CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni anayasa görüşmelerini yürüten komisyonun adının Anayasa Uzlaşma Komisyonu olmasına karşı olduklarını söyleyerek, "'Türkiye'yi Darbe Hukukundan Arındırma Komisyonu' olmalıdır" dedi. "AK Parti'nin yöneticileri terör örgütüne yardım ve yataklık yapmışlardır" diyen Kılıçdaroğlu, "Şimdi tekrar dava açıyoruz diyecekler. Açmazsanız namertsiniz" diye konuştu
Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, "Eli sopalı devlet istemiyoruz" diyerek Davutoğlu'na 10 maddelik çağrıda bulundu.
CHP'nin Türkiye'yi savaşa sokmaya izin vermeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Bugün Dünya Sigarayı Bırakma Günü. Tiryakiler biraz üzülecek ama. En çok sigara içen ülkeler arasında 11. sıradayız. Sigaraya bir yılda ödediğimiz para 20 milyar dolar. 1 yılda sigaradan 110 bin vatandaşımız hayatını kaybediyor. Gelin hep beraber sigarayı bırakalım temiz bir hava teneffüs edelim. Diyeceksiniz ki ülkede temiz hava mı kaldı? Elbirliği ile yapacağız.
Darbe hukuku da demokrasiye zarar. İlk toplantıyı yaptık ikinci toplantı yarın yapılacak. Anayasayla her şey çözülmüyor. İngiltere'yi ele alalım. İngiltere'de yazılı anayasa yok. Kimse dönüp sizde anayasa yok hukuk yok demiyor. Siz demokrasinin beşiğisiniz diyorlar. Sorun darbe hukukundan kaynaklanan temel bir sorundur. Bunu bir bütün içinde ele alıp çözdüğümüzde gerçek anlamda birinci sınıf demokrasiyi yakalarız. Darbeciler darbe yaptıktan sonra kendilerine özgü hukuk getirirler. Milli irade devre dışıdır.
Biz anayasa konusunda, demokrasi konusunda teşhisi doğru koymadık. Sandık ki anayasa değişince demokrasi değişecek. 84 madde değişti yine de demokrasi gelmedi. Olaya doğru teşhis koymamız gerekiyor.
Olay salt anayasa sorunu değil gerçek anlamda birinci sınıf demokrasiyi getirmek. Darbe hukukunda neyi kastediyoruz? Darbeciler kendilerine özgü hukuk getirirler, milli iradeyi devre dışı bırakırlar.
Ülkemizde demokrasi konusunda ciddi açmazlarımız var. Toplanacak komisyona 'Anayasa Uzlaşma Komisyonu' denmesini kabul etmiyoruz. 'Türkiye'yi Darbe Hukukundan Arındırma Komisyonu' olmalıdır.
Türkiye'yi darbe hukukundan arındıracaksanız hep beraber çalışalım. "CHP darbecidir" dediler. Darbeye karşı en büyük bedeli ödemiş partinin genel başkanı olarak söylüyorum; Samimi olarak Türkiye'yi darbe hukukundan arındıracaksanız hep beraber çalışalım.
Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'na 10 maddelik Anayasa çağrısında bulundu. İşte Kılıçdaroğlu'nun maddeleri:
1- Elinde sopa olan devlet istemiyoruz. Böyle bir devlet darbe dönemlerinin yarattığı bir devlettir. Gel diyorum, komisyon kuruldu, Türkiye'yi darbe hukukundan arındıracağız.
Halkı düşünen devlet aynı zamanda saydam devlet demektir. Bir devlet vatandaşına hesap veriyorsa o devlette demokrasi var demektir. Eğer vergi veriyorsak vatandaşın çıkarlarını devlet korumalıdır. Elinde sopa olan değil, vatandaşına hizmet eden, hizmet ederken de hesap veren bir devlet olmalıdır. Sayın Davutoğlu'na çağrım, saydam bir devlet istiyorsan bizim gönlümüz açık
2- Siyasi partiler yasası ve seçim yasası değişmeli. Yüzde 10 barajı başka hangi ülkede var? Siyasi partiler yasasını değiştirelim. Ön seçimi zorunlu kılalım. Bütün partiler yapsın bunu. Milli irade diyoruz. Vatandaş gönlünden geçen vekili mi seçiyor? Vatandaşın önüne konulan adaylara oy veriliyor. Biz bunun için darbe hukuku diyoruz. Biz milletin vekilini lider değil, millet seçmeli diyoruz.
3- Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı. İsterse hukuk fakültelerinden başlayarak yargı sistemindeki bütün aksaklıkları kaldırabiliriz. 4 yıllık hukuk fakültesi olmaz 21. yüzyılda. 4 yıllık fakülte olmaz. Değiştirelim, kuralları değiştirelim. Hakim olmak o kadar kolay mı? Avukat olmak o kadar kolay mı? Eskiden belki böyleydi ama şimdi dünya değişti. Değişime ayak uydurmak zorundayız.
4- Düşünceyi açıklama özgürlüğü. Bu yasalar değişmediği sürece anayasada bir engel yok. Düşünceyi açıklama özgürlüğü evrensel bir kuraldır. Düşüncelerimizi özgürce tartışamayacaksak nasıl bir araya geleceğiz.
5- Medya özgürlüğü. Türkiye'de basın hür mü? Doğru haber yaptı diye gazeteciler içeri atılıyor. Can Dündar ve Erdem Gül neden cezaevinde? Hangi gerekçeyle? TRT benim ödediğim vergiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin aleyhine yayın yapıyor. TRT'yi bu rezil durumdan kurtaralım. Darbe anayasasının 28. maddesi, 'Basın hürdür, sansür edilemez' diyor. Yeni anayasada yasaklanacak mı? Hayır, aynısı yazılacak. Darbeyi güçlendiren yasalar nedeniyle basın bugün hür değil. Biz özgürlükçü demokrasiyi savunuyoruz. Darbe yasalarından yana tavır alanlar asıl darbecilerdir. Kaldı ki, daha garip bir şey var. Doğru haber yaptı diye gazeteciler içeri atılıyor.
6- Sosyal devlet. Vatandaşlar vahşi kapitalizme emanet edilemez. Türkiye Cumhuriyeti'nde kimse kendisini sahipsiz hissetmesin. Örgütlü toplumdur sosyal devlet. Toplumun zayıf kesimlerine devlet destek olmalı. Aile sigortasını getirelim. Sosyal devlet vatandaşını koruyacak. Açık çağrı, aile sigortasını getirelim. Eğer siz sosyal devleti güçlendirecekseniz buyrun gelin. Sosyal devlet aynı zamanda toplumun alt katmanlarını korumak demektir.
7- Üniversite üzerindeki baskıyı kaldırmak. Üniversiteye giden çocuklarımızın kendi okullarında söz sahibi olmasını istiyoruz. Bir ülkeyi dünyada saygın kılan unsurlardan biri o ülkenin üniversiteleridir. O ülkenin üniversiteleri bilgi üretiyorsa kimse korkmasın. Bilgi mi üretiyor bizim üniversiteler? ne engel buna? YÖK var, kaldıralım. Üniversitelerin üzerindeki baskıyı kaldıralım. Gel, mali özerklik verelim. Kendi çocuklarımıza neden güvenmiyoruz. Buna engel olan darbeci zihniyeti savunan siyasi iradedir.
8- Yasama organını güçlü hale getirmek zorundayız. Gerekirse yeni düzenleme yapılmalı. Yasama, yürütmenin arka bahçesi şu anda. Bu tabloyu sağlayan da 12 Eylül. Parlamentoyu güçlü hale getirmeliyiz. Parlamento yürütme organının telkiniyle yolsuzluk dosyalarını kapatıyor. Nasıl güveneceğim? Bu yasama organının itibar kaybıdır. Açık ve net çağrıda bulunuyorum, bu tabloyu yaratan darbe hukukunu ortadan kaldıralım.
9- Din ve vicdan özgürlüğü. Dinin, kimliğin ve yaşam tarzının siyasete konu edilmemesi gerekir. Ortadoğu'daki kavgaların temel nedeni, inancın, kimliğin ve yaşam tarzının siyasi aktörler tarafından acımasızca kullanılmasıdır. Bu kurala da inanıyorlarsa yasalarda düzenlemeleri getirelim.
