KCK Yürütme Konseyi üyesi Murat Karayılan, "Eğer Tayyip Erdoğan ve AKP bu katliamcı, ırkçı tavrından geri adım atarsa, Newroz yeni bir atılım ve çözümün gelişmesine vesile olabilir" dedi. "Dolmabahçe anlaşması çerçevesinde müzakerelerin başlamasına, hareket olarak hazır olduğumuzu belirtiyoruz" diyen Karayılan, "En güçlü dönemimizi yaşıyoruz. İrademizi ortaya koyarsak, düşman geri adım atacaktır. O zaman çözüm ve barış gerçekleşir" ifadesini kullandı.
Murat Karayılan’ın Stêrk TV’ye yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:
"Başta Önder Apo'nun, Kürt halkının, Newroz’a inanan tüm bölge halklarının ve tüm arkadaşlarımızın Newrozu’nu kutluyorum. Özellikle şehit annelerine, şehit ailelerine kutluyorum. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan'ın şahsında Cizre, Sur, İdil ve tüm Kürdistan devrim şehitlerini saygıyla anıyorum. Bu kutsal gün vesilesiyle kendilerine verdiğimiz sözü tekrarlıyoruz. Anılarını, Newroz ateşi ile özgür Kürdistan’da yaşatacağız.
Newroz birlik, mücadele ve özgürlük günüdür. Barış özgürlük ile mümkündür. Dolayısıyla Newroz'un barışı hedeflediğini söyleyebiliriz. Mücadelemiz ile daha çok anlam kazanan Newroz, bizler için her zaman yeni başlangıçlar, yeni atılımlarının başlangıcı olmuştur. Bu temelde güncellenen Newroz, Kürdistan’da bir halkın ve ulusun bayramı olarak meşrulaştı. AKP devleti her gün bir kentte Newroz kutlamasını yasaklıyor. Diz çöktürme planı çerçevesinde kutlamalar yasaklanıyor. Zaten bu temelde Kürtleri baskı altına alıp, haklarını elinden almayı planlıyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Halkımız Newroz’u kutlamalıdır. Yasaklanan yerlerde Newroz kitlesel kutlanmalıdır. Yasaklanan yerlerde de kutlama yapılacaktır. Çünkü bu bizim geleneğimizdir. Halkımız devletin yaklaşımını değil, kendi tutumunu esas almalı, Newrozu’nu kitlesel ve coşku ile kutlamalıdır. Zaten tarihin her döneminde, yasaklamalara rağmen halkımız Newroz’da alanlara inip bayramını kutlamıştır. Bu meşrudur. Nasıl ki eskiden yasaklara rağmen kutlamalar gerçekleşti, şimdi de kutlamalar olacaktır.
2016 Newrozu’nu tarihi bir süreçte karşılıyoruz. Şuan savaş durumu yaşanıyor. Kuzey Kürdistan’ın her tarafı savaş alanı. Gever, Şırnak, Nusaybin ve Amed başta olmak üzere, her tarafta savaş yaşanıyor. Tank, top ve her türlü ağır silahın kullanıldığı savaş durumu var. Böylesi bir dönemde karşıladığımız Newroz'un yeni bir başlangıç olabileceğini belirtiyoruz. Nasıl ki Önderliğimiz 2013'te adım attı, 2016 Newroz’u da buna adaydır. Eğer Tayyip Erdoğan ve AKP bu katliamcı, ırkçı tavrından geri adım atarsa, Newroz yeni bir atılım ve çözümün gelişmesine vesile olabilir. Bu temelde beklenti içinde olanlara; Önder Apo'nun özgürlük koşulların sağlanması ve izleme heyeti gözetimi altında Dolmabahçe anlaşması çerçevesinde müzakerelerin başlamasına, hareket olarak hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Yaşanan pratik, Önder Apo özgürleşmeden sürecin ilerleyemeyeceğini bizlere açıkça gösterdi.
Tarih hiçbir döneminde bu kadar imkan elimize geçmemiştir. Halkımız ve dostlarımız bu gerçeği bilmeleri gerekiyor. Her türlü örgütsel, siyasi ve toplumsal imkanlarımız ile her dönemden daha da güçlüyüz. Erdoğan'dan öncekiler bize diz çöktüremedi, kendisi nasıl diz çöktürecek? Kendisinin de bu gerçekliğin farkında olduğu görülüyor.
Bazıları PKK’nin şehir savaşına başladığını söylüyor. Hayır PKK şehir savaşına henüz başlamış değil. Gençlere, halka yönelen AKP'ye karşı, halk polislerin mahallelerine girmesini engellemek için masumane bir şekilde hendek kazdı ve panzerlerin geçmesini önledi. Gençler daha sonra molotoflar ile hendekleri korumaya başladı, zamanla avcı silahı ve sonra da küçük silahlarla hendeklerin başında durdular. Ancak bunlar ne yaptı; tank, top ile saldırdılar. Şehirleri yıktılar. Orada PKK yok. Cizre şehitlerine bakın; onlardan kaç tanesi PKK kadrosu? Hepsi bizim şehitlerimiz, hepsi doğal PKK'li, ancak halktır, sivillerdir. Taybet Ana 8 çocuk annesidir. Miray bebek daha 4 aylık.
