Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 'Kedi Korkusu' başlıklı yazısında Başbakan Erdoğan'a yapılan kedi benzetmesinden yola çıkarak, Erdoğan'ın ekonomik kriz söz konusu olduğunda adeta kükreyerek 'krizi körüklemeyin' şeklinde yaptığı çıkışı eleştiriyor.***Kedi KorkusuBaşbakan Erdoğan dün yine tanıdığımız o yüksek sesiyle birilerine yükleniyordu: "Bu ülkede ekonomik krizi körükleyenler var." Yani, hiç de öyle Hülya Avşar’ın benzetmesiyle "kedi" gibi bir hali yoktu. Başbakan resmen kükrüyordu. Yazımın asıl konusu farklı, ama burada, içimdeki muzip gazeteciyi tahrik eden küçük bir ayrıntıyı da yazmadan geçemeyeceğim. Dün saat 14.06’da, Anadolu Ajansı’ndan bir haber geçildi. Başlığı şöyleydi: "Hülya Avşar’ın Başbakan Erdoğan ile ilgili sözleri." Alt başlık da şöyle: "Bütün söylediklerim aslında Başbakanımızın güçlü duruşunu anlatıyor." Hülya Avşar’ın "kedi" benzetmesi konusunda yaptığı açıklamayı bugün Hürriyet’te okuyacaksınız. Konu geçen pazar günü Vatan Gazetesi’nde Sanem Altan’ın Hülya Avşar’la yaptığı mülakatla ilgiliydi. Mülakat pazar günü yayınlanmış ve kimsenin sesi çıkmamıştı. Ancak dün Hürriyet bunu alıp "kedi" benzetmesini başlığa çıkarınca, galiba işin boyutu biraz değişti. Anadolu Ajansı’ndaki haberi görünce, içimden "Hülya neden böyle bir açıklama yaptı" sorusu geçti. Bizim Magazin Servisi’ne sordum. Avşar’dan kendilerine böyle bir açıklama gelmemişti. O zaman A.A bu açıklamayı nereden geçmişti? Magazin haberlerine pek ilgisi olmayan ajansın, bu merakı neden depreşmişti? * * * Biraz daha araştırınca gördüm ki, Hülya Avşar’ı A.A’nın muhabiri aramış. Peki hangi muhabiri? Magazin konularındaki uzman muhabiri mi? Hayır, "Başbakanlık muhabiri". Aynı saatlerde AKP’li milletvekillerinden, "Biz Başbakanımızı aslan gibi görüyoruz" açıklamaları da gelince, jeton düştü. "Acaba A.A muhabirinden Hülya Avşar’ı aramasını Başbakanlık istemiş olabilir mi?" Sakın hemen üzerine atlamayın. Sadece soruyorum. Onu da içimdeki muzip soruyor, ben değil. Karikatürlere gösterdiği tepkilerden Başbakan’ın "kedi" benzetmesinden pek hoşlanmadığını biliyoruz. Neyse, asıl meselem bu değil, Başbakan’ın aslan gibi kükremesiydi: Merak ettim, "Türkiye’de ekonomik krizi körükleyen" kim var? * * * Ekonomi Bölümümüzün başı Vahap Munyar, Türkiye’de ekonominin dengelerini en iyi bilen insanlardan biridir. Ben, ekonomik krizi körükleyecek yayın yapmak istesem, ne yapar yapar beni engeller ve çoğu kez son sözü de o söyler. Onun sağduyusuna güvenim her zaman tamdır. Dün Vahap’a sordum. "Başbakan kime kızıyor? Bize mi?" Hürriyet son 20 yılda ekonomik krizleri körükleyecek hiçbir davranış içinde olmadı. Hatta tam aksine, durumun vahametini yeterince vurgulamıyoruz diye eleştiriler alıyoruz. Vahap, "Herhalde TÜSİAD’ın yaptığı uyarıları kastediyor" dedi. TÜSİAD’ın yaptığı uyarılara baktım. Öyle krizi körükleyecek bir cümleye veya o anlama gelecek bir ifadeye rastlamadım. Hepsi son derece samimi görüş açıklamalarıydı. Ayrıca TÜSİAD’ın, "ekonomik krizi körüklemesi" için kafayı yemiş olması lazım. TÜSİAD’a üye şirketlerin hepsinin bu krizden dolayı büyük riskleri var. Sonunda şöyle bir görüşe geldim: Acaba Başbakan "gölge savaşı mı yapıyor?" Yani siyasi amaçla kullanıyor. O zaman da kendisine sorarlar: Olayı asıl böyle siyasi amaçla kullanmak, krizi körüklemek anlamına gelmez mi? Ve son nokta. Evet, krizi körüklemek ülkeye ihanettir. Ama krizi "hamdolsun"la küçümsemek de daha az ihanet değildir.