-KAZIYA KATILAN ÖĞRETİM ÜYELERİ DİNLENİLDİ İSTANBUL (A.A) - 11.04.2011 - ''Kafes eylem planı'' ve ''Amirallere suikast'' iddialarına ilişkin davalarla birleştirilen davanın 12. duruşmasında, Poyrazköy'deki kazı çalışmalarına katılan ve yer radarı aletiyle arazi taraması yapan İstanbul Teknik Üniversitesinden (İTÜ) 3 öğretim üyesi tanık olarak dinlenildi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat, Binbaşı Eren Günay, teğmenler Faruk Akın, Sinan Efe Noyan ve emekli SAT Komando Ergin Geldikaya katıldı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen ''Balyoz Planı'' davasında tutuklu bulunan ve aralarında Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç, Tuğamiral Mehmet Fatih Ilgar ve emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü'nün olduğu 9 sanığın katıldığı duruşmada, 13 tutuksuz sanık ile ''müdahil'' Agos Gazetesi'ni temsilen avukatlar da hazır bulundu. Duruşmada, Poyrazköy'de yapılan ve dava konusu mühimmatın çıkarıldığı kazılarda görev yapan İTÜ öğretim üyesi 3 akademisyen tanık olarak dinlenildi. İlk dinlenilen tanık Prof. Dr. Can Genç, rektörlüğün telefonla kendilerine bir görev ilettiğini, bunun üzerine oluşturulan 3 kişilik ekiple gizli bir şekilde bir yere gittiklerini ve orada yer radarı cihazıyla çalışma yaptıklarını belirterek, çalıştıkları cihazın antenlerinin yer altında, sığ kesimde bir şeyler olup olmadığının tespitini yaptığını ve belli güzergahlarda yürünerek alınan bazı sinyalleri kaydettiğini söyledi. Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu'nun, ''Orada neler tespit ettiniz?'' sorusu üzerine Genç, ''İlk gittiğimiz yerde, bir şey çıkabilir diye yol boyunda 50 metrelik alanı taradık. Orada tuğla çıktı. Değişik yerlerde de benzer şeyler çıktı. Polisler de o sırada, bir mevki bulmuşlardı ve yanlarında köpekler vardı. Bizim çalışmamız sürerken polis ekibi, mühimmat buldu'' dedi. Genç, sorular üzerine, arama bölgesine polisle birlikte gittiklerini, polislerin kendilerine kabaca bir alanı gösterdiklerini ve orayı taradıklarını, taramayı kendi başlarına yapmadıklarını anlattı. Prof. Dr. Okan Tüysüz de, kendilerine nerede arama yapılacağı yönünde bilgi verilmediğini, askeri birliğin içine girdiklerini, vardıktan sonra kendilerine bomba aranacağı yönünde bilgi verildiğini, orada ilk aramada tuğla bulduklarını söyledi. Polis ekiplerinin de, kendilerinden farklı bir noktada arama yaptığını belirten Tüysüz, ''Daha sonra patikanın dereye yakın kısmında polis dedektörlerinin sinyal aldığı bilgisi geldi. Alana giderek biz de yer tarama cihazlarıyla incelemelerde bulunduk. Bizim cihazımızda sinyal algıladı. Arama yapıldı ve mühimmat bulundu'' şeklinde konuştu. Tanık Tüysüz, avukat Celal Ülgen'in, ''Sizin cihazınızın sinyaliyle bulunmuş bir mühimmat var mı?'' diye sorması üzerine, ''Birinci gün dedektörlerle bulundu. Daha sonra bulunduğumuz yolda arama yaptık. İkinci gün polislerin elinde dedektör var mıydı yok muydu hatırlamıyorum. Yolun sağındaki taramada, ikinci anormalliği biz bulduk. Oradan da sinyal geldi. Orada plastikler içinde bir şeyler çıkmış'' dedi. Tanık Tüysüz ile daha önce dinlenilen tanık Can Genç'in anlatımları arasında çelişki olduğunu öne süren sanık avukatlarının itirazı üzerine yeniden huzura alınan tanık Genç, tuğla buldukları kazıdan sonra tarama yapmadıklarını hatırladığını söyledi. Duruşmada daha sonra Yrd. Doç. Dr. Caner İmren dinlendi. İmren, ''Söz konusu alana yer radarı cihazıyla gidildi. 