Özgür Gündem gazetesinde “Hüseyin Ali” mahlasıyla yazan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Gülen cemaati yayınlarını da kapsayan 14 Aralık operasyonuna ilişkin olarak, "Biz “Oh olsun” demiyoruz. AKP’nin uygulamalarının faşist karakterde olduğunu söylüyoruz. Çünkü sadece Fethullahçılar tutuklanmıyor; her gün onlarca HDP’li de gözaltına alınıyor" dedi. "AKP iktidarı dönemindeki kadar gözaltı, tutuklama ve öldürme yaşanmamıştır" diyen Karasu, "1970’li yılarda siyasi cinayetler vardı; ama bu kadar haksızlık ve devlet güçleri tarafından öldürme, asma ve kesme yoktu" ifadelerini kullandı.,
Karasu’nun Özgür Gündem’de “Hüseyin Ali” mahlasıyla yayımlanan (17 Aralık 2014) "Dönüm noktası olmalı" başlıklı yazısı şöyle:
Fethullahçılara yönelik yeni bir operasyon yapıldı. Bir zamanlar ‘kaçıncı KCK operasyonu’ denilirdi. Şimdi de Fethullahçılara yönelik operasyonlar üst üste geliyor. “Şu Allah’ın işine bak” derler. Daha önce KCK operasyonlarını hararetle savunanlar, bu operasyonların esas savcısı ve polisi olanlar şimdi cıyak cıyak bağırıyorlar. Haksızlık yapıldığını söylüyorlar, “Özgür basın susturulamaz” diyorlar. AKP’nin faşist karakterde olduğu nettir. Ancak AKP’nin bu karakteri kazanmasında en büyük desteği Fethullahçılar vermiştir. Hatta her gün Hükümete daha fazla baskı yap, daha fazla tutuklama yap diyenler bugün AKP uygulamaları karşısında feryadı koparanlardır. Dün Fethullahçılara bir gün adalet ve basın özgürlüğü size de lazım olur denildiğinde “Kürtlere adalet yok”, “Kürt basınına özgürlük yok” diyorlardı. On binlerce KCK’li tutuklanırken, onlarca gazeteci ve avukat tutuklanırken, Zaman gazetesi, Samanyolu ve Bugün TV nasıl yayın yapıyordu? Bunlar bugün ortaya konulursa sıradan bir insan bunlar için “Oh olsun” der. Biz “Oh olsun” demiyoruz. AKP’nin uygulamalarının faşist karakterde olduğunu söylüyoruz. Çünkü sadece Fethullahçılar tutuklanmıyor; her gün onlarca HDP’li de gözaltına alınıyor.
Bu operasyonlardan çok, bu operasyonlara uğrayanlar dün ne diyordu, neyi savunuyordu, AKP ile ne işler tutuyorlardı bunu ortaya koymak daha çok önemlidir. Türkiye’deki zihniyeti, siyasi ahlaksızlığı ortaya çıkarmak çok önemlidir. Çünkü tutarlı siyaset, demokratik siyaset ancak böyle sağlanır. İlkeli, tutarlı demokratlık yaratılmadan bu tür operasyonlar bitmez. Bugün haksız, temelsiz ya siyasi amaçlı olarak birilerine yönelik olarak yapılan operasyon, bugün Fethullahçılara olduğu gibi yarın AKP’lilere ya da başkalarına yapılır. Bu açıdan Türkiye’deki siyasi ahlaksızlığın, ikiyüzlülüğün, çifte standartlığın ortaya konulması ve mahkum edilmesi gerekir. Dünden bugüne bu tür ikiyüzlülük, siyasi ahlaksızlık nasıl pratikleşmiş, bunları ortaya koymak ve bilince çıkartmak bu operasyonlardan daha önemlidir. Çünkü bu gerçeklik bilince çıkarılmadan bugün yakınılan bu tür operasyonlarla daha çok karşılaşırız. Yine bu tür oportünist tutumlar, kendine demokrat, kendine