CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay üyeliğine 27 Kasım’da seçilen ve seçildikten hemen sonra, henüz hiçbir faaliyette bulunmadan Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine aday olduğunu açıklayan eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'a oy veren hâkimlere tepki gösterdi. "107 üye vicdanlarını kiralayarak, iradelerini satarak oy verdi. Tam bir utanç tablosu!" eleştirisinde bulunan CHP lideri, "107 kişiye söylüyorum. Bir kişinin kulu ve kölesi olup o bir kişinin verdiği talimatla oy kullanıyorsunuz. Nasıl FETÖ'nün 140 hâkimine militan dediysem siz de şimdi sarayın militanısınız!" dedi.
CHP lideri, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP'yi işaret ederek kullandığı, "Ne diyorlar? İktidara gelirsek AK Partiyi kapatacağız, AK Partiyi destekleyen iş adamların şirketlerine el koyacağız, AK Partiye karşı muhalefet etmeyen medya kuruluşlarının kapısına kilit vuracağız diyor. AK Parti ile çalışan memurları işten atacağız, AK Parti'de görev yapanların mülklerine el koyacağız diyorlar. Daha bunun gibi pek çok zırvayı dillerine doluyorlar" sözlerine de tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Ak Partiyi neden kapatalım! Tam bir akıl tutulması. Böyle bir şey ağzımızdan çıkmadı. Bir insan böyle katmerli bir yalanı nasıl söyler hayret ediyorum. Söylenecek tek bir şey var, Allah akıl fikir versin. Demokrasiyi bu ülkede koşulsuz savunan tek partiyiz" ifadelerini kullandı.
Asgari ücret görüşmeleri sürerken, vergisiz olarak 3 bin 100 lirada kanaat kılınması gerektiği düşüncesini bir kez daha dile getiren CHP lideri, "Asgari ücret ortalama ücrete dönmüş. Asgari ücretten hangi vergiyi alacaksın! Zaten vatandaş geçinemiyor. Sen uyuşturucu ticareti yapan adamdan vergi alacaksın. Kara parayla devleti dolandıranlardan alacaksın vergiyi. Tasarruf yapacaksın önce. Bunlar yapılmıyor. Sıra asgari ücrete gelince para yok! Bu bir siyasi tercihtir! 3 bin 100 lira olmalı asgari ücret. Bunun altında bir asgari ücreti gerçekçi bulmuyoruz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Gündemde asgari ücret var. Milyonlarca kişi ne olacak diye bekliyor. Bütçe görüşmelerinde açıkladık. Net vergisiz 3 bin 100 lira olması lazım dedik. Asgari ücret ortalama ücrete dönmüş. Asgari ücretten hangi vergiyi alacaksın! Zaten vatandaş geçinemiyor. Sen uyuşturucu ticareti yapan adamdan vergi alacaksın. Kara parayla devleti dolandıranlardan alacaksın vergiyi. Tasarruf yapacaksın önce. Bunlar yapılmıyor. Sıra asgari ücrete gelince para yok! Bu bir siyasi tercihtir! 3 bin 100 lira olmalı asgari ücret. Bunun altında bir asgari ücreti gerçekçi bulmuyoruz."
"Barajlarımızı biz yaptık onunla övünüyoruz. İç Anadolu'da esnafların piri olan, Hacı Bektaş-ı Veli'yi Mevlana'yı ve aşı Veysel'leri yeteri kadar biliyor muyuz? Neşet Ertaş'ı unuttuk mu? Yörük kardeşlerimizi unuttuk mu? Onların genç kuşaklara aktardıklarını unuttuk mu? Zengin bir kültür ve zengin bir coğrafyamız var. Ama bu coğrafyayı birlikteliğin sembolü olarak değil didişmenin sembolü olarak gündeme getiriyoruz. Ben Seval Türkeş'i ziyaret ettim. Bir mafya bozuntusunun bir siyasal partini destekçisi olması ve o partini de bu mafya bozuntusuna sahip çıkması cumhuriyet tarihinde bir ilkti ve buna açık gönüllülükle karşı çıkıyor. Mevlana'yı biliyoruz ama acaba felsefesini biliyor muyuz? Yunus Emre'yi biliyoruz ama acaba felsefesini biliyor muyuz? Ne diyor Yunus Emre biz kimseye kin tutmayız düşmanımız kindir bizim. Daha ne desin. Bütün peygamberler kine ve öfkeye karşı çıkmışlardır. Ben kine ve öfkeye hiçbir zaman itibar etmedim bundan sonra da etmeyeceğim."
