Diyarbakır'da Mehmed Uzun'un adı verildiği parkın tabelasından kaldırıldı. Kürt yazar İrfan Babaoğlu konuyla ilgili, "Memed Uzun’un eserleri, Kürt halkının acısını, tarihini, kültürünü, sanatını ve Kürt halkının yaşamını anlattı. Bu nedenle Mehmed Uzun’un adını kaldırarak, Kürt halkının değerlerini ve kazanımlarını, iradesini yok etmek istiyorlar" dedi.
Yenişehir Belediyesi kayyımı, ölümünün 10’uncu yılında Mehmed Uzun’un isminin verildiği parkın tabelasını indirdi. Üzerinde Mehmed Uzun’un ismi, “Hilbe Agrî” marşının bir dörtlüğü ve Kürtçe harflerinin bulunduğu parkın içindeki kitap anıtı da kaldırıldı.
11 Ekim 2013’te Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) Yenişehir Belediyesi tarafından açılışı yapılan parkın tabelası indirildi. Edinilen bilgilere göre, parkın tabelasının indirilmesinden sonra Yenişehir Belediyesi kayyımı Serdar Kartal, gece parka gelerek çeşitli ölçümler yaparak parktan ayrıldı. Ölçümlerin ne amaçla yapıldığı öğrenilemezken, sökülen Mehmed Uzun tabelasının ne zaman takılacağı öğrenilemedi.
Duruma tepki gösteren Kürt yazarlardan İrfan Babaoğlu, “Son bir yıldır gerek belediyelere atanan kayyımlar tarafından, gerekse de mülki idari amirleri tarafından Kürt kültürel varlıklarına, sembollerine, dil ve edebiyatçı kişiliklere yönelik saldırı, yasaklama, yıkma, bozma, adlarını değiştirme gibi tahammülsüzlük içinde olduklarını okuyoruz” açıklamasını yaptı.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, durumu Kürt halkının kültür ve edebiyatına yönelik saldırı olarak değerlendiren Babaoğlu, şunları söyledi: “Bugün bu saldırı; Kürt dilini sürgünde, büyük acılar içinde modern bir kimliğe kavuşturan Mehmet Uzun’a kadar uzandığını görüyoruz. Bir halkın kültür ve edebiyatına saldırmak, ona yönelik en büyük hakaret ve saldırı olduğunun bilincindeyiz. Feqiyê Teyran Parkı’na, Mem û Zîn şaheserinin yaratıcısı Ehmedê Xanê’nin büstüne saldıranlar ve daha kamuoyuna yansımış ve yansımamış yüzlerce Kürt ve kadim Mezopotamya kültürel değerlerine saldıranlar, ne amaçla bu saldırılarını gerçekleştirdilerse, Mehmet Uzun’un adına saldırmaları da bu amaçtan farklı değildir. Üzgünüz.”
Yaşanan benzer gelişmelerden kaygı duyduklarını ifade eden Babaoğlu, tepkisini şöyle sürdürdü:
“Biliyoruz ki bu saldırılar; sadece bir isme, bir resme ve bir sembole dönük saldırılar değildir. Bizzat Kürt insanına, onun bilincine, güncel ve tarihsel hafızasına ve onun varlığına dönük saldırılardır. Kuşkusuz ki; bu saldırı ret ve inkar politikasının yeniden depreşen uygulamalarıdır. Ama boş, amacına ulaşması mümkün olmayan, bir güneş kadar gerçek olan Kürt edebiyatını yok etmeye gücü yetemeyen saldırılardır. Şunu net olarak söyleyebilirim ki, bu saldırılarla, özgürlük edebiyatını bir yaşam ve direnme desturu olarak belleyen, genci, yaşlısı, kadını, erkeğiyle Kürt halkını kimlik ve özgürlük talebinden vazgeçiremezler. İnsanlık tarihi gösteriyor ki, edebiyat ve sanatın gücü, her zaman egemenlerin kısa vadeli iktidar oyunlarına ve zalimliklerine karşı hep galip gelmiştir. Bu saldırıyı kınıyorum. Hükümet yetkililerini, halkların manevi, kültürel değerlerine yönelik saldırılara zemin sunan politikalarını gözden geçirmeye, bu politikaları terk etmeye, halklar, kültürler ve inançlar bahçesi bir ülke için politikalar üretemeye davet ediyorum.”
Kürt dili savunucusu Mehmet Esen ise, Mehmed Uzun’un Kürt halkının en önemli değerlerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Memed Uzun, Kürt halkının hayallerini eserleri ile yaşatıyor. Memed Uzun’un eserleri, Kürt halkının acısını, tarihini, kültürünü, sanatını ve Kürt halkının yaşamını anlattı. Bu nedenle Mehmed Uzun’un adını kaldırarak, Kürt halkının değerlerini ve kazanımlarını, iradesini yok etmek istiyorlar. Ancak Mehmed Uzun yaşamı ve eserleri ile Kürt halkının yüreğine adını yazdırdı” ifadesini kullandı.