Bu savaş Kürt halkı ile AKP devleti arasında yaşanıyor. Kimse bu gerçekliği saklayamaz. Biz halkımıza sahip çıkıyoruz. Gençlerimize sahip çıkıyoruz. Kürt halkının iradesine sahip çıkıyoruz. Kürt halkına karşı yapılan her türlü zulme karşı çıkıyoruz. Kuşkusuz PKK sahip çıkacaktır, ancak orada PKK kadrosu yoktur. Her şeyden önce kış mevsimiydi. PKK dağda eğitim dönemindeydi. Savaş halk ile devlet arasında yürütülen savaştır. Bu savaş Kürdistan’ın özgürlüğü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi yapılıyor. Bu bir insanlık savaşıdır. AKP'nin çirkin yüzüne, AKP faşizmine ve AKP soykırımcı zihniyetine karşı Cizre'de, Sur'da, İdil'de dile gelen, insanlığın iradesidir. Bu günümüzde Şırnak, Nusaybin, Gever ve Amed'te devam ediyor.
Bakınız, Kürt halkının kerameti ile oynanıyor. Kürt kadının ölü bedenini soyup teşhir ediyorlar. Kürt halkının namusu ile oynanıyor. Sağ yakaladıkları Kürt gençlerini soyup kamaraya çekiyorlar ve televizyon ile sosyal medyada yayınlıyorlar. Kürt analarını öldürüp günlerce sokak ortasında bekletiyorlar. Bunu kim kabul edebilir? Hangi vicdan, hangi iman, hangi mezhep bunu kabullenebilir? Bu vahşettir. Basın yoluyla bunu yansıtıyorlar. Ancak bu vahşeti engelleyeceğiz. Bu vahşeti gerçekleştirenlerin ömrü kısadır. Bunlar yenilecektir.
‘Gever’de 1800 PKK’li var’ diyorlar. Saldırılara zemin hazırlamak için abartıyorlar. Gever’de saldırılar 4 gündür şiddetlendi. Orada PKK yok. Eğer halkın hepsi PKK’li ise evet orada PKK var. Bunlar halka saldırıyor. ‘PKK’lilerin Güney’e geçmesi için koridor talebi var’ diyorlar. Böyle bir şey yok. Orada PKK kadroları yok. Biraz önce de belirttiğim gibi PKK henüz şehir savaşına girmiş değildir.
2016 yılı sıradan bir yıl olmayacaktır. Kürt halkının, Kürt kadın ve gençliğin bu yıl hatta bu ay içerisinde sergileyeceği tavır Kürt halkı ve Türkiye'nin geleceğini belirleyecek düzeydedir. Kürt halkı 'Özgür Önderlik, Özgür Kürdistan, Demokratik Türkiye' sloganı ile Newroz’u karşılıyor. Bu çok anlamlıdır. Barış ve birlikten yana olan herkesin buna değer biçmesi gerekiyor. Bizler Türkiye'de değişim dönüşüme yol açmak istiyoruz. Kürt halkı artık haklarına kavuşuyor. Kürt düşmanlığında ısrar edilirse, Kürtler ayrılacaktır. Newroz’a kadar da Kürtlerin sloganı birliktir. Bunun değerinin bilmezler ise, kuşkusuz Türkiye parçalanacaktır. Bu onların tutumuna bağlıdır. Türkiye yetkilileri Erdoğan ile bütünleşmemeli. Sadece kendi iktidarını düşündüğü için böyle davranıyor. Yaptıkları ile uçurumu derinleştiriyor. Herkesin bunu bilmesi gerekiyor.
Ankara’da yapılan TAK eylemi ile bizim hiçbir ilişkimiz yok. Biz hiçbir zaman sivilleri hedeflemiyoruz. Biz askeri noktaları hedefliyoruz. Herkes şunu düşünmeli; 24 yaşındaki Üniversite öğrencisi Seher Çağla Demir neden bu eylemi yaptı? Kürtlerin iradesine yönelik saldırılara bir tepki olarak anlamak lazım.
Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Önderliğimiz bugün 11 aydır tecritte tutuluyor. 3 aydır hiçbir şekilde Önderliğimizden haber alamıyoruz. Ancak Önderlik geri adım atmadı ve direniyor. Kürt halkının hakları için direniyor. Önderlik, Kürt halkının hakları için ömrünü verdi. Hepimizi böyleyiz. Cizre direnişçileri kendilerini kurtarmak ya da teslim olmak mı istediler? Sur, en son İdil direnişçileri, bu halkın geleceği için kendilerini feda etmediler mi? Halkımız bu kahraman genç ve kadınlarını yalnız bırakmamalıdır. Vicdan sahibi herkes onların etrafında buluşmalı ve mücadeleye katılmalıdır. Birlik olduğumuz anda, kazanacağımızı bilmemiz gerekiyor. Önder Apo çizgisinde mücadelemiz başarı düzeyini yakaladı. Bu düzeyde el ele verirsek, birlik olursak, başarı uzak değildir. Tarihin hiçbir döneminde, geleceğimiz bu düzeyde elimize geçmemişti. Kürt halkı olarak geleceğimizi belirleyecek durumdayız. Sorumlu davrandığımız takdirde, başaracağız. Düşman yansıtıldığı gibi güçlü değildir, kendisini güçlü gösteriyor. Kürtler olarak irademizi ortaya koyarsak, düşman geri adım atacaktır. O zaman çözüm ve barış gerçekleşir."