diyarbakır’da kayyuma karşı başlatılan direnişin Türkiye halklarının özgürlük direnişi olduğunu ifade eden Şahin, AKP’nin iktidara geldiği günden beri halkın ve devletin tüm kaynaklarını kullanarak kendisini geliştirmek noktasında bir politika sergilediğini belirtti. AKP’nin devletin tüm kaynaklarını kullanmasına rağmen 31 Mart seçimlerinde halkın iradesinin haramiler saltanatına karşı verdiği mücadele karşısında gerilediklerini belirten Şahin, “AKP’de bir çöküş süreci başladı. Bu çöküşü halkın gündeminden çıkarmak için bir kaos ortamı yaratılmaya çalışıldı. Amed, Van ve Mardin halkının iradesini gasp ederek kendisini meşrulaştırmaya çalıştı. Şu anda görüyoruz ki bu meşrulaştırma çabaları boşuna. Çünkü halk iradesi burada, direniş burada, sonucu da burada alacağız. Bizler özgürlüklerimizi her zaman sokakta kazandık, sokakta kazanmaya devam edeceğiz. Tarih bize şunu gösterdi. Haramiler her zaman tarihin çöp sepetine girmiştir. Amed haklıda kendi iradesini bu haramilere peşkeş çekmeyeceğini iyi biliyoruz” dedi.
 

"Yıkılışınızın günü geldi"

Hukukun rafa kaldırıldığı bir dönemden geçtiklerini dile getiren Şahin, “Şunu iyi biliyoruz, tünelin ucunda ışık görünüyor. Siz ne kadar da halkın gündeminden düşürmeye çalışsanız da, yıkılışınızın günü gelmiştir artık. Öyle bir yıkılacaksınız ki, bu halk size öyle bir tokat atacak ki, tarihin çöp sepetine gideceksiniz. Bu direniş burasıyla sınırlı kalmayacak tüm Türkiye halklarının özgürlük direnişi olacak” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
 
Nöbette son olarak konuşan HDP Antep İl Eş başkanı Müslüm Kılıç ise belediye eş başkanları hakkında kovuşturma ve soruşturma olmamasına rağmen hukuksuz bir şekilde görevlerinden alındıklarını, halkın bu hukuksuzluğu asla kabul etmeyeceğini dile getirdi.
 
Nöbet açıklamalardan sonra on dakika oturma eylemi ile devam etti.