Avrupa'ya Çernobil'den sonra ikinci büyük çevre felaketini siyanürlü altın arama macerası yaşatmıştı

Avrupa'ya Çernobil'den sonra ikinci büyük çevre felaketini siyanürlü altın arama macerası yaşatmıştı

Çanakkale'de Kaz Dağları yakınında bulunan Kirazlı Altın Madeni'nin yarattığı doğa katliamına tepkiler sürerken 2000'de Romanya'da meydana gelen ve 'Avrupa'nın Çernobil'den sonra yaşadığı en büyük çevre felaketi' olarak adlandırılan siyanür sızıntısı akıllara geldi.

Bölgede binlerce canlının yok olmasına sebep olan siyanür sızıntısı, Romanya'nın kuzeyinde bulunan Baia Mare madeninden Romanya ile Macaristan sınırındaki Someş Nehri'ne ulaşarak nehri 'ölü' hâle getirdi.

Peki altının ayrıştırılması için kullanılan siyanür nasıl Avrupa'nın en büyük çevre felaketlerinden birine neden oldu?

30 Ağustos 2000'de Baire Mare Aurul altın madeninde zehirli atık materyali barındıran baraj yıkıldı ve 100 bin metre küp siyanürlü atık su, Tizsa nehrine karıştı. Kazanın ardından insanlar ve tüm canlılar için çok az bir miktarın bile ölümcül olabildiği siyanür, su yoluyla Sırbıstan, Bulgaristan ve Romanya'ya ulaşan Danube nehrine kadar karıştı. 

İçme suyunda siyanür

Macaristan Çevre Bakanlığı o dönem yaptığı açıklamada, siyanür sızıntısının insan sağlığını tehdit ettiğini vurgularken Tizsa nehrinin kuzeyinde içme suyundaki siyanür seviyesinin limitin 100 katına ulaştığını açıkladı.
 
Siyanürle zehirlenen yalnızca insanlar değildi. Sızıntı, bölgedeki ekosistemi tümüyle etkiledi. 'Ölü nehir' adını alan Tizsa'da balıkların yüzde 80 ile 100 arası zehirlenerek öldü. Ayrıca bölgede yaşayan vahşi hayatın çoğu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. 
 
 
Geçimini nehirlerde balıkçılıkla sağlayan vatandaşlar, restoranlar ciddi anlamda ekonomik sıkıntı çekti.

Siyanür nasıl sızdı?

Siyanür sızıntısına sebep olan baraj 1998'de, Romanya hükümeti ve Avustralyalı bir şirket tarafından ortak olarak kurulmuştu. Olayın ardından barajın dayanıklılığı tartışılırken Romanya hükümeti barajda yaşanan patlamanın sebebini 'olağan dışı hava koşulları' olarak açıkladı.

Felaketten bir yıl önce Romanya Çevre Bakanlığı, Baia Mare'de yer alan maden işletmesinin eski çalışanları tarafından güvenlik endişesiyle uyarılmıştı. Eski çalışanlar, maden işletmesinin inşası sırasında ciddi eksiklikler olduğunu söylemişti. 

Hasarın boyutu 

Avrupa Çevre Birimi, kazayı 'bölge nehirlerinin başına gelebilecek en kötü senaryo' olarak tanımladı. Siyanürün doğaya, insan yaşamına verdiği zarar, olayın Çernobil'den sonra Avrupa'nın en büyük felaketi oldu. 

Kazanın ardından Greenpeace raporu 

Kazanın ardından bir rapor yayımlayan Greenpeace, Romanya'da bulunan Baia Mare Aurul altın madeninin başka bir felakete yol açılmaması için kapanması gerektiğini vurgularken, maden şirketinin tüm hasardan sorumlu tutulup maliyeti karşılaması gerektiğini açıkladı. Greenpeace, madencilik için uluslararası kuralların uygulanması gerektiğini söyledi ve kuralları hatırlattı:

  • Maden şirketleri, insanlar ve çevre için bütün risklere yönelik güvence vermeli.
  • Özel koruma bölgelerinde ve nüfusun yoğun olduğu yerlerde madencilik yasak olmalı.
  • Madencilik operasyonları için belli standartlar belirlenmeli.
  •