"805 aydın ortak bir bildiri yayımladılar. Neredeyse linç edecekler. Şu Türkiye'nin geldiği hale bakın. Katılır veya katılmazsınız o ayrı bir şey. Ama eleştirinin de bir dozu vardır. Doğruları reddetmek asla doğru değildir. Ki bu bizim darbe anayasının dahi öngördüğü bir düzenlemedir. Ufku kararmış insanların bu bildiriye tepki göstermesini doğru bulmuyorum."
"Sizin kızınız, sizin evladınız böyle bir muameleye tabi tutulduğunda acaba tepki gösterir misiniz? Üniversite öğrencileri bunlar. Hangi gerekçeyle çırılçıplak soyup arıyorsunuz? Bunu Gergerlioğlu dile getirdi. Bunun tamamen yalan olduğu ifade edildi ve gerçek olduğu ortaya çıktı. Sayın Özlem Zengin 'Türkiye'de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum' diyor. yok böyle bir şey' oysa var. Üstelik yıllardır var."
"Adalet sağladığınızı mı düşüyorsunuz? Anlamakta zorluk çekiyorum. Eğer çıplak aramayı kaldırırlarsa biz her türlü desteği vermeye hazırız. Biz kanun teklifi verdik reddettiler. O zaman siz oturun bir kanun teklifi hazırlayın."
"Uzun süredir Covid-19'u yaşıyoruz. Resmi rakamları verdik oysa bunun çok daha üstünde insanlar hayatlarını kaybettiler. Güçlük 33 lira esnafa para verecekler ama bütün esnaflar dahil değil buna. Bir öğün çay 2 lira. Bir simit 2 lira. Beş kişilik bir aile, 20 lira.. Bir günde birer simit birer çay, 60 lira. Aylık 1800 lira yapıyor. Siz bu aileye bin lira veriyorsunuz. Sizde hiç vicdan yok mu? Nasıl geçinecek bu insanlar. Bunlara karşı çıkmamız lazım. Esnaf zor durumda, esnafa sahip çıkmamız alazım."
"Prim borçları için hiçbir şey yapılmadı. Sicil affı konusunda hiçbir şey yok. Sicili bozuk olanlar bankadan kredi de alamıyor. İcra işlemlerin durdurulmasını istiyor esnaf. Bunu durdurun bari. O konuda da tık yok. Günlük kazanıp günlük geçinen sokak satıcıları, bunlar ne yapsınlar? Servis şoförleri, teminatla bankadan para çekmişler, bununla ilgili bir şey yapılmalı. Teminat mektuplarının ayrıca masrafını ödeyin diyorsunuz, nasıl ödeyecek. Okul kantin kiralarının alınmaması gerekiyor. E okullar kapalı, ne olacak bu insanlar? Esnafın durumu pek parlak değil."
"Katarlılar futbol karşılaşmalarını belli bir rakamla satın almışlar. 'Hayır biz bunu kabul etmiyoruz, bu parayı da ödemeyeceğiz' dediler. Doları sabitlediler. Kulüpler geçenlerde bir açıklama yaptılar Katar şirketi bizim talebimizi karşılamadı. Katarlı şirket ise, “biz parayı ödedik dedi. Soru şu spor kulüpleri bu parayı almadığına göre Katar şirketi de ben bu parayı ödedim dediyse bu para nerede?"
"Sudan yetmedi Nijerya'dan arazi kiralamışlar. Soru şu; Nijer'de neden gidip de 1 milyon hektar niye kiralanır? Türkiye'de yer mi kalmadı? Destek verilecekse bizim çiftçiye destek verin. Çiftçinin bundan haberi yok. Sana verilmeyen para başka yerlere veriliyor, ekilmeyen toprak başka yerlerde ekiliyor, sana sahip çıkılmıyor ama Nijer'e sahip çıkılıyor. Çiftçi burada perişan vaziyette sen kalkıp Nijer'de arazi kiralıyorsun. Kabul edebileceğimiz bir konu değil."
"Mardin'de elektrik faturaları milleti bezdirmiş vaziyette. Şunu açıklıkla söylemek isterim. CHP'nin iktidarında bir sefer bu elektriği vatandaşın istediği koşullarda vatandaşa vereceğiz. DEDAŞ'mış şuymuş, buymuş gerekirse devletleştireceğiz. Çiftçilere sesleniyorum; siz ilk seçimde yine gidip AK Partiye oy verirseniz benim iki elim yakanızda olacak. Anlamak mümkün değil. Çocuğunuzun hakkını bari başkalarına vermeyin."
