15 Temmuz'un merkezi olarak anılan Akıncı Üssü'nün bulunduğu, darbe girişiminin ardından 'Kahraman' unvanı verilen Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, TBMM’de 15 Temmuz darbe girişimini aydınlatmak için kurulan komisyona bilgi verdi.
Kazan'da 9 kişinin hayatını kaybettiğini, 92 kişinin de yaralandığını söyleyen Ertürk, o gece neler yaşandığına dair tüm detayları anlatırken, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a "Sizi kanaat önderimizle konuşturalım" dediği öne sürülen Kazan Garnizon Komutanı Hakan Evrim'le arasında geçen diyaloğu da aktardı. Evrim'le ikili ilişkilerinin iyi olduğunu ve darbeye katılmasının kendisinde büyük bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı yarattığını belirten Ertürk, Evrim'e “10 bin kişiyle geliyorum, hadi sık" mesajı gönderdiğini söyledi. Ertürk, zaman zaman cuma namazlarında karşılaştığı Evrim'in, "askerî üs içerisinde bir mescit yapılmasını" istediğini ifade etti.
Ertürk, 'FETÖ'nün Genelkurmay İmamı' olduğu öne sürülen ilahiyatçı Prof. Adil Öksüz'ün arada sırada Kazan'da Fetullah Gülen'in eski bir arkadaşının evinde kaldığının belirlendiğini söyledi. Ertürk, komisyonda vekillerin, söz konusu evde yaşayanlar hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığını sorması üzerine "İçeri alınmadılar çünkü hakikaten çok yaşlılar, ayakta duracak hâlleri yok. Konuşmakta zorlanan insanlara belki hani bağımsız yargı mensupları alma gereğini duymamışlar" yanıtını verdi. Adil Öksüz, darbe girişiminden bir gün sonra Akıncı Üssü'nde gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılarak kayıplara karışmıştı.
"Cemaatin yapılanma konusunda Kazan’a önem verdiklerini hep hissettiğini" söyleyen Ertürk, "Yüzde 90 tüm hâkim ve savcılarım ihraç edilmiş veya tutuklu olur mu? Jandarma komut anından, emniyet müdürüne, hâkimi, savcısı, kaymakamı tesadüf olamaz bunlar" diye konuştu.
Ertürk, 15 Temmuz gecesi tüm illerde yayılan camilerde sela okunmasına ilişkin olarak, "İlk selaları Kazan’da biz verdirdik" dedi. Ertürk, sela okunmasının perde arkasında yaşananları şöyle anlattı:
"İlk selayı bizim vermemizin sebebi bir tane imam amcamız dedi ki: 'Bir sela verdir' Ben dedim ki: “Sela niye verelim, ne gereği var? Şimdi selanın sırası mı?” Açıkçası bilmediğim için söylüyorum. Dedi ki, işte sebep bu: “Devletin zor durumda kaldığı zamanlarda verilir ve çok etkisi olur.” İlk selaların ve selanın arkasından “Vatanını milletini seven herkesin bir metin yazmak suretiyle Kazan Belediyesi önüne gelmesi…” diyerek davetlerimiz bizim on-on buçuk, on bir civarlarında hızlanan davetler. Oraya gelmekle beraber de Kazan Belediyesinin tüm iş makinelerini oraya seferber ettik ve bir barikat kurduk ama çevre köylerden insanların traktörleriyle, araçlarıyla da gelmesiyle daha sonra o anki aklımızla dedik ki: 'Elektrikler kesilsin mi, nasıl olur?' BEDAŞ İşletme Müdürü Serhat Gökçek’in bize çok yardımı oldu ve bizim Kazan Belediyesi Elektrik Şefi Durmuş Yüksel kardeşimizle beraber iki farklı yerdeki elektriklerin kesilmesi söz konusu oldu ve çok kısa süre içerisinde, yarım saat içerisinde elektrikleri kestiler"
Ertürk, 1 Kasım seçiminde askeri lojmanlardan çıkan oy oranlarında CHP'nin birinci, AKP'nin ise sonuncu sırada yer aldığını söyledi. İkinci sırada MHP'nin yer aldığını belirten Ertürk, 30 Mart yerel seçiminde belediye başkanlığını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldığını anlattı.
Ertürk'ün aktardığına göre, darbe girişiminden 1 ay sonra firari cuntacılardan bazılarının, cuma namazı vaktinde Fethiye Mahallesi'ne geliyor. Bir kapıyı çalan cuntacılar yaşlı bir teyzeden yiyecek ve giyecek istiyor. O da “Yavrum, amcanız cumada, cumadan gelsin ben size yemek yapayım” cevabını veriyor. Bunun üzerine cuntacılar "Vaktimiz yok" diyerek ayrılıyor. Ertürk, daha önce kamuoyuna yansıyan ilçede 200 bin dolar bulunmasına ilişkin olayın detaylarını da şu sözlerle anlattı:
"Yine aynı mahallede (Fethiye) yaşayan bir çoban öğle vakti bir ağacın dibinde uyuyor, Uyandığında yanında içinde 200 bin dolar olan bir poşet buluyor ve direkt jandarmaya teslim ediyor."
15 Aralık 2016 tarihli komisyon tutanaklarının tam metni için tıklayın