10- İçtüzük değişikliği. İktidar partisinin gücünü kırmak için değişikliği yapalım. Araştırma komisyonu için meclisin dörtte birinin oyu yeterli olsun. Parlamenter sistemimiz daha güçlü olacak.
Halkını düşünen devlet saydam devlettir. Bir devlet halkına hesap veriyorsa demokratik devlettir. Çocuklarımız doğduğundan beri vergi ödüyoruz. Bir tek nefes aldığımız hava da vergi yok. Vergi veriyorsak bunu halk için kullanın. Elinde sopa olan devlet değil vatandaşına hizmet eden devlet istiyoruz. Bunu istiyorsanız CHP olarak size destek vereceğiz.
Soma'da genç çocuklarımız hayatını kaybetti. Eli sopalı devlet "Neden mahkmeye geliyorsun" diyor. O vatandaş hakkını arayacak. Saydam devlet kaçaksaray maliyetini vatandaşına açıklayan devlettir.
Saydam devlet vatandaşına hesap veren devlettir. Latin Amerika'ya giderken özel uçakla gider ama sen giderken askeri kargo uçağı senin arabanı taşıyor. Saydam devlette bunlar olmaz, bunun hesabı verilir. Arabaya binip gideceksin o ülkede sana tahsis edilecek araba yoksa oradan araba al, gelirken de ülkenin gururu için bağışla. Devletin saydamlığı hükümete, devlete, siyasete itibar kazandırır.
Kaddafi'den aldığın parayı nereye harcadın. Kaldı ki bu da yetmedi; Ekvador'da korumalar oradaki milletvekillerini dövdüler. Sosyal medyada paylaşıyorlar "Türkler ne kadar sabırlıymış" diye
Darbeye karşıysanız niye bu yasaları değiştirmiyorsunuz. Yüzde 10 seçim barajı hiç bir yerde yok. Milli iradeye neden baraj ve sınır getiriyorsun. Milletin verdiği oy parlamentoya aynen yansısın. Sokakta konuşacağına parlamento da konuşsun. Ön seçimi zorlayalım. Milli irade diyorsun vatandaş milletvekilini seçemiyor. Listeyi vatandaşın önüne koyuyor. Darbe hukukudur bu. Türkiye'yi darbe hukukundan arındımadıkça bu ülkeye demokrasi gelmez. Milletin vekilini millet seçmeli, lider değil. Çağdaş uygar bir siyasi partiler yasası çıkaralım.
Her gün şehitlerimiz geliyor. AKP iktidar olduğunda Türkiye'de terör sorunu var mıydı? Hangi iktidarlar döneminde terör örgütü palazlandı? Son 14 yılda... Terör örgütü ile masaya oturan iktidar kimdi? Siz kalkıyorsunuz, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni gayri meşru bir örgütle muhatap ediyorsunuz.
Terör örgütü şehirlerde silahları depolarkan onlara dokunulmaması için talimat veren kimdi? 'PKK bizi kandırdı' diyen kimdi? Sen çocuk musun, devleti yönetiyorsun. PKK seni kandırıyorsa sen zaten bu ülkeyi yönetemezsin ki! Terör örgütü vergi daireleri kurdu, mahkemeler kurdu, asker alma daireleri kurdu bunlarda tık yok. Şimdi bedelini bu ülkenin garip şehitleri ödüyor. O şehitlerin kanları bunların yakalarındadır.
Eğer biz tek başımıza iktidar olmazsak 'terör azar ekonomi çöker' dediler. Bugün terör azdı ve ekonomi çöktü. 180 günde 200 şehit verdik. Son 6 ayda verdiğimiz şehit sayısı son 19 yıldakinin zirvesinde. Siz koskoca ülkeyi nasıl terör örgütüne muhattap edeceksiniz. AK Parti'nin yöneticileri terör örgütüne yardım ve yataklık yapmışlardır. Şimdi tekrar dava açıyoruz diyecekler. Açmazsanız namertsiniz.
Davutoğlu 'gerekirse bütün Suriye'yi alırız' diyordu. Şimdi 600 bin kişi gelecek Davutoğlu 'kaygılıyız' diyor. Yeni mi uyandın Sayın Davutoğlu?
Türkiye'yi savaşa sokmak bu ülkeye ihanettir. CHP asla buna izin vermez."