"Beşiktaş saldırısında (2016) bir şehit annesine 121 lira 96 kuruş maaş bağlandığını söylemişti. Bana itiraz edildi. İtirazı yapan da AKP Malatya Milletvekili Öznur Çalık… Ona şöyle dedim: 121 lira 96 kuruş maaş bağlanmasına doğru diyorsunuz, yerinizde kalın. Doğru demiyorsanız, görevinizden ayrılın, ben makbuzu size vereceğim. Makbuz burada. AKP’li milletvekili, 'Bana bu yanlış bilgiyi kim verdi' diye hesap soracak mı? Ya da “Bu yanlış bir bilgiymiş. Beni aldattılar. Kılıçdaroğlu’ndan özür dilerim” diyecek mi?"
"Devletten bu kadar nasıl haberdar değiller. En azından ses çıkarmazsın şu Kılıçdaroğlu'nun söylediği rakamlar ne dersin. İktidar kanadından size verilen her bilginin yüzde 90'ı yanlıştır. Ama benim verdiğim her bilgi yüzde 100 doğrudur. Şimdi bu makbuzları göndereceğim. Görevden ayrılmasını ya da benden özür dilemesini isteyeceğim."
"Fuat Oktay da bu 121 lira aylıkla ilgili açıklama yaptı. Sen yönünü saraya ve Erdoğan'a dönmüşsün; biz 83 milyona dönmüşüz. Küçük bir rahatsızlık geçirmiş bu vesileyle geçmiş olsun dileklerimizi de iletelim. Şehitler hepimizin şehididir. Fuat Oktay'ın şunu demesini beklerdim. Nereye gitti bu 52 milyon lira. Kim bu parayı yedi? Siz vicdanlıysanız, hiç hakkı içselleştirmişseniz bu 52 milyon lira nereye gitti diye sormalısınız. Benim verdiğim rakamlar da devletin rakamı ama sizin verdiğiniz rakamlar yalan. Siz açıkça yalan söylüyorsunuz."
Ne olmuştu?TBMM Genel Kurulu’nda 2021 yılı bütçesi konuşulurken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Beşiktaş'ta 10 Aralık 2016'da, 46 kişinin öldüğü terör saldırısında hayatını kaybeden genç tıp öğrencisi Berkay Akbaş'ın annesi ve babasına kişi başı 121 lira 96 kuruş verildiğini söylemişti. Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle ilgili söz alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Terör eylemi sonucu şehit olan bir polis memurumuzun babasına 121,96 TL aylık bağlanması söz konusu değildir arkadaşlar. Nereden alıyorsunuz bu rakamları bilmiyorum" demişti. |
"İktidara gelirsek Ak Partiyi kapatacağız demişiz. Arkadaşlara sorduk, kimse böyle bir şey söylememiş. Biz demokrasinin yeşermesini istiyoruz. Devletin başında olan, orayı işgal eden adamın yalan söylemeye hakkı var mıdır? Yalan söylüyorsun! Bu ne demektir? Öfkeyi, kini beslemektir. Yalanı devlet politikası haline getirirseniz o ülkeye en büyük ihaneti yapmış olursunuz. Eleştirin ama doğruyu söyleyeceksiniz. Ak Partiyi neden kapatalım! Tam bir akıl tutulması. Böyle bir şey ağzımızdan çıkmadı. Bir insan böyle katmerli bir yalanı nasıl söyler hayret ediyorum. Söylenecek tek bir şey var, Allah akıl fikir versin. Demokrasiyi bu ülkede koşulsuz savunan tek partiyiz. Sayın Erdoğan bunu iyi bil! Bu kadar yalanı nasıl söylüyorlar. Bunların danışmanı da mı yok. Bari Fahrettin'i alsaydın. Tam bir çöküş içindeler. Yalan söyleyerek acaba kendi kitlemizi ikna edebilir miyiz diye. Sen kendi kitlene dön bir bak çoğu aç aç!"
"Bir kanun teklifi görüşülüyor. Mali eylem görev gücü diye oluşturulan bir kuruluş var. Bunun 39 üyesi var üyelerden biri de Türkiye. Gelen teklif günü kurtarma teklifi. Yıl onuna kadar bunu çıkarmak zorundayız diyorlar. Kurumlar vergisi değişti 2006 yılında. Vergi cennetlerinden geleceklerin vergilenmesini öngörüyor. 2020'yi bitirmek üzereyiz. Neden vergi cennetlerinden gelen paraların vergilendirmesini öngören düzenlemeyi yapmıyorlar? Çünkü Man Adasından gelen paralar vergilenecek."
TIKLAYIN - “Derneklere kayyım” atanması yetkisini veren düzenleme Genel Kurul’da
"Kendisini muhafazakar parti olarak tanıtan partiye bakın. İnsan ticareti, organ ticareti yapıyorsun sıfır vergi. Asgari ücrete vergi. Şimdi yeniden kanun getirdiler. Yurt dışında kazanılan paralar, Türkiye'ye gelirse sıfır vergi. Ama bizim asgari ücretli çalışında dünyanın vergisini veriyor."