Müslüman tutumlar ortadan kaldırılmadan Türkiye ne demokratikleşir, ne de özgürleşir. Diğer önemli bir durum ise AKP’nin teşhiridir. AKP on yıldan fazladır her türlü zulmü ve baskıyı Fethullahçılarla birlikte yapmıştır. AKP’nin en iyi arkadaşı, en iyi dostu ve en iyi müttefiki Fethullahçılardı. Türkiye’deki zulüm düzenini bunlarla birlikte kurdular. Özellikle Kürt halkına karşı özel ve kirli savaşı Fethullahçılarla birlikte yapmışlardı. Fethullahçılar için söylenenin yüz katı AKP Hükümeti için geçerlidir. Derler ya “söyle arkadaşını, söyleyeyim kim olduğunu”. On yıldan fazladır AKP’nin en iyi yol arkadaşı Fethullahçılardı. Birbirlerini nasıl can siperane savunuyorlardı. AKP’liler Fethullahçıların ne yaptığını da çok iyi biliyorlardı. Daha doğrusu Fethullahçıların yaptıklarının hepsinin arkasında AKP iktidarı ve iradesi vardı. Dolayısıyla AKP’nin bu operasyonlar için söylediklerinin hepsi hikayedir. Tek amaç vardır, o da iktidardır. Şu anda da demokratik zihniyete sahip olmayanların, demokrasi ile iktidarını sürdürmeyenlerin her zaman uyguladığı yöntemlerle karşılaşıyoruz. Fethullahçıların çok kirli olması, faşist karakterde olması, kendine göre yeşil bir Ergenekon kurmak istemesi bu gerçeği değiştirmez. Çünkü demokratik olunmadan, demokratikleşme yaşanmadan Fethullahçıların ya da benzer zihniyetlerin önü alınamaz. Sadece ve sadece demokratik zihniyet her türlü baskıcı, komutacı, darbeci, derin devletçi zihniyet ve yapılanmaları yok eder. AKP’nin yöntemleriyse, sadece ve sadece Kürt Halk Önderinin dediği gibi darbe dinamiğini güçlendirir ve harekete geçirir. Eskiden AKP’nin kılavuz kargaları daha çok Fethullahçılardı. Şimdi kimdir bilemiyoruz. Ancak yeni kılavuzların eskisinden farklı olmadığı anlaşılıyor. Şunu söylemeliyiz ki, 12 Eylül darbesi sonrası ve 1990’lı yılardaki siyasi tarzı ve baskıcı dönemleri bir tarafa bırakırsak AKP Hükümeti kadar faşist karakterde olan başka bir iktidar görülmemiştir. AKP iktidarı dönemindeki kadar gözaltı, tutuklama ve öldürme yaşanmamıştır. 1970’li yılarda siyasi cinayetler vardı; ama bu kadar haksızlık ve devlet güçleri tarafından öldürme, asma ve kesme yoktu. O dönemdeki çok keskin siyasi bölünmeler döneminde bile hukuk bu kadar çiftestandartlı uygulanmıyordu. Bu operasyonlar vesilesiyle Fethullahçıların dün de bugün de politikaları, zihniyeti ve AKP’yle yaptığı işler iyi teşhir edilirken, AKP’nin de tüm iktidarı döneminde zulüm, baskı ve kurumsal faşizm olduğu ortaya konulmalıdır. Bu iki teşhir yan yana yapılmadan doğru bir zihniyet ve siyasi anlayış oturtulamaz. Sadece bir tarafın tutumunu ortaya koymak demokrasi ve Özgürlük Mücadelesi’ne katkı sunmaz. Bu operasyonları vesilesiyle siyasi ahlaksızlık, ikiyüzlülük, çifte standart yerle bir edilerek Türkiye’de siyasi zihniyette yeni bir dönem başlatılırsa o zaman her türlü hukuk dışı siyasi operasyonların önü alınır, her türlü mücadele demokratik siyasal ortamda sürer.