2 gün tarama çalışması yapıldı. İlk gün kapsamlı bir alan söylendi bize. Dar patikalı yol üstünde önce keşif yaptık ve burada bir iz tespit ettik. Burada bir tuğla çıktı. O esnada başka ekipler dedektörlerle arama yapıyordu. Bize orada mühimmat bulunduğuna dair bilgi gelmesi üzerine o alana gittik. O bölgede tekrar arama yaptık. Mühimmatı tespit ettik'' diye konuştu. Tanıkların dinlenmesinin ardından duruşmaya ara verildi. -İDDİANAMELERDEN- Birleşen davaların iddianamelerinde, Poyrazköy Keçilik mevkisinde 21 Nisan 2009'da başlatılan ve 28 Nisan 2009'a kadar devam eden kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin olarak, emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat ve Binbaşı Eren Günay ile Yarbay Mustafa Turhan Ecevit'in ''cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'', ''cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile ''Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma'', ''patlayıcı madde bulundurma'', ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etme'' suçlarından 29,5 ile 57'şer yıl arasında hapis cezalarına çarptırılması isteniyor. Ergin Geldikaya'nın da ''Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma'', ''patlayıcı madde bulundurma'' ve ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet'' suçlarından 17,5 ile 39 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, Tuğamiral Levent Görgeç ile Ali Türkşen, Halil Cura, Ferudun Arslan, Sadettin Doğan, İbrahim Koray Özyurt, Muharrem Nuri Alacalı, Şafak Yürekli, Dora Sungunay, Tayfun Duman ve Mert Yanık'ın da ''Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma'' suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. ''Amirallere suikast'' iddiasına ilişkin Burçin Öztürk'ün ''müşteki'' olarak yer aldığı iddianamede, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan'ın ''silahlı terör örgütüne üye olma'', ''kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucu madde bulundurma'' ve ''aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme'' suçlarından 13 ile 34'er yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor. Faruk Akın'ın ''silahlı terör örgütüne üye olma'', ''örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurma'', ''aynı suç işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme'' suçlarından 13 yıl 8 ay ile 33 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Sinan Efe Noyan, Barbaros Mercan ve Yiğithan Göksu'ya ''silahlı terör örgütüne üye olma'' ve ''örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurma'' suçlarından 13 ile 29 yıl arasında hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Ülkü Öztürk ve Sezgin Demirel ile Koray Kemiksiz'in ''silahlı terör örgütüne üye olma'' ve ''aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme'' suçlarından 8 ile 19'ar yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, Ali Seyhur Güçlü, Halit Mehmet Ergül, Fatih Göktaş, Burak Amaç, Burak Özkan, Oğuz Dağnık ve Mehmet Orhan Yücel'in ''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Levent Çakın'ın da ''uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etme, ticaretini yapma veya sağlama'', ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu kapsamında mermi bulundurma'' suçlarından 5 ile 15,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, Koramiral Kadir Sağdıç ve Tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar'ın ''Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak 'kafes eylem planı'nı hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmede 'danışma kurulu' adı altında emir ve komuta yetkisini haiz örgüt mensubu oldukları'' belirtilen iddianamede, Mücahit Erakyol, Deniz Erki, Tanju Veli Aydın, Emre Sezenler, Hüseyin Doğancı, İsmail Bak, Metin Samancı, Levent Gülmen, Aydın Ayhan Saraçoğlu, Bülent Aydın, Bora Coşkun, Süleyman Erharat, Murat Aslan, Emre Tepeli, İbrahim Öztürk, Halil Özsaraç, Gürol Yurdunal, Ümit Özbek, Bülent Karaoğlu, Daylan Muslu, Hüseyin Erol, Mehmet İnce, Alpay Belleyici, İsmail Zühtü Tümer, Levent Olcaner, Özgür Erken, Metin Fidan, Türker Doğanca, Mesut Adanur ve Metin Keskin'in eylemlerinin de ''Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak kafes operasyonu eylem planını hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmenin üyesi olma'' suçunu oluşturduğu kaydediliyor. Tüm sanıkların, TCK'nın 314. maddesinin 2. fıkrası ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.