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı şimdi Yargıtay üyesi İrfan Fidan, atandı daha İstanbul'dan gelip ayağının tozunu silmedi efendim ben AYM üyesiyim dedi. 107 üyenin oyunu aldı. Arkasında kirli ilişkiler var ama geliyor 107 üyenin oyunu alıyor. Neden? Saraydan alınan talimatla. Daha dün geldin. AYM üyeliği yapacak birikime sahip oldun mu? Daha koltuğun ısınmadan talimat verildi ve 107 üye vicdanlarını kiralayarak, iradelerini satarak oy verdi. Tam bir utanç tablosu! Biri de çıkıp burada bir yanlışlık var demiyor. Yine bize düştü."
"Öyle bir tezgâh kurdular ki! Normalde 21 Aralık’ta yapılması gereken seçimleri ertelediler Korona sebebiyle. Adalet dağıtması gereken, adil olması gereken bir kurumun adaletsizliğin altına imza atması kadar acı bir şey var mıdır! Kendi hakkına ve hukukuna sahip çıkmaktan aciz olan bir mahkeme. Bir kişiyi AYM’ye bir kişinin talimatıyla göndermek için eğilip bükülen bir mahkeme tablosunu siz dünyaya sergileyemezsiniz, hakkınız yok. Ama yaptılar."
"Orada bir sürü insan bekliyor, yıllarını vermişler Yargıtay'a. Siz hâkim değilsiniz, irade sahibi değilsiniz, 107 kişiye söylüyorum. Bir kişinin kulu ve kölesi olup o bir kişinin verdiği talimatla oy kullanıyorsunuz. Nasıl FETÖ'nün 140 hâkimine militan dediysem siz de şimdi sarayın militanısınız."
"Anayasa Mahkemesi gibi, Yargıtay gibi bir yere atama yapıyorsunuz atanan kişinin hukuku, adaleti içselleştirmesi lazım."
"Cübbelerinde düğme yok bunların kimse önünde eğilmesinler diye. Erdoğan'ın önünde iki kat oluyorlar. Bu mudur sizin hâkimliğiniz! Şimdi oraya bir bilgi hırsızını getiriyorlar. Bir soruşturma dosyasında iddianame hazırlanıyor. Bir bilim insanının kitabının olduğu gibi beraber iddianameye geçiriyor. Ama kaynağı belirtmiyor. Bunun Yargıtay üyesi olması balı başına bir olay. Bilgi hırsızından Anayasa Mahkemesi üyesi mi olur! Bilgi hırsızlığı yapıyor. Hırsızın AYM üyeliğinde ne işi var? Emin olun ben anlamakta zorluk çekiyorum. Bu adam AYM üyelerine nasıl bakacak? Hırsızlık yapmak bu ülkede yükselmenin temel göstergesiyse vay halimize!"
"Yargıtay'da bütün üyelere seslenmek isterim. Yargıtay sıradan bir kurum değildir. Ahlakın egemen olduğu bir kurumdur. Hiç kimsenin kendi tarihine ihanet etme hakkı yoktur. Her kurum kendi geçmişiyle gurur duyar. Hiçbir kurumun sarayın talimatıyla bir kişi için hukuksuzluğu baş tacı ediyorsa, kurumu yok eder, saygınlına gölge düşürür. Biz 140 militan atandığında da aynı itirazı yapmıştık. Tarih bizi haklı çıkardı. AYM sıradan bir mahkeme değildir. Bari dünyayı kendimize güldürmeyelim. Bu kişide toplu iğne ucu kadar varsa adaylıktan çekilir. Biz oraya siyasi militanlar mı yerleştiriyoruz yoksa adaletli hâkimler mi gönderiyoruz bunlara bakılması lazım."
"Sahte diplomalara bankalara yönetim kurulu olarak atananları gördük. AK partinin resmi internet sitesinde lise mezunu olarak görünüyor. Bu sahtekâr aynı zamanda cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığı görevini yapıyor. Ya cumhurbaşkanlığı makamına bir sahtekâra görev verilir mi! Şu ahlaki zemindeki kaymaya bakın. Sahte diploma almadığını itiraf ediyor. Bir numaralı sahtekâr. Sahte diplomayla iş mi yapılır ya! Bankayı soyarsa hiç kimse şaşırmasın."
"Bence biz Yerlikaya'ya haksızlık yapıyoruz. Yerlikaya'yı mutlaka Hazine ve Maliye Bakanı yapmalıyız. Olmuyorsa Merkez Bankası'na başkan olarak tayin etmeliyiz!"